- Kategori
- Güncel
Durdurun uçağı binecek var...

Olayı işitmeyen kaldı mı? Çarşamba’dan İstanbul’a gelecek bir milletvekili.. VIP Salonunda lafa dalmış. Uçağımız yolcularını almış, havalanmak üzere pist başına doğru ilerlerken bir seçmeni hatırlatmış.. “Sayın Vekilim, uçağınız gidiyor.”
Ben orada değildim ama bundan sonrasını şöyle hayal ediyorum:
“Nasıl olur kardaşım? Beni burada mı bırakacaklar?”
Ve Çarşamba’dan bağırdığında taaa Perşembe’ye ulaşacak kadar sesi gür bir yurttaşımız haykırmıştır: “Durdurun uçağı! Binecek var.”
Ve uçağa binecek olan yolcuyu sıradan bir yurttaş sanan ilgililer “Hadi Lan, ” demişlerdir. Ancak yolcunun Milletvekili olduğunu öğrenince hemen tavır değiştirmişlerdir ve ilk iş olarak havalanmak üzere pist başına doğru ilerleyen uçağın pilotuna seslenmişlerdir: “Pilot bey, az oyalanır mısınız, bir yolcumuz kalmış, onu getiriyoruz.”
Pilot o saatte takvime bakmıştır. Bugün 1 Nisan filan mı diye? Çünkü, yeryüzünde uçmak icadedildiği günden bu yana böylesi görülmemiştir. Bir tarihte İstanbul’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk tiyatroya gidecektir. Oyun saat 20. 30 da başlamaktadır.
Saat 20.30 dur ve Mustafa Kemal Paşa henüz gelememiştir. Muhsin Ertuğrul oyunu başlatır. Beş on dakika sonra Gazi Paşa gelir ve birinci perdenin sonuna kadar fuayede bekler. Bekler ve birinci perdenin bitiminde geçer yerine oturur. İlk işi de Muhsin Ertuğrul’a teşekkür etmek olur. “Teşekkür ederim kardeşim, madem ki şu saatte bu oyun başlayacaktır, geç kalan Mustafa Kemal bile olsa beklemek olmaz.”
Ben de bu bağlamda Türk Hava Yolları yetkililerini kutluyorum. Uçağa yetişemeyen kişi Milletvekili de olsa uçağı bekletmemişlerdir ve pistin başına kadar gittiğinden sonra Milletvekilini uçağa bindirebilmek için orada durdurmuşlardır. Böylece büyük Atatürk’ün izinde olduklarını da bu davranışlarıyla ispat etmişlerdir. Allah onları bildiği gibi yapsın.
Olayla ilgili olarak Milletvekili’nin sözleri var: “Ben istemedim, görevliler beni pist başına zorla götürdü, ” demiş. Ben buna inanırım. Çünkü bizim kimi Milletvekillerimiz kendi gönüllerince davranma yetisini zamanla yitiriyorlar. Onları sürekli birileri “Şöyle yap, şu halde el kaldır, şuna saldır, ” diye yönlendirdiğinden olacak.. Ne yapalım ki, bu böyle.
THY yetkilileri de “Her hangi bir yurttaş da olsa biz bunu yapardık, ” demişler.
Buna da inanırım. Bir pek sayın büyüğümüz “Benim memurum işini bilir, ” derken zaten bunu demek istemişti. Ben “hava yolu” ndan değil de, bunun “Deniz Yolu” ndan örneğini verebilirim. Günümüzden sadece üç yıl önce İzmir’de torunlarımdan Anıl Biçkin ile kent içinde gezintiye çıktık. Anıl Danimarka’da büyüyor ve on üç yaşında.
Alsancak’tan Vapura binip Karşıyaka’ya geçeceğiz. İskeleye yüz metre kadar yaklaşmışken baktım Vapur geliyor. “Anılcığım, sen koş! Dedem geliyor de, ” dedim. Ben de adımlarımı açtım. İskeleye ulaştığımda vapur bir karış kadar açılmış, bizim çocuk güvertede.
Telaşla görevliye seslendim: “Ne yaptın kardeşim, bak geldim işte..”
“Vapur bu beklemez. Yolcu Vapuru bekler..”
“İyi de çocuğu bari bindirmeseydin.”
“Ben ne karışırım inene, binene..”
Anıl’ıma seslendim: “Vapurdan indiğin yerde bekle çocuğum, ” dedim.
Sonraki vapurla Karşıyaka’ya geçtim. Dede torun gezdik, dolaştık. Ve sonra daha dikkatli davranarak eve döndük. Bakınız, ben uygar bir insanım. O Deniz yolu görevlisi o günkü sözlerine sadık kalabilseydi, oradan her geçişimde adama sevgiyle bakacaktım.
Ama ne yaptı biliyor musunuz? O günden sadece bir hafta sonra Ati Ajans’ta görevli Gülcan Uçar iskeleye soluk soluğa geldi. Baktı ki, vapur kalkmış gidiyor. Çekilip bir kenara oturmaya hazırlanırken sağdan soldan uyaranlar oldu. Dönüp baktığında gözlerine inanamadı.
Kalkıp gitmiş olan vapur tosurdayarak iskeleye geri geliyordu. Evet, inanmayanlar çıkabilir diye yolcunun adını ve adresini de veriyorum. Şehir ve Başkan Dergisini ve haftalık Söz Gazetesi’ni yayınlayan Ati Ajans’ın çalışkan çalışanı bayan Gülcan Uçar.
Geri gelen vapura bindi. Vapur hareket etti.
Demem şu demek oluyor ki, bizim ülkemizde yurttaş “hava” da, ya da “su” da yanlış tavırlarla karşılaşıyor olsa da, sonunda uçaklar pist başında durdurularak, vapurlar geri getirilerek insanlar bir şekilde hoşnut ediliyor. Fazla alıngan olmaya gerek yok.
Hele Milletvekiline sakın öfkelenmeyiniz.. Onları başımıza biz kendimiz getiriyoruz.
Her zaman Mustafa Kemal bulacak halimiz yok ya... Elimizdeki en iyiler bunlar.