Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '10

 
Kategori
2010 Dünya Kupası
 

Dünya kupası izlenimleri III – Yanılgılar

“Başı bozuk süvari! Büyük işlere cüret etmek zafer ve yenilgiyi bilmeyen zavallı utangaç ruhlarla aynı safta bulunmaktan çok daha iyidir.” T.Roosewelt (bu daha eski olan ABD Başkanı)
 

Sonuç garantisi olmayan, gününde olanın ve kimi zaman da Tanrının yanında olduğu takımın kazandığı bir oyundur futbol. Seviyorum ne yapayım ki.
 

Bir önceki yazımda;  

Ne demiştim, ne oldu.
 

YANILGI 1.  

Uruguay-Gana maçının zor geçeceğini, Uruguay’ın gol yemeyen zaten üretemeyen bir takım olduğunu ama Gana’nın ilerde Brezilya olacağını (20 yıl falan sonra elbette) ne yapıp edip 1 gol bulacağını ve Uruguay’ı (3.5 milyon nüfuslu) ülkesine göndereceğini söylemiştim. Asla olmaması gereken bir şekilde 120 nci dakika da penaltı kaçırarak ve sonra morali bozularak penaltılarla elenen Gana oldu. O topu elle kesen, Uruguay’lı çok da beğendiğim oyuncuyu affetmeyeceğim.  

YANILGI 2.  

Hollanda’nın çok paslı ama kötü oyunculara sahip orta sahasından kaynaklı yavaş oyununun dumura uğrayacağını, takım olmayan ve zaten olmak da istemeyen bireysel yetenekli oyunculardan kurulu Brezilya’nın turu rahat rahat geçeceğini söylemiştim. Fazlasıyla şanslı Hollanda, neredeyse hemen hiçbir şey yapmadan üstelik de çok beğenilen Robben’in (bunu anlayamıyorum işte, en azından burada yanılmadım) oyunda varlığı bile hissedilmeden Brezilya’yı elemeyi başardı. Takım olmayan olmak da istemeyen ve her oynadığı oyunla futbola ihanet eden Brezilya’nın elenmesine yine de üzüldüm. Bakalım, futbolun yeni dünya düzeninde bir takım oyunu olduğu gerçeğini ne zaman görecekler.  

DOĞRULAR 1.  

Arjantin-Almanya eşleşmesinin favorisiz olduğunu ama düzenli Alman ataklarının kötüden de kötü Arjantin savunmasını zorlayacağını zor da olsa turu Almanya’nın geçeceğini söylemiştim. Doğrusu, tıpkı Brezilya gibi bireysel yetenekli oyunculardan kurulu takım olmayan takım Arjantin’in ve Messi’nin en azından bir varlık göstereceğini düşünmek, ne kadar da aptalcaymış (belki bunu da yanılgı 3 olarak yazmalıydım). Almanya’da ki Müller etkisi, Arjantin ve tüm dünyadaki Messi etkisini silip süpürerek, gelecekte de parlayan yıldızların takım gibi takımların içinden çıkacağını gösterdi. Futbol adına sevindirici bir gelişme, Teşekkürler Müller.  

DOĞRULAR 2.  

İspanya-Paraguay maçının mutlak favorisinin de İspanya olduğunu söylemiştik (al sana bir yanılgı daha). Ancak bunun yanında, Xavi ve İniesta’nın formsuzluğuna değinmiş ve bu ikilinin formsuzluğunun İspanya oyun yapısını kırılgan hale getirdiğini belirtmiştik. Bu sorun devam ediyor ve edecek gibi de görünüyor.  

Son olarak da olası şekilde yarı finalde İspanya karşısına Almanya çıkarsa İspanya’nın finale gideceğini ve Brezilya ile karşılaşacağını söylemiştik (İspanya-Brezilya ne büyük hayalmiş). Bu durumda elde kalan en güzel hayalim İspanya-Hollanda finali ve tabi ki İspanya’nın şampiyonluğu.
 

TURNUVA NOTLARI;  

  1. Hollanda beklendiği gibi, Uruguay’ı da kolaylıkla geçerek adını finale yazdırırken nedense çok beğenilen oyuncusu Robben ortalıkta yine yoktu (aslında hiç olmamıştı ki). Ben bu oyuncuyu bizim Tuncay’ımıza çok benzetiyorum, ileriye dönüp asla ardına bakmadan saldıran, olur olmaz ceza sahasına giren çıkan, tamamen bireysel oynayan çok koşan ama pas mesafesi oldukça kısa olan (isabeti ancak 5 metre) bana göre yetersiz bir oyuncu. Yazımın başındaki sözü de bu oyuncu için(Tuncay da olabilir) yazmıştım ama dediğim gibi futbol yanılgılar oyunudur ve ben çok rahat yanıldığımı itiraf edebilirim.
  2. Hollanda’nın finale ulaşması, bana bir kez daha başarının biraz da şansa ihtiyacı olduğunu gösterdi.
  3. Önceki yazılarımda İspanyol Villa’nın Alman Müller’in en iyi oyuncu statüsüne talip olduğunu söylemiştim. Keşke Müler bu maçta oynayabilseydi. Villa’yı Barcelona’da izlemek için sabırsızlanıyorum (İbrahimoviç gelirken de oynarken de hep beni üzmüştü) .
  4. Olası şekilde Hollanda-İspanya finali gerçekleşirse; zeka ve hızlı çok pas üstüne kurulu (ancak az formlu) İspanya oyun sitilinin, çok ve yavaş paslı az zekalı Hollanda oyun sitili karşısında neler yapacağını görmek beni şimdiden heyecanlandırıyor.
  5. Bir diğer olasılık da; Hollanda karşısında düzenli ataklı, düzenli siperli ve olabilecek en takım Almanları seyredeceğiz. Tat vermez bence.
  6. Turnuva boyunca içimden keşke biz de orada olsaydık demediğim bir an bile olmadı. Keşke çok bilen Fatih Terim daha çok şey bilseydi!

Yine yanılmak istemezdim, diyerek yazımı bitiriyorum.  

 
Toplam blog
: 22
: 660
Kayıt tarihi
: 26.12.08
 
 

1970 İstanbul doğumluyum, Ege Üniversitesi İstatistik bölümü mezunuyum. İstanbul da yaşıyorum ve şu ..