Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '10

 
Kategori
2010 Dünya Kupası
 

Dünya Kupası. ''Topların günahı ne?''

Dünya Kupası. ''Topların günahı ne?''
 

R.GREEN


’Rüzgar kırdı dalımı, ellerin günahı ne?’’ şarkısı, Türk Sanat Müziğinin Klasikleri arasında yer alan, Alaattin Yavaşca’ya ait güzel ve anlamlı bir klasiktir. Üstat, bu şarkıda geçmiş yılların muhasebesini yapar ve artık ödenemeyecek olan hayat bilançosundaki zarar faturasını kendine keser.

İngiltere, A.B.D, Dünya Kupası C Gurubu ilk maçında İngiltere kalecisi Robert Green’in yediği gol maça damgasını vururken, değerli Milliyet spor yazarı Uğur Meleke’nin ‘’bu topu sevmiyorum’’ başlıklı yazısı dikkatimi çekti.

Yazar, 2010 Dünya Kupası’nın kendine has yeni topu ile oynadığını, beğenmediğini, bazı profesyonel futbolcuların da, yalnız kaleciler için değil, kendileri için de kontrolu zor bir top olduğunu belirttiklerini yazıyor.

Toprak sahalarda oynanan Dünya Kupalarını TV daha ülkede yokken, Garrincha’ları, Di Stefono’ları, Peleleri, Didi’leri, Yaşin’leri, Gordon Banc’leri, Kewen Keegen’leri, Boby Morre’ları sinemalarda seyretmiş biri olarak, yemyeşil, halı gibi sahalarda, pamuk gibi ayakkabılarla oynayan, terletmeyen neno teknoloji ile üretilmiş formalar giyen, transfer döneminin başladığı şu günlerde, değerleri 10 milyon Euro’dan başlayan Dünya starlarının, beceriksizliklerinin, isteksizliklerinin bahanesini Bir garip ‘’top’’a ve onu yapabilmek için çalışan yüzlerce mühendise çıkarmasını, yanlış bir değerlendirme olarak düşünüyorum.

Futbol topunun evrimi, futbol oyununu daima kolaylaştırıp, ilerletmiştir.

1966 İngiltere Dünya Kupasında İngiltere-Almanya finalinde, İngiliz futbolcu Hursf’un attığı sert şutun üst direğin içine vurduktan sonra dışarı çıkması sonucu hakemlerin verdiği gol kararı yıllarca tartışılmıştı.

Bugün 13 Haziran Pazar. 2010 Dünya kupası başlayalı, 8 maç oynandı. Bakıyorum, ne 1966 daki o şutu çeken Hursf’ün şutu gibi gibi bir şut gördüm, ne de böyle bir şut atmayı düşüneni.

Pozisyon fakiri maçlar izliyoruz. Ne eski Dünya kupalarının heyecanı, ne Dünya starı futbolcuların maça ağırlığını koyabildiğini görebiliyoruz, ne de yeni bir Dünya yıldız adayı olablecek i bir futbolcuyu. Yoksa futbol galaksisi, sahte yıldızlarla mı dolu?...

Uzaktan, isabetli bir vuruşu deneyen, becerebilen belki de ilk futbolcu idi A.B.D li Dempsey, Kupanın şampiyon adaylarından bir takımın oyuncusu olmadığı gibi, Dünya’nın fazla tanıdığı bir futbolcu da değildi, uzaktan vurmayı denedi, vurdu ve gol oldu.

Dempsey, şüphesiz bu vuruşu yaparken, bu topun, üzerindeki pürüzlerin biraz daha giderilerek, kaygan hale getirildiğini falan düşünmemişti. Zaten böyle olmadığı, maçlardaki kısır sonuçlardan daha iyi anlaşılıyor.

Fenerbahçe’nin geçtiğimiz sezon, Kayseri deplasmanında Cristian’ın uzaklardan attığı Dempsey benzeri bir gol için Erman Toroğlu, kaleci Süleymanu’yu suçlamış, ‘’öyle tavuk kışkışlar gibi top yakalanmaz’’ demişti. İngiltere kalecisinin yediği gol de, Dünya Kupası’nda oynayan bir kalecinin klasına yakışmayacak bir amatörce hataydı ama futbolda ‘’büyük kaleciler, en kolay golleri yerler’’ diye de bir tez vardır. Milli takımın değişmez kalecisi Fenerbahçe’li Volkan’ın, 10 tane gol yemediği maçtan sonra yediği tek gol, takımını şampiyonluktan etmişti.

Bu ne top, ne mühendis hatasıdır. Düpedüz kaleci hatalarıdır ve futbolun içinde bunlar top dört köşe olmadığı müddetçe olacaktır.

J.Marinho, daha bir ay önce, Dünya’nın en büyük organizasyonu, artık Dünya Kupası değil, Şampiyonlar ligidir’’ demişti. Şüphesiz bunu en son kazanan biri olarak söylemiş olsa da, doğruluk payı yüksektir. Para oradadır. Seyir zevki ve üst düzey mücadele oradadır.

Zorlu geçen bir sezonun ardından, yorgun futbolcuların Afrika sıcağında, üstelik bazen gündüz mücadelesinde fizik gücü yüksek takımlar ayakta kalacaktır. Daha 15 gün önce, Türkiye maçında devreyi mağlup kapatan A.B.D nin o maçı fizik gücü sayesinde nasıl çevirdiğini ve 2-1 kazandığını seyretmiştik. Kalecisi hatalı gol yiyen İngiltere, bu A.B.D karşısında bırakın 2. golü atıp galip gelmeyi, 2. golü yiyip, mağlup olmaktan şansla kurtuldu.

Futbolun görünen gerçeklerini, ‘’error’’lü olduğu ileri sürülen bir topa yüklemek, kabul edilir bir düşünceden çok, bir bahane olarak gözüküyor. Aylarca verilen emeğe haksızlık oluyor.

Kaldı ki, İngiltere kalecisi Green, golü yedikten sonra ellerini kaldırmış, arkadaşlarından özür dilemişti.

Alaattin Yavaşca'nın şarkısındaki gibi.

‘’Dempsey kırdı dalımı, topların günahı ne?’’

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..