Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '10

 
Kategori
Edebiyat
 

Dün gece Silivri'den Nazım geçti

Dün gece Silivri'den Nazım geçti
 

Büyük şair Nazım Hikmet ( 20 Kasım 1901 Selenik / 3 Haziran 1963 Moskova )


 

Silivri, Sanatsever Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve çalışkan ekibinin gayretleri sonucu kısa zamanda farklı bir kimliğe büründü. İlçe sık sık önemli, anlamlı sanat hareketlerine sahne oluyor ve Silivri halkı bundan çok memnun. Dün, ılık bir Haziran akşamı, sahilde Büyük Şair Nazım Hikmet’i anma günü düzenlendi. Her yaştan sanatsever Silivri halkının büyük ilgi gösterdiği gecenin büyük sürprizi, ünlü ressam İbrahim Balaban’ın katılımıydı. Onu önemli kılan da, Nazım’ın yedi yıllık dostu ve hapishane arkadaşı olmasıydı. Balaban çok ilerlemiş yaşına rağmen kendine has şivesi ve nüktedan anlatımı ile izleyicilere zaman zaman duygulu anlar yaşattığı gibi güldürdü de.

Konuşmasına, “ Ay yıldızlı Türk Bayrağı, ve iki büyük, güzel mücadeleci insan, Atatürk ve Nazım' ın posterleri altında sizlere seslenme fırsatını bulduğum için bahtiyarım “ diyerek başladı ve büyük alkış aldı. Büyük şairle hapishanede başlayan, yedi yıl süren birlikteliklerinden unutulmaz anılar anlattı. Sonunda ise, bugün bazı, şair, sanatçı ve hatta siyasetçilerin, onun değerli şiirlerini okuma yarışına girdiklerini ancak bazı istisnalar hariç başarılı olamadıklarını hatırlattı. Özellikle, öğrenmişler bir “ Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine “ demeyi, ama işte altını üstünü dolduramıyorlar diye yakındı.

Ve sıra yine alkışlarla sahneye davet edilen, daha önce on yıl Silivri’de yaşamış ünlü yazar şair Dursun Özden’e geldi. Birçok ödülün yanı sıra, 1996 Latin Amerika Edebiyat ödülünün de sahibi Özden’in konuşması ve anlattıkları da bir o kadar güzeldi. Özellikle, Nazımın hastanede tanıştığı ve gönlünü kaptırdığı Galina ile olan ilişkisinin bilinmeyen yönlerini dinlemek ve öğrenmek Nazımı daha iyi tanıma fırsatını verdi herkese. Daha ilginç olan ise Nazım' ın bütün bir Rusya’yı güneyden geçerek, Japon denizine kadar uzanan 10.000 km.’ lik tren yolculuğu idi. Bu yolculuk sırasında Nazım, güzergah üzerindeki Türkmen boyların yaşadığı köy ve yerleşkelerde konaklayarak, yöre insanıyla derin ve koyu sohbetlerde bulunmuştu. Dursun Özden, büyük bir vefa borcu ile yıllar sonra aynı yolculuğu kendisinin de yaparak, büyük Türk coğrafyasında onun bıraktığı derin izleri gözlediğini söyledi. Nazım' ın kendisine aldığı ve bir dönem çok mutlu yaşadıkları kır evinde Galinay' ı ziyaret eden Özden, Galina' nın kendisine Nazım' ın kullandığı F klavyeli daktiloyu, bir gömleğini, bir de ipek kravatını hediye ettiğini söyledi. ( kravat o anda üzerindeydi ). Ama daha sonra sıra hüzünlü bir açıklamaya gelmişti, mavi boncuk gözlüm, güzel sevgilim diyerek sevdiği Galinayı, Vera için tek edecekti Nazım. Yatağının üzerinde hala duran pijamasını gösteren Galina, “ Vera’ya çarpıldı ve beni bırakıp gitti “ derken asla sitemkar değilmiş, ve büyük aşkına olan sevgisini içinde yaşattığını her halinden belli ediyormuş. İzleyicilerden çok kişiyi ağlatan bir açıklamaydı bunlar.

Arada, Silivri’de yaşayan bazı öğretmen ve sanatsever tarafından, Eğitim-Sen’li gençlerin oluşturduğu orkestra eşliğinde yine güzel Nazım şiirleri dinledik. Çok başarılı bulduğum bu orkestra Nazım’ın güzel sözlerinden oluşan şarkılarla programı sürdürdü. “ Yiğidim aslanım burada yatıyor “ hep bir ağızdan büyük bir coşku ile söylendi.

Ben yanmasam, sen yanmasan, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa, dizeleri bu coşkuyu doruklara taşıdı, hiç bitmesini istediğimiz gece sonlanırken, ölümsüz Nazım Hikmet çok daha iyi özümsenmiş olarak gönüllerde büyüdü, büyüdü, büyüdü.

 
Toplam blog
: 220
: 2018
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Yazmak, ufkun da ötesine taşan engin bir serüven gibi gelir bana ve gençlik yıllarımdan bu yana v..