- Kategori
- Şiir
Dumura uğramış hayat

Bir özgürlük çığlığıyla başladı herşey
Susamıştım tutsaklığa
Gözlerin değdi gözlerime
Kelepçelendi özgürlüklerim...
Bir veda artık geçmişe adımlarım
Geleceğe hızlı kalp atışları fısıldadın
Hızlı çarpımların içinde bir baktım ki
Ben kaybolmuşum
Yoksun şimdi !...
Derim...
Ateş toplarının mevzisinden kaçmak istedikçe
Yanıyorum
Dönüpte su değdirmiyorsun tenime
Düş kaçkını mısın
Hayal kahramanı mı
Anlayamadan
Eriyip gittin
Bir sızıntıydın sanki
Parmaklarımın arasından kayıp giden
Gelirken sapasağlamdın oysa
Meğer
Su gibi tutulamayan bir sıvı
Işıldadıkça eriyen mum gibi
Kısaymış ömrün
Ne çok severmiş gönlün
Kayıp kentlerin gizemini
Ne çok severmişim
Gizemli kentlerin esintisini
Tarih kazıntısı vardı bedeninde
Değerini biçmeye gönül yetmedi
Karanlıkların izinde
Dalıyorum derinliğime
Yerini, yurdunu kaybetmiş
İlticacıyım şimdi
Bulmaya yeltensemde yurdumu
Taktığın prangalar
Halhalım olmuş
Süsünden ödün vermiyor artık bileklerim
Nereye gitsem şakırdıyorlar etrafa
Sesine ben alışsam da
Duyanı inletiyor yankısı
Sen yokken dalıyorum hayata
Ters yüz olmuş Dünya sanki
Etrafımda
Kıyımlar
Yıkımlar
Kara çarşaflar
Faili meçhuller ve açlık var
Kardeşliği unutmuş yığıntıların
Sesli haykırışları var
Bense düşmüşüm aşkın dibine
Toplamışım bavulumu
Bakmıyorum senden başka hiçbir resme
Gözüme batıyor sulhtan uzak seyirler
Korkuyorum sen yokken
Yaşanılası Dünya'yı
Anafora çeviren insan modellerinden
Gitme !...
Baş edemem sensiz
Bu barbarlığın gölgeleriyle
Bezginim
Karanlığım
Yorgunum
Yılgınım ve mahzunum
Çakamam kibritleri sen yokken
Dumura uğramış hayatın izbesine