- Kategori
- Şiir
Dünün sabahına uyandık bugün.

Dünün sabahına uyandık bugün.
Ne varsa yaşanmamış
Ne varsa hissedilmemiş
Paylaşılamamış ne varsa dün
Bugün, bu sabah yaşamak için.
Gün aydınlık ve pırıl pırıl.
Bulut yok havada, gölgeleyecek zamanı.
Avuçlar içinden akıp giden,
Berrak su misali
Gitmişti tüm umutlar.
Akamayan göz yaşları,
İnerken can kafesine
Soğuttu ne varsa çocuk yüreğindeki kor alevi.
Ne de güzeldi oysa bilmemek
Ne de güzeldi oysa bilmeden yaşamak.
Pembenin şeker kıvamındaydı her yer.
Bir mutluluk perisi sağ omuz başında.
Fısıldardı kulağına durmadan
Daraldığında yüreği.
Hop diye değdirdiğinde değneğini gözlerinin önüne
Pembenin şeker kıvamında olurdu herşey.
ve dün,
Dünün sabahında, dün yani
Ne peri sağ omuz başında
Ne şeker pembesi her yer.
Her yer kapkara, her yer tarümar.
Ecinliler, deccallar ve dahi şeytan her yer.
Ne peri kızı ne de iyilik melekleri.
Yer ile yeksan olmuş evren
Ve dahi can kafesinde beslediği çoçuk yüreği.
Bildi ki dünün sabahına uyandığında,
Uyumuştu aslında yıllarca.
Uyutulmuştu hiç de rahatsız edilmeden.
Hani nerede şimdi,
Hani peri kızı
Peki nerede o pembenin şeker kıvamında olan evren?
Ya can kafesindeki çocuk yüreği?
Dünün sabahına uyandık bugün.
Yaşanmamışları yaşamaya.
Sevdiğinden çok sevilmeye.
Avucunu bastırdığında can kafesine
Çocuk yüreğinde bir başka çocuk yüreği bulmaya.
Yıpranmış, tarümar ve yer ile yeksan olan evren
Evren içinde sen.
Tut uzanan o eli.
Bir alev akacak
Bir başka çocuk yüreğinden
Can kafesinde sakladığın çocuk yüreğine.
Dünün sabahı bugün.
Dünde yaşanacaklar yaşanacak bugün.
Hissedilmeyenler, hissedilinecek bugün.
Bugün olmayacak omuz başında peri kızı
Ne de iyilik melekleri olmayacak pervane.
İki çocuk yüreği, can kafesinde.
Ve bakacasın aynaya
Deniz rengi kapıdan gireceksin içeriye.
Alev alev yanan bir yangın içinde
Semender misali iki çocuk yürek.
Peri kızı da orada, iyilik melekleri de.
Bakacaksın aynaya,
Dünün sabahında bugün.
Ve anlayacaksın ki
Ve hissedeceksin ki
Yer ile yeksan olan dündü, bugün.