Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '09

 
Kategori
Futbol
 

Dos'u kaçtı

Dos'u kaçtı
 

Toplum olarak abartmayı ve ajite etmeyi çok seven bir toplumuz. Çok yoğun bir şekilde sonuç odaklıyız.

94.dakikadaki Lugano’nun golünden sonra Eskişehir santra yapar, araya girip topu kapan Emre sol taraftan kaçan Uğur’un önüne uzun bir top atar, Uğur’un ortasına Guiza 18 üzerinde çok kötü bir vuruş yapmasına rağmen defansa çarpan top kaleciyi yanıltır ve top yuvarlanarak ağlara gider. Maç sonucu 2-2.

Böyle bir senaryonun ardından ertesi gün muhtemelen gazete başlıkları şu şekilde oluşacaktı ; “Dahi Daum” , “Maç biter, Fenerbahçe bitmez” , “İnancın Sonu” vs.... Yazarların da yorumları 180 derece tersine dönerek Daum’u öven ve Fenerbahçe’nin kalitesinden, kondisyonundan bahseden şekilde olacaktı.

Eskişehir maçından sonra Fenerbahçe’nin gerçekten iyi oynamadığını, rakibe gerekli baskıyı kurup yeteri kadar pozisyon üretemediğini düşündüm. Oyun, atanın kazanacağı, ortada geçen rus ruleti şeklinde bir maç haline dönmüştü. Bu dengeyi de hakem yorumlarının desteğini alan tarafın kendi lehine bozma ihtimali tabii ki daha fazla olacaktı ve bu şans Eskişehir tarafına güldü. Hakem şansının haricinde ilahi faktörler de Es-es tarafında olunca kazanan artık belli olmuştu. 2.golde Adem Sarı topa istediği gibi vurabilse muhtemelen doğru hamleyi yapan Volkan topu kurtaracak veya auta gidecekti. Ancak Adem topa vuramayıp ıska geçince, yuvarlanan top Volkan’ı normal olarak ters ayakta bırakmış ve 2.gol gelmiştir.

Tabii ki yorumlamamız gereken diğer husus Fenerbahçe’nin neden tempoyu yükseltemediği ve maç boyu sadece 4 tane gol pozisyonu üretebildiğidir. Kanatlarda Vederson ve Gökhan’ın yalnızları oynadığı bir durumda Daum’un artık Dos’u iyice kaçan Santos ve 3 günde 2.maçı kaldıramayan Selçuk ve Topuz’a 66 dakika dayanabilmesi inanılır gibi değildi. Emre’yi sakatlığı nedeni ile riske etmemiş olması saygı ile karşılanabilir ancak hazır görünen Özer ve Deniz’i, Selçuk ve Topuz’un yerine oynatıp daha dirençli ve üretken bir yapı oluşturabilirdi.

Bir de yorumlarda özellikle Alex’in performansını yerden yere vuran bazı yazarlar var ki bunlar nasıl bu ülkede spor yorumculuğu yapıyor anlaşılır gibi değil. Bu süper yetenekli adam 6 senedir 200’e yakın maç oynamıştır ve kötü oynadığı maçların nedenini halen anlayamamış olmaları inanılır gibi değildir. Alex’in kendi performansını gösterebilmesi için geriden topları ileriye iyi taşıyabilen bir dağıtıcı ve kanatların hızlı pas trafiğine uyum sağlayabilmeleri gerekir ki bu durumda Alex istenen verimi her zaman fazlası ile vermektedir. Oynadığı maçların yarısından çoğunda da istediği ortamı bulmuş ve etkinliğini göstermiştir. Ne zaman ki geriye gelmek zorunda kalır, o zaman beklenen performansı gösteremez. Tabii burada benim diğer bir tespitim de Alex geriye geldiğinde uzun top atabileceği ve uygun boş alanlara sarkabilen Guiza’nın yerine devamlı olarak sırtı kaleye dönük ve kafa topu bekleyen, son derece güçsüz bir Semih’in sahada olması da etki etmiştir.

Mehmet Topuz, Santos ve Guiza’nın gerçek performanslarına ulaşmasını sağlamak için alınması gerekli önlemler en kısa zamanda alındığı takdirde bu takım tekrar iyi bir seri yakalayarak ensesine yapışan rakiplerinden yeniden ayrılacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca Emre veya Cristian’ın herhangi birisinin olmadığı zamanda yerine Mehmet Topuz veya hazır bir Deniz olmalıdır diye düşünüyorum. Daum’un Özer’i de hazırlayarak, sağ veya sol kanat alternatiflerinde ilk yedek olarak düşünmesi gerekir. Aynı şekilde Deivid de Guiza’nın yokluğunda forvet alternatifi olarak düşünülmelidir. Benim artık Semih’e olan inancım ve beklentim oldukça azalmıştır.

Ayrıca devre arasında takımdan ayrılacak olan Carlos’un yerine yabancı ve iyi bir sol kanat oyuncusu alınmalıdır. Twente’de forma giyen Stoch bu bölge için çok ideal bir topçudur ama sanıyorum devre arasında böyle bir transfer çok kolay olmaz. Problem çocuk Kazım’ın da takımla ilişkisi kesilmelidir diye düşünüyorum. Kale için de mutlaka bir alternatif düşünülmeli, Standart Liege’den Sinan veya Diyarbakır’dan Gökhan alınarak kötü bir kaleci olduğundan şüphe duymadığım Volkan Demirel yedeğe çekilmelidir.

Hakemlerin de haftalardır sürekli olarak Fenerbahçe aleyhine verdiği kararlar sanırım ligdeki heyecanın kaybolmaması için yapılan bir planın ürünü. Ayrıca bu şekilde devam edecekse Lugano ve Bilica boş yere kornerlerde rakip ceza sahasına girip risk almasınlar. Nasıl olsa rakip takım oyuncuları tarafından cezasız bir şekilde yaka paça yere indiriliyorlar. Keşke Twente de böyle bir önlem alsaydı da Lugano’yu golden önce yaka paça yere düşürselerdi ve o golü yemeselerdi.. Aaaa pardon, ordaki hakem Avrupalıydı ama di mi?

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com

 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..