Dost ve Düşman Kalitesi

Dost ve Düşman Seçimi

Dostluk ve düşmanlık kişinin neyi kendisine dert ettiğiyle alakalı bir durum olsa gerek, öyle ki sigara da yerine göre bir insanın düşmanı olabilir, alkol de.

Kişi kimle veya neyle sorun yaşıyorsa o sorun ya da derdin üstesinden gelmek ister, aynı şekilde son derece küçük sorunlar bizler tarafından abartılıyorsa dünyası o kadar denebilir. Bu duruma örnek olması bakımından  bebekken sorun edinilen konular yetişkinlere komik gelebildiği gibi yaşlanan yaşı kemale eren birinin sorun ettiği şeylerle elbette bir ergenin dertleri farklıdır. Aynı şekilde bir yetişkin ile yaşı seksenleri geçmiş ölüm döşeğinde birinin ihtiyaçları ile sağlıklı bir insanın ihtiyaçları farklı olabilir.

Aynı şekilde sorunlar kişilerin kişisel derdi olabileceği gibi durum dostluk konusunda olduğu gibi aynen aktarılır. Bebekler bebeklerle yani benzer dertleri kendilerine dert olanlarla dostluk kurarlar.

Dostu ve düşmanı kaliteli olan kişiye dostu ve düşmanı ne katar. Güçlü ve değerli bir düşman ile mücadeleye girmek demek ciddi bir öngörü, bir birikim gerektirmesi lazım. Fare sarhoş olup da masaya yumruğunu vurarak belki şöyle bir nara atabilir; “o fare buraya gelecek” gerçek ise bunlardan farklıdır.

Bu konuya dair birçok dersin olduğu bir kitaba burada vurgu yapmak istiyorum; Robert Greene’e ait  “Güç Sahibi Olmanın 48 Yasası” adlı eserine vurgu yapmak isterim. Değerli bir düşman ile karşılaşmak dahi insana değil ülkelere dahi değer katar. Örneğin; 1. Dünya Savaşını ele alalım, yenilmiş ve parçalanmış olabiliriz ancak, 1. Dünya Savaşını İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı yaptık, şimdi sonrasındaki düşmanlarımızın Ermenistan, Yunanistan, Suriye gibi dünya ölçeğinde son derece etkisiz devletlerle düşmanlığımız aynı şekilde bizi ülke olarak sahada İngiltere, Fransa, ABD ve Rusya’nın onayını hatta daha sonra Çin ve Hindistan gibi ülkelerin onaylarına ihtiyaç olabilir.

Vahşi hayvanların yaşadığı ormanda aslanın fareye kükremesi akıl alır iş değildir. Bu dışarıdan bakan biri nezdinde aslanla fareyi aynı sınıfa sokar. Gerçekler ise çok daha farklı boyutlara sahip olması gerekir.