Dolmabahçe'de İkram Gecesi

Galatasaray'ın sahasında Çaykur Rizespor'a mağlup olarak, zirve yarışında ağır yara aldığı haftada derbiden alınacak 3 puan; hem lider Beşiktaş için takipçileriyle arasındaki puan farkını daha da açarak, şampiyonluk yolunda elde edeceği büyük avantaj hem de hemen peşlerindeki Fenerbahçe için ligde sezon sonunu şampiyon tamamlama ihtimalini daha da arttırıp, bir nebze de olsa kazanacağı moral açısından önem arz etmekteydi. Fenerbahçe, bir süreden beri kulübe musallat olan içsel sorunlar yüzünden zaten kaç maçtır neredeyse futbol oynamayı bile unutmuştu. Sahaya çıkan futbolcuların ayakları her karşılaşmada birbirine dolanıyor, geriye doğru gidiyordu. Herbir futbolcu sanki uyuşturularak sahaya çıkmış gibiydi. Bu ruh hali de, Fenerbahçe'de son haftalarda alınan saha sonuçlarıyla kendini fazlasıyla belli etti.

Erol Bulut, takım içerisindeki bu olumsuz havayı dağıtmak ve zorlu Vodafone Park deplasmanından 3 puanla dönerek, ligde şampiyonluk yarışına yeniden dahil olmak adına kendince bir çözüm yolu buldu ve yönetim kararıyla neredeyse kapı dışına konulan Caner Erkin'i uzun bir aradan sonra Beşiktaş karşısında ilk 11'de oynattı. Caner Erkin'in kadro dışı kalmasına neden olan süreçte hem kulüp yönetimi hem de Teknik Direktör Erol Bulut ve Spor Direktör Emre Belözoğlu ile arasında ne fırtınalar koptuğu pek belli olmasa da, Fenerbahçe, Caner'in olmadığı karşılaşmalarda kendi sahasında 5 puan kaybederek, ligde şampiyonluk yarışında çok önemli bir fırsatı tepti. Uzun bir aranın ardından Beşiktaş karşısında ilk 11'de yerini alan Caner; takım için ne denli önemli bir oyuncu olduğunu, özellikle duran toplarda hazırladığı pas organizasyonları ile bir kere daha gösterdi.

Mesut Özil, tam da kendisine en çok ihtiyaç duyulan ligin bu keskin virajında oynamayacak da; daha hangi maçta katkı sağlayacak Fenerbahçe'ye? Sakatlık, elbette her oyuncu için çok ağır bir durum. Ama önemli bir oyuncu olarak, ligin devre arasında takıma katkılar sağlamak üzere çok büyük paralar ödenerek transfer edilen bir futbolcunun, çok kısa bir sürede sakatlık gerekçesiyle ligin kader haftalarında oynayamayacak olması; hangi takımdan olursa olsun düşündürür ve isyana zorlar taraftarları. Neredeyse Van Persie'den bu yana scout ekipleri ve Avrupalı zengin menajerlerin kazığını yemeye doyamadı Başkan Ali Koç'un, Fenerbahçe'den bir dünya takımı yaratma hayalindeki kulüp yönetim kurulu üyeleri.

Beşiktaş açısından da, Vodafone Park'ta Fenerbahçe'yi mağlup etmek için bundan daha iyi bir fırsat yakalanamazdı. Galatasaray'ın da evinde sürpriz bir sonuçla Çaykur Rizespor'a yenilmesiyle zaten lideri olduğu ligin puan tablosunda rakipleriyle arasındaki puan farkını daha da açmak için aradığı fırsat, Beşiktaş'a neredeyse altın tepside sunulmuştu. Karşılaşma seyircisiz de olsa, saha avantajı en önemli şansıydı Beşiktaş'ın. En önemli gol ayağı Aboubakar'a uygulanan çifte markaj ile Beşiktaş'ın kanat hücumlarına karşı Fenerbahçe'nin aldığı sıkı tedbir; Beşiktaş'ın maçı lehine sonuçlandırmasına engel oldu. Aboubakar, Larin gibi önemli hücum silahlarının etkisiz kaldığı karşılaşmada Beşiktaş, 48. dakikada kazanılan serbest vuruşta, Rachid Ghezzal'in ortasından Domangoj Vida ile bulduğu golle öne geçti. Erol Bulut, zorlu derbide Fenerbahçe'ye puan getirecek oyuncu hamlelerini 58. dakikadan itibaren yapmaya başladı. 74. dakikada Bright Osayi Samuel'in yerine oyuna giren Ozan Tufan, 89. dakikada Pelkas'ın pasında ceza sahasının dışından yaptığı vuruşla skora denge getirdi ve maç karşılıklı atılan gollerle 1-1 sona erdi.

Karşılaşmada her iki takımda da performanslarıyla, kritik kurtarışlarıyla kaleciler ön plandaydı. Gerek Beşiktaş'ta Ersin Destanoğlu gerekse Fenerbahçe'de Altay Bayındır; kurtarışlarıyla hem seyir zevki ve heyecan yönünden karşılaşmaya katkı sağladılar hem de maçın berabere bitmesinde en önemli pay sahipleriydiler. Özellikle de Fenerbahçe'nin sezon başından bu yana oynadığı futbol ne kadar eleştiriliyor olsa da, yine de hâlâ ligde şampiyonluk yarışının baş aktörleri arasında yer alıyor olmasının temelinde hiç şüphesiz genç kaleci ve onun gitgide yükselen başarılı performansı var. Hem de neredeyse her maçta önündeki defans hattı değişiklik göstermesine rağmen.

Sonuçta ligin zirvesinde pek bir şeyin değişmediği bir hafta geride kaldı. Galatasaray, evinde aldığı Çaykur Rizespor mağlubiyetiyle lider Beşiktaş'ı yakalama, hatta geçme fırsatını teptiği gibi, Fenerbahçe'ye de zirveye daha da yaklaşma fırsatını sundu. Ama bu sezonun hem Kadıköy'de hem de deplasmanda puanlar hovardası Fenerbahçe, ezeli rakibinin bu nâzik ikramını görmezden geldi ve es geçti. Beşiktaş, her iki rakibiyle arasındaki puan farkını daha da arttırıp, ligin zirvesinde rahat nefes alma fırsatından oldu. Süper Lig'de sezonun ikram haftaları da başlamış oldu böylelikle.