Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '09

 
Kategori
Mizah
 

Don Kişot ve Sancho Panza...

Don Kişot ve Sancho Panza...
 

kahraman ikili..


Gerek dünyada, gerekse Türkiyede mizah alanında tanınmış "ikililer" vardır.

Bu ikililer, daima birlikte anılır; birlikte anlam ifade ederler. Tek başlarına olunca işin büyüsü bozulur.

Dünya edebiyatında Don Kişot ve uşağı Sancho Panza ile bizim Karagöz ve Hacivatımız, bu ayrılmaz ikililerin en klasik örneklerindendir..


Ama modern çağlarda da çok sayıda ünlü "ikili" den söz etmek mümkündür:

Mesela, benim aklıma gelenler; Kavuklu ile Pişekar, Nokta ile Virgül, Yavru ile Katip gibi...

Mizahi ikililerin temel özelliği, daima birlikte üretmeleridir.

Dediğim gibi biri olmadan ötekinin anlamı olmaz..

Aralarında hem bir çekişme, hem biribirlerine mahkum olmanın getirdiği "dayanışma" vardır..


Türk siyasi hayıtına baktığımızda son günlerde yeni bir "ikili" görüyoruz: İstanbul'u "kötü adamlardan" kurtarmak üzere yola çıkmış bir ikili bunlar..

Bu ikili de, tıpkı Don Kişot ve Şancho Panza gibi, biribirine bağımlılık arzediyor.

Bu ikilinin de, birisi "şövalye" rolünü, öteki Sancho Panza rolünü oynuyor..

Hem şu ana kadar da çok güzel oynadıklarını kabul ve itiraf etmek gerek..


"Şövalyemiz, kötü adamların elinde per ü perişan olmuş İstanbul'u dolaşırken, "uşağı" yanından hiç ayrılmıyor.

Şövalyenin sıkıştığı yerlerde, hemen öne atılıp gerekli müdahelesini yapıyor.

Şövalyenin ayağına diken batmaması, üstüne çamur sıçramaması için, kendi gövdesini siper yapmaktan çekinmiyor.

Sancho Panza kadar vefakar ve fedakar bir "uşak" bu..

Efendisi şövalyenin yanından hiç ayrılmıyor; tüm seferlere birlikte çıkıyorlar..

Her ne kadar Efendisi "Kılıçdar" da olsa, Efendisinin kılıcını da kalkanını da o taşıyor; gerektiğinde hemen yetiştiriyor.


En "Tekin" siz yerlerde, efendisini korumak adına kendini öne sürmekten geri durmuyor..


Don Kişot'un ütopik sevgilisi Dulcine aslında bir "köylü kızı"dır ancak, şövalyemizin gözünde o en asil bir prensestir..

Bizim çağdaş ikili için de İstanbul, Dulcine'den başka bir şey değil..Tunceli kadar taşra iken Opera kadar soylu bir güzel..(Nitekim; ünlü şairimizi Tevfik Fikret, bu Dul-cine'yi anlatırken; "yedi kocadan arta kalmış, el değmemiş DUL" olarak tavsif etmiştir)

Bakalım, bizim ikili, ütopik güzelleri için, daha kaç çamurlu yollara çıkıp, kaç yel değirmenine savaş açacaklar..

Başaramasalar bile, biribirine çok yakışan, sevimli ikili olarak, siyasi tarihimizdeki yerlerini alacaklar..

Kimbilir belki, yerli bir Cervantes de çıkar, onların destanını yazar.

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..