Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '17

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Duman Adamlar

Duman Adamlar
 

Momo


Michael Ende tarafından yazılan çocuk gözüyle büyüklerin dünyasının anlatıldığı , hayatımda iz bırakan birkaç kitaptan biri olduğu  gibi tüm insanlığın da  üzerinde  düşünmesi gereken bir konuyu ele aldığını  düşünüyorum.

Momo, Çok eski zamanlarda , sıcak ülkelerin kocaman görkemli kentlerinden birinde  çocuk esirgeme kurumundan kaçarak kentin eski antik harabelerinin yer aldığı bir kasaba da yaşamayan başlayan bir çocuk. Kocaman iri gözleri ile insanların gözlerinin içine bakan, gerçek  dinlemenin büyüsünü herkese geçireren özel biri.   Öyle ki Momo’un  dinleme büyüsünün etkisiyle  büyük, küçük demeden her kimi dinliyorsa  daha derdini anlatırken kendiliğinden çözümünü de bulurmuş.  

Çocuklar Momo’nun yanında hiç sıkılmaz, ne oynasam diye düşünmez, aralarında  mızıkçılık  yapmaz, birbirinden güzel düş dünyalarına yelken açar saatlerde oyun oynarlarmış. Küskün büyükler kendi haklılıklarını ispat etmek için Momo’ya gelir birbirine suçlayan konuşmalara başlar,kavga eder Momo’nun şaşkın bakışları arasında nihayet gerçek kırgınlıklarını,kızgınlıklarını keşfeder ve  sonunda itirafların arkasından gelen karşılıklı özürlerle barışır giderlermiş. Öyleki halk arasında ’’-  Git derdiğini Momo’ya anlat’’  diye bir kavram bile gelişmiş. Ancak Momo’nun gelmesiyle bambaşka  bir huzur ve  güzellik kazanan kasaba da bir süre sonra  tuhaf şeyler olmaya başlar. Birbirine her daim güleryüzle yardım eden komşular ortalıkta görünmez , oyun oynamaya gelen çocuklar birer birer azalır. İnsanlar  asık suratlı , mutsuz ve  sürekli bir telaş halindedir. Önceleri ne olduğunu çok farkedemeyen Momo birgün tüm insanlığın duman adamlar tarafından kandırıldığını farkedince  tek amacı insanlığı duman adamların elinden kurtararak eski mutlu günlere geri dönmek olur.

Peki kimdi  bu duman adamlar ???

Zaman tasarruf şirketinde çalışıyoruz söylemiyle insanlardan zaman biriktirmelerini ,  5. yıldan itibaren dilekleri zaman, biriktirdikleri zaman oranında  3 kata varan faizlerle  biriken zamanlarını  geri vereceklerini  böylece tasarruf sahiplerine  hayal ettikleri yaşamı  yaşayabileceklerini  vaad ederek kandıran ve tamamen insanlıktan çaldıkları zamanla varlıklarını sürdüren duman renginde melon şapkalı ağızlarında sürekli  sigarayla dolaşan yaratıklar. Duman adamların çığ gibi insanlığı kandırmabilmelerinin en temel sebebi insanların hayallerine göre vaad vermeleri ve  vaadlerle kandırılan  tarafın kesinlikle duman adamları anlaşma sonrası hatırlamamaları.  Hayatındaki tüm değişiklikleri  kendi kararları ile yaptıklarına inanmaları.  

Ortaya çıkan sonuç ise günümüz biz’i. Aynı apartmanda birbirini tanımadan, aynı asansörde  karşımızdakinin yüzüne bakmadan, günaydın ‘ı bile esirgeyerek sürekli koşturmak. Uzuuun ve bi okadar yoğun geçen saatler sonrası eve gelerek  yeme, içme, uyuma gibi zorunlu temel ihtiyaçlarımızı bile çoğu kez kısmen ve sağlıksız  biçimde  giderdikten ertesi gün tekrar aynı tempoda çalışmak üzere yola çıkarız. Çocuklarımızla sohbet edecek, oyun oynayacak, masal okuyacak  vaktimiz olmadığı için masal okuyan kitaplar, düğmesine basında konuşan oyuncaklar,uzun zaman oyalanmasını sağlayacak renk ve çeşitlerde alır sonrasında da  tüm bu cicili bicili oyuncakların alabilmek için çalışmak zorunda olduğumuzu  anlatırız. Onlardan ayrı kaldığımız zamanların yarattığı açığıda  kapatabilecek  kadar iyi eğitim almaları için koca koca duvarları olan pahalı okullara gönderir masraflarını ödeyebilmek için daha da çok çalışırız. Duman adamlar boş durmaz, sürekli çalışmamızı  garantilemek için borçlanarak yatırımlar yapmamız  gerektiğini fısıldar kulağımıza. Zamandan olduğu gibi, paradan da tasarruf yapmalı,  en güzel evi almalı,  en iyi arabaya binmeli, en iyi yerden yemeli tabi ki  trendy  giyinmeli ve tüketmeliyiz. Malum bugünün trendy’si yarın yeni bir trendy çıkana kadar sürer dolayısıyla evimiz, arabamız tükettiğimiz herşeyi düzenli olarak yenilemekle mükellefiz.

Hem bugun en güzelini yapmalı  hem ileride hayallerimize kavuşabilmek için  çook ama çook çalışmalıyız. O yüzden sloganımız  tüm zaman israflarına paydos. Yoksa içine düştüğümüz fare kapanı bizi kendi karanlığında gömer. Zaman israfında neler mi var;  işin felsefesi  bir şekilde kazanç elde etmeyeceğimiz tüm faaliyetler.  Mesela; ailemize  ayırdığınız  özel zamanlar, eşimizle dostumuzla geçirdiğimiz keyifli dakikalar, kitap okumak, sanatsal faaliyetlerle uğraşmak,spor yapmak,kendimize yada sevdiklerimize özel sofralar kurup ağırlamak,  gibi ruhumuzu  besleyecek tüm  faaliyetler boşa harcanan  zaman. Tüm bunları tasarruf ederek ileride faiziyle geri almak ve hayallerimize kavuşmak varken neden boşa zaman harcayalım değil mi ?

Diğer taraftan , duman adamların kandıramadığı tek varlık çocuklardır . Çünkü çocuk için dün ve yarın yoktur. Çocuk için AN vardır. Anı  doyasıya yaşamak vardır. Çocuk demek her koşulda gülümseyebilmek demek.  Çocuk demek   maddeden bağımsız mutlu olabilmek demektir. Amma velakin  duman adamlar biz büyükleri hep daha fazlası için  kandırdıkça çocuklarımız  da aynı mutsuzluk kulübünün zorunlu üyeleri olmaya başlarlar.  

Asıl mutsuzluluğumuzun  insan gibi yaşamaktan uzaklaşmak olduğunu unutup, sahte mutluluklar  satın almaya çalışırız. Sanırız ki;  reklamlardaki yeni arabayı aldığımızda reklamdaki adam gibi havalı ve başarılı oluruz,  yada mankenin üzerindeki elbiseyi giyidiğimizde manken kadar çekici,  çikolatayı yiyen kız kadar seksi. Her bir reklam bize

’’ beni alırsan seni mutlu edeceğim ‘’ ,

‘’ kusurlarını benimle kapat’’,

‘’benimle daha  saygın ol’’

‘’  ben senin başarının kanıtıyım ’’ gibi sonsuz vaadler sunarak gerçek mutsuzluğumuzun sebebini unutturur sahte mutluluklara yönlendirirler. Velhasıl  koca bir ömür  koca bir yalanda  uçup gider .

Evet  Momo bu gerçeği farkettikten  sonra  tüm varlığını  insanlığın içine süreklendiği bu kocaman kandırmacayı açığa çıkarmaya adar. Sizce Momo  tüm insanlığı sarmış bu dumanlardan kurtarmayı başarabilecek mi ?  İnsanlığı bilmem çocuk gözüyle büyüklere yazılmış bu  kıymetli bu eser 8 yaşındaki kızım İpek’le benim yaşamında çok önemli bir yer edindi,  ortak bir dil geliştirmemize vesile oldu. Aynı evin içinde birbirimizden ayrı geçen zaman uzadı mı, ‘’- heeey kov şu  duman adamları ,  seni esir almaya başladı ? ‘’ ya da ihtiyacımız olmayan ama rengiyle, dokusuyla, kokusuyla beni al, beni al diye bağıran trendy tüketim malzemelerine ‘’- sizi gibi duman adamlar, gene bizi kandıracak yeni şeyler yapmışsınız’’ demeyi başardık. Birimiz unuttuğunda diğerimiz hatırlatır oldu duman adamları.  An’ı  yaşamaya ve anı biriktirmeye daha çok özen gösterir hale geldik.  

Belki bu satırlardan sonra Momo’yu merak eden, okuyan ve aynı keyifli  değişim keyfini yaşamak isteyen  olur diye paylaşmak istedim. Paylatıkça çoğalsın istedim.

 

 
Toplam blog
: 36
: 195
Kayıt tarihi
: 26.03.14
 
 

Selam.. Bir parça ANNE'yim ben  sonra  bir parça iş kadını, bir parça ev kadını , bir parça  eş ,..