Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

18 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Dolunay ve kar

Dolunay ve kar
 

Dolunay ve Dost


Kadıköy, Bahariye'de trafiğe kapalı cadde üzerindeki ağaçların diplerini, dekoratif dursun diye renkli granüle kauçuktan mamul bir malzeme ile tamamen kaplamışlar. Zaten her yer beton, bari ağaç diplerindeki toprak nefes alabilseydi. Kısa bir süre sonra ağaçlar çürümeye başladığında bakalım belediye olarak topu kime atacaklar…

Her şeyin bir sorumlusu var bizim ülkemizde. Maytap atölyesinde patlama olur, "Azrail can aldı" denir. Kaza olur araçlar birbirine girer, "Trafik canavarı can aldı" denir. Ama siz boş verin bunları, şimdi gündem başörtüsü ve biz neremize neyi nasıl bağlasak derdindeyiz.

Sorumlu bulmaya gelince üstümüze yoktur ama ihtiyaç olduğunda sorumlular nedense sorunlu hale gelirler.

Geçenlerde yolum Kadıköy’e bağlı Barbaros Mahallesi’ne düştü. Küçük ölçekli işletmelerin, orta ve alt gelir düzeyindeki ailelerin yaşadığı bir yer Barbaros mahallesi.

Tam işimi halledip oradan ayrılacaktım ki yanındaki sokak köpeği ile oynayan çocuğu gördüm. Çocuk görünce dayanamam ya yine aynı şeyi yaptım.

—Ne güzel dost olmuşsunuz.

—Zaten onun adı dost ki.

—Senin köpeğin mi?

—Evet, ama bizim evde yaşamıyor.

—Öyle mi, neden?

—Evde ona yer yok.

—Nerde oturuyorsun sen?

—İşte şurada…

Ev diye gösterdiği şey yolun alt tarafındaki arsanın bir kenarına tamamen naylonlardan yapılmış minicik bir kulübeydi. Ne kapısı, ne penceresi ne de çatısı vardı. Görebildiğim kadarıyla toprak zemine çakılmış dört adet direk ve çepeçevre kalın naylondan inşa edilmişti. Bu altı üstü 20 metrekarelik evde(!) bir anne, baba ve 3 çocuk yaşıyordu. Benim konuştuğum çocuk olan 11 yaşındaki Dolunay hiç okula gitmemişti. Parasızlıktan gidememişti. Babaları, inşaatlarda (iş bulduğu zaman) günlük 40.-YTL ücretle çalışıyordu. Anne, yakındaki bir imalathanenin merdivenlerini haftada bir kez aylık 10.-YTL karşılığı temizliyordu.

O gün bu aileye yaptığım gıda yardımının çözüm olmadığını bildiğimden CHP’li Kadıköy Belediyesine başvurdum. Çocukların okula gönderilebilmeleri, babanın düzenli bir iş bulabilmesi ve ailenin bu kış gününde barınabileceği bir dört duvar sağlanabilmesi için yardım talep ettim. İlgileneceklerini söylediler.

Üç gün önce gidip Dolunay’la konuştum, gelen giden olmamış. Aradan geçen bir aylık sürede bu aileyle ilgilenecek bir sorumlu ne yazık ki çıkmamış.


Şimdi ben AKP Kadıköy İlçe Başkanlığına gitsem ve bu aile ihya edilse ki öyle yapacaklarından adım gibi eminim, içime sindirebilir miyim?

Bir süre önce, davetli olduğum bir sergi açılışında şahit olduğum bir olay geldi aklıma. Açılış saati 12.00 ama saat 13.30 olmuş sergiyi gezmeye gelenler hala kapıda bekletiliyor. Nihayet kapılar açılıyor ve içerden Kadıköy Belediye Başkanı ve ekibi çıkıyor. Davetlilerden biri sesini yükseltip “Başkanım siz varsınız diye bizi içeri almadılar” diyor. Başkan sinirlenip yanındakilere ve sergi görevlilerine “Nasıl yaparsınız bunu?” diye çıkışıyor.

Olmadı Sayın Öztürk, yazının başında da dediğim gibi topu başkasına atıp rahatlayamazsınız. O sergiyi gezerken neden ahali yok, neden yalnızım diye düşünmeliydiniz. Bahariye caddesindeki ağaç diplerinin dekorasyonu ile uğraşacağınıza sınırlarınız içindeki ihtiyaç sahipleri ile ilgilenmeliydiniz.

İstanbul kar altında. Hava sıcaklığı -3oC ancak hissedilen sıcaklık -15oC

Ben bu hafta sonu karın keyfini çıkaramadım. Dolunay ve ailesi naylon evlerinde yaşam mücadelesi verirken ben kar manzarası fotoğrafları da çekemedim.

Not: Yardım konusunda Kadıköy Belediyesi ile görüşmelerim devam edecek.

 
Toplam blog
: 61
: 2350
Kayıt tarihi
: 24.01.08
 
 

17 yaşımdaydım yazmaya ilk başladığımda. Dünyayı tanımaya çalışırken kendimi de tanıdım zaman içinde..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara