Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '08

 
Kategori
Mizah
 

Dost Bildiğin Berberler(!)

Dost Bildiğin Berberler(!)
 

Dost başa düşman ayağa ise eğer; ayakkabıcıdan dost olmamalı... Bir ayakkabıcı dükkanından içeri girer girmez dükkan sahibi yüzünüzden önce, ayağınıza bakmıyor mu? Veya bir saatçi kolunuza? Ya da kotçuya girdiğiniz zaman sizi ayaktan yukarıya süzmüyor mu; şööyle? Acaba ayakkabısı nasıl? Acaba kolunda saati var mı? Acaba donunda adam gibi bir pantolon var mı? Acaba, acaba, acaba...

Nice düşman berberler de yok değildir hani; saçımızın kalmasını istediğimiz yerlerini "kat" diye kesiverirler..."Yanlardan biraz, arka saçaklı olsun, üstlerden de hafif alalım" jargonu bilumum erkeklerin bildiği bir tabirdir... Genellikle, bazı berberler hariç bu anlatımdan sonra geriye kalan bir hezimettir.Yanlar gitmiş, ense düzlenmiş, üst taraf ise sünepe çocuk gibi bırakılmıştır. Ve saç kestirirken anlattığın gibi saçın kesilmediğini anlamaya başladığın anda ya gitti güzelim saçlarım diye içten içe ağlarsın, ya berbere nefret dolu gözlerle bakıp bir daha oraya uğramamanın hesaplarını yaparsın, ya da bir daha ne zaman uzar saçlarım diye düşünürsün... Sonra kesim işlemi biter ve berber bir sağa geçer, bir sola geçer bir de şööööle arkadan kaykılarak kendince muhteşem şaheserine bakarken hangi kimyasalları sırayla lanet olası kafaya süreceğini düşünür...Sen de deniz kenarında saatlerce uğraşıp yaptığın kumdan kaleleri bir çırpıda götüren dalgaya duyduğun nefretle berberi süzersin... Oysa ki dalganın haberi bile yoktur nefretinden ve bir dahaki kuleleri yıkmaya sahip potansiyel enerjiyle gider sonsuzluğa...Berber de muhteşem eserlerini üst üste istiflemenin neşesiye daha bir eyeler makasını... Tüm nefretler neşe olup dönecektir geriye ve vuracaktır masum istekleri sırtından:) Alçak berber gülümsedikçe kıyım kıyım kıyılacaktır masum erkekler ve dalga kükredikçe bir mimar daha kaybolacaktır tuzlu ve köpüklü sularda...

Belki de en cesur erkeğin bile müdahale edemediği bir ortamdır berberler... Nedendir bilinmez; gidene neden gidiyorsun denmez, sadece ağlanır arkasından... Ve her defasında da kazanan berberler olur... "Ya abi ben sana öyle mi dedim, oradan fazla alma" diyememişsindir bile; gitmiştir o saç çoktan oradan... Hatta çırak süpürmüştür araba fırçasıyla kıymetlilerini...

Berber çıraklarının yegane görevi suratına düşen saçları at kuyruğundan mamul ( bu da bi tevaturdur dolanır) fırçayla temizlemektir. Saç kesmeyi öğrenene kadar ellerinden düşemez o...Ama ilginçtir öğrenirler bir gün gerçekten... Kutlanası çocuklardır, harbi çocuklardır... Bunların çoğu da fırlama olur... Yaşları on dört, on beştir; ama sana bana takılmayı becerirler... "Abi sesin saç da dökülmüş ha", " Abi senin saçları boyayalım gel", "Abi sen saçlarını şöyle yapsana" falan falan gibi insanı çıldırtan daha neler neler...

Ve bunlar böyle gider...Ama berber berberdir, biz de müşteri... Biz gideriz onlar keser...Keser; bırakmaz...

 
Toplam blog
: 27
: 2491
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Tuna kimya mühendisidir, işletme mezunudur, iş güvenliği uzmanıdır; ancak işi bunlarla alakadar o..