Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '10

 
Kategori
2010 Dünya Kupası
 

Dünya Kupası İzlenimleri II

Bir önceki yazımızda kupaya katılan takımların ilk maçlardaki görünümleri üzerinde durmuştuk. Çeyrek finallerdeki görünüme de şöyle bir göz atalım;

İlk maçlarla beraber sert takımlar olarak adlandırdığımız Uruguay, Paraguay yollarına devam ediyor. Şili (tüm desteğime rağmen) neredeyse artık tüm dünyaca benimsenen katı savunma (İspanya hariç) sistemiyle olan mücadelesini kaybederek, göze daha hoş gelen futbol anlayışı umutlarımızı ülkesine geri götürdü. Umarım vazgeçmezler. Uruguay’ın yarı final için Gana önünde daha şanslı görülmesine anlam verememekle beraber sert savunmasıyla gol yiyeceğe pek benzemiyor. Ama Şili gibi bir başka gönülçelen Gana’nın bu sorunu çözeceğine inanıyorum, haydi GANA. Paraguay’ın ise İspanyol forvet David Villa’yı durdurabilecek çözümü üretemeyeceğini ve dolayısıyla da pek fazla şansının olmadığını düşünüyorum. Ancak İspanya’nın son Avrupa şampiyonasında başarılı olan oyun yapısındaki bazı bozulmaları da göz ardı etmeyelim. Bu sorunun temel kaynağı Xavi ve özellikle İniesta’nın formsuz olması, bu durum elbette Paraguay karşısında bir zorluk çıkarmayacak ancak bir sonraki turda şansını azaltan bir etmen olacak.

Almanya-Arjantin eşleşmesi favorisinin olmadığı bir maç olacak. Teknik anlamda Arjantin elbette üstün meziyetlere sahip hücum oyunculara sahip fakat savunması gerçekten kötü oyunculardan kurulu. Almanya’nın kendine has, düzenli kanat hücumlarından sonuç alacağını ve Arjantin’e yediğinden fazlasını atacağını düşünüyorum. Bu duruma Messi elbette karşı çıkabilir ama gerek turnuva performansı gerekse Almanya’nın yerleşmiş savunma anlayışı performansını göstermesine yine engel.

Brezilya-Hollanda karşılaşması ise çeyrek finalin sonucu en belirgin maçı. Kendimi bildim bileli hemen her turnuvanın şampiyon adaylarından olan Hollanda bana göre her zaman abartılan bir takım. Hızlı ve çok paslı bir oyun yapıları var ancak kaliteli oyuncuları çok az. Robben topu aldığında sadece ve sadece kaleyi düşünen dikine oynayan bir oyuncu ancak bu oyuncunun kendisinden daha kaliteli defans oyuncuları karşısında varlık gösterebileceğini düşünmek saflık olur. Brezilya içinse söylenecek fazla bir şey yok. Gerektiğinde oyunun iki yönünü de oynayabilen çok kaliteli futbolculardan kurulu kötü bir takım. Asla bir takım oyunu oynamıyor ve zaten de bunu istemiyorlar. Yine de dünyada, henüz bu durumdan faydalanabilecek bir takım da yok gibi.

Bu durumda yarı finalde İspanya’nın karşısına olası şekilde Almanya çıkarsa büyük ihtimalle İspanya-Brezilya (hep hayal ettiğim gibi) finaline hazırlanabiliriz. Ancak İspanya’nın karşısına Arjantin çıkması halinde ise bu durumda Brezilya-Arjantin finali beklemek daha akılcı bir hayal olacaktır.

TURNUVA NOTLARI;

1. Son finalistler İtalya ve Fransa gruplarındaki zayıf rakiplerini üstelik tek bir galibiyet dahi almadan geçemeyerek, evlerine dönme ve finalleri t.v. karşısında izleme fırsatı yakaladılar. Unutmadan futbol sadece bir oyundur, gerçekten.
2. İngiltere’nin (her ne kadar haksızlığa uğramış olsa da) sürekli yanlış alarm veren bir takım olduğunu bir kez daha anlama fırsatı bulduk. Hazır İngiltere’den bahsederken Gerrard ve Lampard’ın birlikte ve tek tek yeterli oyuncular olmadıklarını söyleyelim. Yani bu oyuncularla daha çok hayal kırıklığı yaşayacaklar.
3. Meksika’ya yapılan haksızlıktı. Onları sevmiştim. Marquez’in Türkiye’ye gelme ihtimali olduğu söyleniyor; Marquez yarı defans, yarı ön libero oynayan büyük takım oyuncusudur. Barcelona’da çok beğendiğim bu oyuncunun Türkiye’de başarılı olması neredeyse imkansızdır (Bakınız. Frank de Boer örneği).
4. Şili şansızdı. Brezilya ile değil de başka bir takımla eşleşse biraz daha yoluna devam edip bizi mutlu edebilirdi.
5. Gana için Afrika takımı gibi olmayan Afrika takımı demeye devam edeceğim. Bundan belki 20 yıl sonra Brazilya’ya yakın kalitede takımların Afrika’dan çıkabileceğini hayal ediyorum.
6. İspanya defansını oluşturan Puyol ve Pique daha çok ikili ön libero gibi oynuyorlar. Bu durumda İspanya, özellikle ataklarda defansını kademesiz olarak orta sahada kuruyor. Formda olmayan Xavi ve İniesta da bu oyun kurgusunu kırılgan hale getiriyor (Barcelona ve İspanya oyun kurgusu ayrı bir yazı konusu). Bu kurgunun Brezilya ve Arjantin gibi bire birde başarılı, hızlı oyunculara sahip takımlara karşı çökmesi neredeyse kesindir.
7. Şimdiye kadar ki en iyi oyuncu Alman Müller’di. Dikkat İspanyol Villa zorlamaya başladı. Messi ise sanki başka bahara diyor ama yine de o formasını çıkarmadan konuşmasak daha iyi. Almanya’da M.Özil oldukça başarılı bir performans gösteriyor. Ancak bu oyuncunun fizik güzücünün yeterli olmadığını ve olamayacağını dolayısıyla da bu oyuncunun büyük takımlarda başarılı olmasını pek olası görmüyorum.

Gözlemlerimizi ve özellikle yanılgılarımızı (futbol sadece bir oyundur) yazmaya devam edeceğiz.


 
Toplam blog
: 22
: 660
Kayıt tarihi
: 26.12.08
 
 

1970 İstanbul doğumluyum, Ege Üniversitesi İstatistik bölümü mezunuyum. İstanbul da yaşıyorum ve şu ..