Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '09

 
Kategori
Kültürler
 

Dört direk üstünde serender

Yurdum anlatılmaz güzellikler ve ilginçlik örnekleri ile dolu hem de dop dolu. Bana tuhaf gelen size gayet doğal ve olağan gelebilir. Yâ da tam tersi bana olağan gelen sizi hiç açmaz.

Hep yineleyip duruyorum yine söylüyorum, çeşitliliğimiz ayrılma noktamız olmasın. Karadeniz Bölgesi'nde Osmanlı döneminden bu yana kullanılan ve yörede serender ve nayla olarak da bilinen serentileri hiç duydunuz mu bende yeni duydum.

Bir yazısında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Hülya Taş, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yerel mimarinin en güzel örneği olarak görülen serentiler de insan ve tabiat arasında ilginç bir ahenk bulunduğunu, bu tablonun günümüze önemli mesajlar verdiğini söyler…

Yapı dört direk üzerine oturulmuş bir çeşit odadır. Yerden yüksekliği yaklaşık 5 - 7 metredir. Yapı genellikle kare şeklinde dizayn edilmiştir ve yaklaşık 25 metrekare alana sahiptir. Yapının bölgede yüzyılı aşkın süredir kullanıldığı tahmin edilmektedir. Yapının üstü sac veya harduma adı verilen yassı olarak yontulmuş, kesilmiş tahtalarla örtülerek su geçirmesi engellenmiştir. Ancak yan bölgelerinde 20–30 santim boyunda bi buçuk iki santim genişliğinde ızgaralar bulunur. Bu ızgaraların amacı serenderin içerisine hava girmesini sağlamaktır. Genellikle yiyeceklerin saklanması ve mısır kurutma işleminin gerçekleştirilmesi için kullanılmak maksadıyla yapılmışlardır. Yerden yüksek olması ürünlerin haşerelerden ve yaban hayvanlarından korunmasını sağlar. Eski tip serentilerin yapımı artık gerçekleştirmemekle birlikte bölgenin turistik hale gelmesiyle serenti tipinde yerden yüksek odalar yapılmış ve turistlere temalı konaklama işletmesinin ürünleri olarak sunulmaya başlanmıştır. Ancak bu şekilde yapılan yeni serentiler marangoz makineleri ile yapıldıkları için şekil olarak da bir fabrikasyon ürün izlenimi vermektedirler, doğallıktan uzaktırlar, oysa eski tip serentiler hiç bir teknolojik alet ve madeni çiviler kullanılmaksızın yapılmışlardır.

Yapı mutlaka evin dışında bulunur, kesinlikle ev ile serenti arasında herhangi bir geçit, köprü bulunmaz, yapıya tercihan akasya ağacından yapılan seyyar iskele ile çıkılır ve inilir. Serenti dört köşesinden dikilmiş dört ayrı dik direğin üzerine oturtulmuştur, bu direklerin yukarı kısmına teneke çakılarak kaplanması veya tahtadan dört tekerlek konulması vasıtasıyla yapıya fare ve çeşitli böceklerin ulaşması engellenir. Eski tip serentilerde, bilhassa eski köklü ailelerin serentilerin de ince ahşap işçiliğinin güzel örnekleri göze çarpar. İnsan ve doğa arasındaki bu ahenkli uyum akademisyenleri şaşırtıyor. Dr. Hülya Taş Serentilerin günümüzde bile hala kullanıldığına ve yörenin vazgeçilmez özelliği olduğuna değinen Taş, bu yapıların 'ambar' olmasına rağmen önemli bir görevi yerine getirdiğini kaydetti. Nem oranı yüksek olan Karadeniz'in kıyı kesimlerinde yiyeceklerin saklandığı bir nevi ambar olarak kullanılan serentilerin köylerde hemen her evin yanında yer aldığını, nemden korunabilmek amacıyla yerden bağlantısının kesildiğini ve bu yapıların ayaklarına konulan tekerlek biçimindeki engellerin fare gibi zararlı hayvanların tahıllara ulaşmasını engellediğini ifade eden Dr. Taş, şöyle konuştu: "Tek başına bu örnek bile Anadolu'nun konut mimarisinin tekdüze bir yapı olarak karşımıza çıkmadığını, farklı bölgelerin farklı şartlarının mimari üzerinde yerel, ayırt edici özellik oluşturduğunu göstermektedir... Osmanlı coğrafyasında yerel mimarinin doğaya, çevre ve iklime uygunluğu dikkat çekmektedir" diyerek yazısına son veriyor.
 
Toplam blog
: 405
: 914
Kayıt tarihi
: 19.04.07
 
 

Okumayı ve kendimce yazmayı severim. Samimi eleştirilere açık biriyimdir. ..