Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Döndüğüm bu sema sensin döndüğüm...

Döndüğüm bu sema sensin döndüğüm...
 

Sevmek için birini, sebepleri olmalı insanın. Yaptıklarıyla, davranışlarıyla, konuşmasıyla, bakışıyla, gülüşüyle, düşünceleriyle, paylaştıklarıyla, yazdıklarıyla…

Haşmet Babaoğlu’nu böyle sevdim ben. Geçmiş zamanda bir gün, gazeteye kaptırmışken kendimi, gözüme takıldı bir köşede. Kısık gözlerle çekici bir tatlılıkta gülen şapkalı bir adam. Ama nasıl tatlı bir gülüş. Hani o güldükçe sizin içiniz güler öylesi…

Sonra yazdığını okudum, geçmiş yazılarını okudum, çok geçmişlere kadar gittim. Ve her gün düzenli okumaya başladım ilgiyle. Çoğu kez seviyorum yazdıklarını, derinliğine kaptırıyorum zaman zaman. Bazen melankolik geliyor. Ruhumun bu yanı pek aktif olmadığı için hafif bir iç kararması yaşıyorum. Ama ertesi gün aynı köşede buluyorum kendimi.

Bugünkü yazısında okudum az önce ve hemen sarıldım yazmaya. Birhan Keskin’in bir şiirine değinmiş; Ezel, Eyşana’a söylemiş bu şiiri dizide.

“"Ben sana yanlış yerden edilmiş bir yemin gibiydim. Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve yine de döneyim döneyim istedim. Döndüğüm ama döndüğüm, döndüğüm bu sema sensin, döndüğüm. Sen benim kara ömrüme vuran, suyumu harelendiren sevincimdin”

Nasıl bir söz bu! “Döndüğüm bu sema sensin döndüğüm”
Birhan Keskin’i bugüne dek okumadığıma yandım bu ayrı. Ama bu sözün beni yıllar öncesine götürmesi çok ayrı. Bir insanı sema bilmek olur mu? Olur! Hem d edibine kadar olur. Bütün hücrelerine yayılır öyle olur. Gecen olur gündüzün olur, nefesin olur, yemeğin, suyun olur. Baktığın her yerde gördüğün olur. İşte bu yüzden “aşkın”, ömrüm boyunca sanırım sadece bir kez yaşandığına dair inancım sürecek. Zira yüreğin çok kez kaldırması pek mümkün değil gibi geliyor bana. Daha da ötesi, kaç insan girer hayatına “döndüğüm bu sema sensn döndüğüm” diye düşündüren.

Ve demiş ki Sevgili Haşmet Babaoğlu bu dizeler için, “nasıl da doğru yerden acıtıyor içimizi! Ve binlerce yıldır insanoğlunun aşk dediğinin, “iyi vakit geçirmek” üzerine kurulu beraberliklerden ne kadar farklı bir şey olduğunu zihnimize nakşediyor bir kez daha”

Ben de diyorum ki, nakşetmekle kalmıyor, delip geçiyor sol yanı.

Dizinin içindeki Ömer Hayam, Shakespear ve Oscar Wilde’dan sözler de varmış. Fark etmek, farklı kılıyor ve ilginin devamını sağlıyor. Bu yüzdendir ki, Haşmet Babaoğlu’nu okumaya devam edilecek ve en kısa sürede Birhan Keskin ele alınacak, ruha işlenecek...

 
Toplam blog
: 58
: 819
Kayıt tarihi
: 19.07.07
 
 

Bir çok şeyden keyif alırım, okumaktan, okuduğum kitaplarda sevdiğim satırların altını çizmekten,..