Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '21

 
Kategori
Kitap
 

Dorian Gray'in Portresi

Para, şöhret, güç, güzellik, mal, neye sahip olursa olsun insanoğlu elindekilerle yetinmeyi hiç bilmemişti, hala da bilmiyor, gelecekte de bilmeyecek. Çünkü tüketmek onun doğasında var…
 Bilerek kendine eziyet etmenin bütün sırlarını bilen başka bir canlı türü yeryüzünde kesinlikle yaşamıyor. Ya da yaşadığı henüz tespit edilememiş. Milyonlarca insana zarar veren savaş, hastalık ve felaketlerde bu doyumsuzluk hissi nedeniyle ortaya çıkıyor. Bilmiyor ki bu his dizginlense dünya daha güzel bir yer olacak…
 
Dorian Gray 20li yaşlarının başında, oldukça yakışıklı bir delikanlıdır. 19. Yüzyıl İngiltere’sinde yaşamaktadır. Varlıklıdır, iyi bir eğitim almıştır. Çağın akımlarından olması gerektiği kadar etkilenmesini de iyi bilmiştir. Bir gün katıldığı bir toplantı da Basil Hallward ile tanışır. Basil ressamdır, Dorian’in güzelliğinden büyülenmiş ve onunla arkadaşlık kurarak sanatı için bir dönüm noktası yaratmayı başarmıştır.
 
Dorian’i resimleri için modelliğe ikna eden Basil, onun portresini yaptığı bir gün evinde arkadaşı Henry ile Dorian’i tanıştırır. Bunu aslında istememektedir. Temiz bir kişiliği olan genç Dorian’i Henry’nin kirli fikirleri ile bozacağı endişesine kapılmıştır çünkü. Daha sonra Dorian’in yaşadıkları da Basil’in bu düşüncesini haklı çıkaracaktır.
 
Lord Henry güzelliğe tutku ile bağlı bir aristokrattır. Bu tutkusu nedeniyle Dorian’i kendi safına çeker. Dorian’e her şeye sahip olacağı fikrini aşılar, hatta onu kendi zevk felsefesi ile eğiterek hayatının tadını çıkarması için zorlar..
 
Bu öğütleri tutmaya başladıktan sonra Dorian Gray oldukça değişecek ve güzelliğin peşinde koşan bir adam olmaya başlayacaktır. Güzel olan ne varsa onu almanın hırsına tutulan Dorian aşkını bile sanatsal olmaya bağlayacak, bu tutkusunu karşılamadığı noktada aşkının solmasına göz yumacaktır. Herşeye sahip olmanın tadına vardıktan sonra yetinmeyi unutan Dorian kaybetmeye başladıkça da gerçek hayatın kıymetinin ne olduğunu keşfedecektir.  Yetersiz olduğu noktalarda da bunu kabullenmeyerek insanoğlunun en kötü özelliği olan “hırs” ile kendini kirletecektir. Bu nokta da hırsının aynası haline gelmiş olan bir imge kitabın kilit noktasını oluşturacaktır; Basil Hallward tarafından yapılan Dorian’in portresidir. Günahlarının aynası olma özelliğini taşımaya başlayan portre varlığı ile Dorian’e sorunlar yaratacaktır. Wilde’ın kitabını ilgi çekici kılan da bu portre olacaktır.
 
Sözü daha fazla uzatmanın anlamı yok sanırım. Dünya klasiği deyip geçmemeniz gereken, sizi bambaşka diyarlara sürükleyebilecek özel bir kitap arıyorsanız, Dorian Gray’in Portresi’ni kaçırmayın derim ben. Yaşınız kaç olursa olsun okumanız da fayda var. Zaten bildiğimiz şeyler deyip geçmeden o satırları karıştırırsanız altında kendinizden de bir şeyler bulabileceğiniz kesin. Bir an önce kitaplığınızda bulunsun bu eser de…
 
Keyifli okumalar..
 
 
Toplam blog
: 48
: 89
Kayıt tarihi
: 11.01.21
 
 

Profesyonel Koç Bağımlılık Danışmanı Sosyolog Yazar Latin Amerika Çalışmaları Uzmanı Analog Fotoğ..