Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '10

 
Kategori
2010 Dünya Kupası
 

Dünya Kupası lobisi

Dünya kupası maçlarını izlerken bu maçlardan önce ve sonra yapılan lobi çalışmalarını da dikkate almak gerekiyor. Dünya kupasında maçların oynandığı ülke olarak günde 50 cinayetin işlendiği, pek çok tecavüz, hırsızlık ve gasp olaylarının yaşandığı Güney Afrika’nın seçilmesinin tek ve en önemli sebebinin FIFA başkanının gelecek dönem yeniden aday olması ve bu adaylık sırasında da Avrupa haricindeki diğer ülkelerin desteğini ve oyunu almak için (gerektiğinde sizin Avrupa dışındaki diğer ülkelerde de dünya kupasını düzenleyebiliriz imajı vermesi) ön seçim çalışma yapmasından başka bir şey değildir. Çünkü aynı başkanın bir önceki seçim öncesi üyelerin kaldığı otelin kapısının altından güzel hediyeler ve çekleri içeren paketler attığı herkesin bildiği bir gerçektir.

İkinci olarak UEFA başkanı Platini’nin 2016 Avrupa Şampiyonasının ülkesinde düzenlemek için yaptığı lobi çalışmaları sonucunda şampiyonanın Fransa’nın ev sahipliğine kalmasında Fransız sömürge ülkesi Malta’nın oyunun etkili olması ve dolayısıyla da gelecek dönem Platini’nin yeniden adaylığını koymak istemesi. Ülkemizin bu Şampiyonada ev sahipliğini kıl payı kaybetmesinde hükümetin yanlış futbol sahası seçimleri (Konya ve Kayseri’de maç oynanmasını uygun görmesi ve sözde Avrupalı olan Fransızların bu iki şehirde Ramazan ayında oruç tutulduğu ve dolayısıyla içki satılmayacağı propagandasını yapması çok etkili olmuştur. En önemlisi de yıllardan beri ülkemizi UEFA’da asbaşkan olarak temsil eden Şenez ERZİK’in hükümet ve spor yetkililerince yalnız bırakılması buna karşın Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin oy verecek delegelerin hepsini özel olarak ağırlaması ve bal tutan parmağını yalar hesabıyla da oylamayı Fransa’nın kazanması tesadüf olamaz değil mi ?

Ülkemiz bu dünya kupasında yok. Bu durumun en önemli sebebi biz de her türlü spor faaliyetinin günü birlik ve günü kurtarmak amacıyla yapılıyor olması. 2002 dünya kupasında üçüncü olduk, 2006 ve 2010 dünya kupasına katılamadık. 2008 Avrupa şampiyonasında 3. olduk, bakalım 2012 Avrupa ve 2014 dünya kupasına katılabilecek miyiz ? Eleme maçlarında zayıf takımlara çok fazla puan verdik, İspanya karşısında hiçbir etkinlik gösteremedik ve dolayıyla da dünya kupasında başka ülkelerin takımlarını, seyircilerin karnavallarını ve bizim zurna ve davulumuzun yerine Güney Afrikalıların vuvuzelalarını dinliyor ve izliyoruz.

Ülkemizde ise futbolumuzu olumsuz etkileyen haberler arkası arkasına boy gösteriyor medyada her gün. Tazminatının çok yüksek olmasından dolayı bir türlü kurtulamadığımız Daum olayı ve Fenerbahçe’nin yaşadığı sıkıntılar. Beşiktaş’ın yeni Q7’si ile ilgili devam eden internet geyikleri ve dünya kupasında iyi oynayan Elano gibi futbolcularla ilgili yapılan başka takıma transfer spekülasyonları. Fakat esas konular unutuluyor. Daum’a ya da Guiza’ya bu kadar yüksek miktarda tazminat ödemesini içeren sözleşme imzalanırken Fenerbahçe kulübünde bu konuları bilen herhangi bir avukat yok muydu da biz 1 yıl daha Daum’a ve Guiza’ya katlanmak zorunda kalacağız. Yoksa asıl mesele ülkemizde futbolla ilgili olarak takımların tüm harcamalarının vergiden düşülmesi, gelirlerinden vergi alınmaması dolayısıyla da takımların vergi vermemeleri sonucunda akıllarına gelen her türlü teknik direktörü ve futbolcuyu sözleşme şartlarına bile bakmadan almaya çalışmaları gerçeği mi yatıyor. Dolayısıyla ülkemizde yarın Fenerbahçe’ye Ronaldinho, ertesi gün Galatasaray’a Robinho gelirse şaşmamak gerekiyor ne de olsa vergiden düşeriz olur biter.

 
Toplam blog
: 537
: 1884
Kayıt tarihi
: 10.06.10
 
 

Gündemi ve olayları yakından takip etmeye çalışıyorum. Sinema, kitaplar, spor, doğa, siyaset, miz..