Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '21

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Dört Adımda Hayat

 
                                                                               Dört Adımda Hayat
 
 Kişi – Doğa - Konu - Olay – Yaşam İlişkisi
 
   (1) Kişisel Sorumluluklarımız, Hayat Kurtarır.
 
Bugün günlerden haftanın son günü Pazar. Kır gezisinde aparman kapısı ve evimin giriş kapısı anahtarlarını bir yere düşmesinler diye solak olmadığımdan pantolonumun sağ cebine koydum. Ve ben biliyordum ki, en kötü şey başıma gelmesin diye anahtarlarımı kaybetmemeliydim. Yoksa Pazar günü bu soğuk ve bol yağmurlu havada uzun saatler sokakta kala kalırdım. Bu yüzden çoğu zaman sağ cebimi üstten yokluyor, arada sırada elimi cebimin içene daldırıyordum anahtarlar yerinde duruyor mu diye. Maşallah anahtarların ikisi de cebimde güvendeydi. Böylece kırda iki saat geçti. Bir ara kendi içime düşüncelerime döndüğüm bir sıra anahtarlarımı kontrol etmeyi unutmuştum. Kafamda artık yeni başlayacak haftanın ilk gününden altıncı gününe kadar yapacaklarımın planlaması ve ay sonuna on beş gün kala ay sonuna kadar işim ile kişisel ekonomimin muhasebesini yapıyordum. Kafamda böyle düşüncelerle yalnız başıma yürüyorken sanki bir tesadüf gibi birden sağ cebimin ucuna kadar gelmiş olan anahtarlarım şakırdayarak, son zamanlarda sık sık yağan yağmurların da etkisiyle yeşil parlak çimenlerle kaplı kara toprak zemin üzerine düştü. Anlık olan bu olay karşısında sakın ha lafı ağzımdan çıktı ve ani bir refleksle önü doğru eğildiğimde gözüm daha korkunç bir gerçeğe takıldı. Kaygan zemin üzerinde durduğum bu yerde aşağı bölüm tam olarak en az on metre derinliğine sahip bir uçurumdu.
 
Ana Fikir: Anahtarlarımı kaybetmeme sorumluluğumu yerine getirme duygum, bugün belki de uçurumdan aşağıya yuvarlanıp, vücudumun bir uzvunu sakatlamama veya başımı sert bir cisme vurup, hayati bir tehlikeyi atlatmama yardım etti. Bir insanın yaşamında edindiği sorumluluk duygusu ve düşüncesi onun eğitimi, bilgisi, bilinci ve yaşamında kazandığı tecrübelerin kazanca dönüştüğü  iyi başlangıçlar ve sonuçlardır.
       
    (2) İnsan, Yaşadığı Hayatı Severse Mutlu Olur.
 
Kır gezimin ikinci etabında bir şeyler yedim. Doğal şeyler. Biraz ekmek, domates, doğal peynir ve yanında ev yapımı bir kavanoz ayranı tükettim. Kendimi kebap yemiş kadar iyi, baklava yemiş kadar tatlı hissettim. Yemekten arta kalanları da, çevrede yakınımda bulunan karınca yuvalarına özenle eşit bir şekilde paylaştırdım.
Yaşama ortak oldum: Karınca yuvalarının etrafına yiyecek bırakarak kendimin insan olduğumun canlı şahidi olmak beni ziyadesiyle mutlu etti. Sizde bulunduğunuz doğal ortamlarda böyle iyi davranabilir veya şartlarınıza göre hayata güzel anlamlar katabilirsiniz.
 
     (3) Doğada vücudunuzun tamamını harekete geçiren egzersizler yapmanız, genel sağlığınıza yapacağınız en büyük iyilik olacaktır.
 
Kır gezimin üçüncü etabında masalların başında söylenen “az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim” tekerlemesine uygun davrandım. Şöyle ki, sağlığım için doğanın imkanlarını el verdiğince ayaklarıma ve bedenime taşıdım. Düz alanda koştum. Engebeli alanda tırmandım. Tepeden aşağıya indim. Taşlık alanda yürüdüm. Göl başında dinlendim.
 
     (4) Doğada, Stres Biter. Gönül Huzur Dolar.
 
Kır gezimin son etabında doğa ile birlikte iç içe, dolu dolu geçirdiğim dört saatlik mükemmel dinlenme, eğlence ve keyifli zaman dilimi bana elmas değerinde şunları öğretti: Yaşam sadece biz insanların hayatından ibaret değil. Meğer diğer canlıların ve cansız varlıkların hayvanlar, bitkiler ile gökyüzü, dağ, taş, tepe, ova, göl, dere, nehir, deniz, okyanus.. hepsinin tümden hepimizin dünyası aslında. Bu güzel düşünce ve duygularla doğanın kalbinden ayrılırken aslımın toprak ve üstündekiler olduğunun ayrımına vardım içtenlikle. Bundan sonra içimi hoş bir seda ile dinginlik kapladı sevinçle ve gönlüm huzurla doldu.
 
 
Toplam blog
: 643
: 67
Kayıt tarihi
: 20.02.17
 
 

Eğitim Durumu Halkla İlişkiler Yüksek Lisansı İsletme Fakültesi Sosyoloji Bölümü Gazeteci ..