- Kategori
- Psikoloji
Düş kovalayan!
![Düş kovalayan!](https://iblog.milliyet.com.tr/imgroot/blogv7/Blog333/2011/09/11/25/33097-3-4-cb74b.jpg)
Yıldızsız, karanlık, ıssız göğümde; bir düştü gördüğüm. Göz açıp kapayıncaya kadardı, neler gördüm, neler... Birden bire bir yıldız çaktı sanki; efsunlu ışıklar saçarak doldurdu göğümü... Elimi uzatsam değecek kadar yakındı, tutacaktım gibi. Bakakaldım ardından. Geçti ışık hızıyla düşlerimden; dilek de tutulamadı.
Nasıl anlatsam... Hani sevimsiz sabahların herhangi birinde dolmuşu hazır ve nazır, üstüne üstlük boş bulursun, saatlerce beklenilen otobüs yanıbaşında biter ya, yüksek koltuklarından biri de boş, sen şehri seyreyleyesin diye... Üstüne sevdiğin şarkı da çalmaz mı?
Yaşasın! Kahvaltıda çift sarılı çıkmış yumurta, senede bir alınan bilete vurmuş amorti sevincim. Yıkanmayı bekleyen gömleğimin cebinden son anda kurtarmışım resmini... Dur! Daha bitmedi. Vapurun iğne atsan yere düşmez kalabalığında martılarla yarenlik edeyim diye en güneşli püfür püfür yeri bana kalmış. Gülümsemeyi yeni öğrenmiş bir bebeğin sevincine bırakmışım kendimi. Tutmuş parmağımı sımsıkı; bırakmamacasına. Ay düşmüş denizime yakamozlar çırpınıyor içinde. Kulaç kulaç dalıyorum kalbine. Düş bu ya...
Masmavi günde atmışım kendimi sokağa, sahile dizilmiş banklardan biri boş olsa da seyreylesem denizi derken, gerçek olmuş hevesim. Kurulmuş banka ve izlerken denizi, bankın göğsüne bir 'aşık' bıçakla kazımış kalbini derince. Orda bitti düşüm! Uyandım. Hem ben kalbi uçurtma sanırdım... Niye çizilmiş ki ahşap bankın üstüne.
Yitirildi... Hepsi anlıktı. Bu anlatılanlar hep olsa düş çok şey kaybeder miydi, bu denli hatırı geçer miydi.? Bir daha ne zaman kayar göğümden o yıldız. Hazırlıklı da olunmaz ki.
Gündüzler yaşamın katı ve örseleyen gerçekliğiyle düellomuzdur bizim; geceler düş, gündüzler yaşamdır ve biz iflah olmayız, ne düşten cayarız ne yaşamdan... dediği gibi şairin düş arsızı olmalı... Yeni yıldızlara yer açmalı göğünde, bu kez dilek tutabilmek için.