Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '14

 
Kategori
Söyleşi
 

Duman altı hayatlar kitabının yazarı, Elif Öztürk ile ropörtajımız...

Duman altı hayatlar kitabının yazarı, Elif Öztürk ile ropörtajımız...
 

Siz biten bir gençliği ve duman altı olan bir ömre şahit oldunuz mu hiç? Yazar Elif ÖZtürk kaleme alma cesaretiyle herkesi duyarlı olmaya davet ediyor. Okumadıysanız, mutlaka okumalısınız.


Baki Evkaralı (Bakican) : Merhaba sevgili Elif Hanım. Öncelikle seni okurlarımıza tanıtmak
 
isterim, kısaca bahseder misin bize?
 
Elif ÖZTÜRK: Merhabalar Baki Bey. Ben 13.07.1982 Ankara doğumluyum. 
 
ilk öğretim sekizinci sınıftayken rahatsızlanmış, Kronik Böbrek Yetmezliği 
 
tanısı konulmuştu. Yıllarca tedavileri sürmüştü. Yaşanılan hastalığın, yapılan 
 
tedavilerin getirdiklerinden en güzel olanı armağan edilen yazı yazabilme 
 
becerisi olmuştu. satırlara önce şiirler, ardından ise kısa deneme yazıları ve 
 
hikayeler kalemin dilinden dökülmüştü. heves, arzu ve sabrın eşliğinde zaman 
 
içerisinde yazılar dergilerde gerini almış, okuyucuyla buluşmuştu. kaleme 
 
olan tutkum arttıkça, yüreğimde gezinenleri anlatma isteği çoğalmaya devam 
 
ediyordu. 2012 yılının Temmuz ayında hayalim gerçek olmuştu. Dumanaltı 
 
Hayatlar adında ilk roman eserim ortaya çıktı. Kitabın ilk baskısından yaklaşık 
 
dört ay sonra rahatsızlandım. beyin basıncının yükselmesi nedeniyle beyne 
 
2002 yılında takılmış olan katater hasar görmüştü. 2012 yılının Kasım ayında 
 
katater yenilenmiş olsada, gözlerim görme yetisini kaybetmişti.
 
 Hayatıma getirdikleriyle önüne katıp tanıştırdıklarıyla, yenileri öğretip 
 
alıştırdıklarıyla görme engelim devam ediyor. Engelli olma yetisine inat eski 
 
bildiğimi okuyorum. Rağmen’leri biriktirdiğim ömrümde, umuda sırtımı yaslayıp 
 
diyaliz tedavisi eşliğinde sokağımda yol alıyorum.
 
 
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Peki, kitabı yazım sürecinde neler yaşadın, yazarken neler 
 
hissettin?
 
Elif ÖZTÜRK: Herşey umut etmek ile başladı. Çirkin, kötülüklere esir edilmiş 
 
hayatların kurtulabilme umudu! Ne de olsa imkansız diye bir şey yoktu. Hayata bir 
 
sıfır yenik başlamış, eksik doğumlar, yaşamın bir anında gelen kaybedilenlerle devam 
 
edilen, başarılan galibiyetler mevcutken, herşey olabilirdi. Mümkündü. Olabilirliği 
 
nefes alırken, aynı oksijeni aldığım bu dünyada, olan bitene kayıtsız kalamazdım. Bu 
 
yüzden bu yetenek bana verilmişti. Hiçbir şey sebepsiz değildi. Hangi şerde hayır, 
 
hangi hayır da şer var kim bilebilirdi ki? Yara bere içinde kalmış, kendi hasarını kendi 
 
vermiş şer, benim hayrıma oldu.
 
 
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Kitabı basım sürecinde çektiğin sıkıntıların oldu mu?
 
Elif ÖZTÜRK:Maalesef oldu. Ben bir eseri meydana getirme işini zor sanırdım. Bitirdiğimde, 
 
“Oh çok şükür yazabildim!” demiştim. Elbette maalesef öyle olmadı. Önceyayın evleri ile bir 
 
heyecan içinde görüşmeler geçiyordu. Sonra beklemeler başlıyordu. Kimisinde konu çok 
 
beğeniliyor ama bir türlü baskı safhasına gelinemiyordu. Sabırsızlıkla tahammül edemeyişler 
 
ile voltalaratıyordum. Umudumu sürekli canlı tutuyordum. Eğer tutamazsam yazmaya olan 
 
şevkimin kırılacağından korkuyordum. Ama vazgeçmeden devam ettim. Güzel yürekli 
 
insanların vesilesi ile “Çok şükür hayalim gerçek oldu!” dedim. Ülkemizde kitap okunmuyor 
 
diye veryansın ediliyor. Şaşılıcak bir şeydir ki, o kitapları yazma aşkı ile yanıp tutuşan 
 
yüreklere sahip çıkılmıyor. Yazarsız yayın evleri olamaz. Zaten bir sanatı gerçekleştirmek 
 
zordur. Yazabilmek için bir çok isteğinizden, hobilerinizden, bazen sevdiklerinize ayıracağınız 
 
vakitten feragat etmeniz gerekir. Bu işe gönül verenlerinemeğine değer verilmelidir. 
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Yayınevinden ve reklam faaliyetlerinden memnun musun?
 
Elif ÖZTÜRK: Kitabımız 2012 yılı Temmuz ayında Uğur Tuna Yayınlarından çıktı. İki yıl 
 
süreli bir anlaşmaidi. Birinci baskıdan iki ay gibi kısa bir sürede ikinci baskısı çıktı. Reklam 
 
faaliyetleri yürütülmedi. Tanıtım olmadı. Herhangi bir fuarda yer almadı. Doğal olarak, sonuç 
 
memnun edici değildi. Gelinen nokta üzücü oldubenim adıma. 
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Sevgili Elif hanım nerelerde yazıyorsun? Sana ilham veren özel 
 
yerler var mı?
 
Elif ÖZTÜRK:Mekan olarak bir yer ismi söyleyemem. Kendimi yalın ve bir başıma hissettiğim 
 
her yer olabilir benim için. Yeter ki huzur tanelerini yakalayabileyim. İşte o vakitkalbime 
 
sözcükler vurmaya başlar. O an evde, yolculuk halinde, bir ziyarette ve hatta diyaliz 
 
tedavisinde olabilirim. Farketmez. Her yer ve durumda da zaman durur.tek derdim aklımda 
 
gezinenleri bir yerlere yazmak olur. 
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Kitabından bahseder misin bize derinlemesine felsefesi nedir? Ne 
 
anlatmak için çabaladın?
 
Elif ÖZTÜRK: kitabın konusu madde bağımlılığı ile ilgilidir. madde bağımlılığının 
 
fiziksel, psikolojik, sosyo-ekonomik ve kültürel etkileri anlatılmıştır. yasa 
 
dışı kullanılan maddelerin özendirilmeden anlatılmış olma niteliğini taşıyan 
 
ilk eserdir. başlama noktası gerçek hayattan esinlenilmiştir. kendim gibi, 
 
eksilerden artı yaratan, mağlubiyetleri kazanca dönüştürmeye uğraşanları 
 
görmüştüm. bir de karşımda duran sağlıklı bedenlerini, eksiltmeye çalışanları 
 
kendi elleri ile parçalayanları, hasara uğratanları bulmuştum. hücrelerimde 
 
beliren tepki ve öfke eserin yazılmasına neden olmuştu. Sevgi ormanında, o 
 
yaraları açık beden iyileşmeliydi. Elimi yaralarına sürüp, onun iyileşebileceğine 
 
dair umutlarını can vermiştim. Bir kez olabilirliğin ilham verici büyüsüne 
 
kapılmıştı. Umut nefes alıyordu. Onun ayak izlerini takip ederek yaşadıklarını 
 
anlatmaya çalıştım.
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Anlaşılmadığını düşündüğün anların oluyor mu? Ruh halin 
 
yazılarına nasıl yansır?
 
Elif ÖZTÜRK: Kalbimde taşmalar baş gösterdiğinde kaleme sarıldım.Ruhumun 
 
derinliklerine inme isteği başlayıp yola çıktığımda yanımda bir tek O 
 
olmuştu.Olgunlaşma sınavında satırları ve dizeleri tanıştırmıştı. Ruhum, bu 
 
arkadaşlığın beni mutlu etmesini sevinçle kabul etmişti.
 
Herkesin verdiği bir sınav vardı.Ne kadar erken yola çıkmış olsam da 
 
ben biraz şanslıyım sanırım! Yol arkadaşımı doğru seçmiştim. Yüreğim, 
 
anlatamadıklarını kalemimle dile getirmeye başladı. Mutluluklarımı, 
 
umutlarımı, hayallerimi ve hayal kırıklıklarımı, hüznümü ve sevincimi onunla 
 
paylaştı. İnatla dile getirmeye çalışma hevesim ve “Her şeye rağmen!” diyerek 
 
yaşamın eteklerinden tutup yürümeye devam etme isteğim hep yüreğimdeydi. 
 
Yorulmalara ve çarpmalara, takılmalara inat, kulak asmadan direnişim hiç 
 
eksik olmadı. Elimde gökkuşağını tutuyorum şimdi! Hayatın her karesinde 
 
yaşamın bir rengine dokunuyorsam eğer, bütün renkleri barındırmalıyım 
 
ruhumda ve sindirmeliyim içimde onu kabullenerek.
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Aşağıdaki kelimeler sana ne ifade ediyor?
 
Elif ÖZTÜRK: 
 
Aşk : Aşk, sanmalar yumağında gönül tutulmasıdır.
 
Sevgi : Sevgi, içimdeki çocuğun dağıttığı her gülücüğün bir yüreğe dokunabilmesidir. 
 
Huzur :Yaşayabilme öznelliğine sahip olmaktır. 
 
Yazmak :Herkesin bildiği, duyduğu ve yaşadığı olanlar kümesini dillendirme cesaretidir. 
 
Okur :Kalbe vuran hikayelerin parmak izidir. 
 
Özlem : Kabuk bağladı sanılan yaranın sessiz çığlığıdır. 
 
Sevda :Her zaman ve şartta; değişmeden, dönüştürmeden;sen ve ben demeden bir bedende 
 
var olabilmektir. 
 
Mutluluk : Mutluluk, hayatın kendisine rağmen içinde barındırdıklarını sevebilmektir.
 
Kimsesizlik : Kimsesizlik, insanlığın en eski ve en acı gerçeğidir. Yalnız kalmışlık 
 
evinde doğar . Çaresizlik sofrasında beslenir. Şefkatin ellerinde dağıtılıp, un ufak olur. 
 
Sevginin ördüğü görünmez bağlar ile boğulup, can verir.
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Kronik Böbrek Yetmezliği için neler söylemek istersin?
 
Elif ÖZTÜRK: Zor bir hastalıktır. Tek çözümü organ nakli. Ülkemizde yaklaşık yetmiş dört 
 
bin böbrek yetmezliği hastası bulunmakta. Organ bağışı sayısının çok az olması sebebiyle 
 
maalesef her hastanın nakil olma şansı yok. Beklenen bu sürede diyaliz tedavisi zorluğun 
 
asıl kısmı. Yorucu ve yıpratıcı olmasının yanında ne kadar süreceğinin bilinmemesi en büyük 
 
etken. Hayatımızı idame ve idare ettirmekte ise zorlayıcı bir engel. Diyaliz tedavisi mecburi 
 
seçenek, hayatta kalma adına. Organlarımız toprak olacağına bir can kurtarabilir. Bağışların 
 
çok daha artmasını diliyorum. 
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Yazar adaylarına söylemek istediklerin, tavsiyelerin nelerdir? Nelere 
 
dikkat etsinler kalemle bütünleşirken?
 
Elif ÖZTÜRK:Kalemle ilk tanıştığımda okuduklarımdan dinlediklerimden etkilenirdim. Sonra 
 
yazdıklarım onların yanında yavan gelirdi. Yeniden yazardım ve yeniden sabırla. Kendi 
 
tadımı bulana dek, yazdıklarımda deneyişim devam etti. Kuralsız, başına buyruk, kimseye 
 
benzemeden kendi yolunu buldu. Anlatma derdi baş gösterip, kalem ve kağıt ile kardeş 
 
olunca anladım ki, benim hayat amacımdı. Sanırım her şey o anda başlıyor. İnanmak ve 
 
adamak. Ben hiçbir zaman yazdıklarımı beğenmemiş, “Bir eksik var mı?” diye irdelemişimdir. 
 
Hatalarımı bulup, daha iyisini yapmaya uğraşmışımdır. Yadsınamaz bir emek harcamak 
 
gerekiyor. Eğer yaşam ışığınız yazarken titriyorsa, kelimeleriniz her zaman yolunuzu 
 
aydınlatır ve mutlaka hayalinizi kurduğunuz varış noktasına ulaşırsınız. Kalbinizin sesini 
 
duyun yalnızca!.. 
 
Baki Evkaralı (Bakican) : Bize vakit ayırdığın için teşekkür ediyorum sevgili Elif hanım. 
 
Hayatında hep başarılar diliyorum.
 
Elif ÖZTÜRK: İlk röportajımı sizinle gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Bu fırsatı 
 
yakaladığım için şanslı olduğumu düşünüyorum. Güzel yürekli bir canla eşsiz sohbetti. 
 
İlginize çok teşekkür ederim.
 
http://www.facebook.com/bakican
 
Toplam blog
: 121
: 758
Kayıt tarihi
: 13.03.14
 
 

1979 yılında Denizli'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Serinhisar ilçesinde tamamladıktan son..