Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '08

 
Kategori
Müzik
 

Düşler sokağı

Düşler sokağı
 

Masalsı, biraz şiir , bolca melodi tadında bir gecede Feridun Düzağaç Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nin sahnesinde. Dört yılda bir yaşama ayrıcalığına eriştiğimiz yirmi dokuz şubat gününün cumayı cumartesiye bağlayan gecesinde

‘’Bugün orada da cumartesi mi?

Sen de beni benim kadar özledin mi?

Aynalardan kaçarken özlenmeyi beklemek

Ne kadar acı, ne kadar komik ve bana ait, değil mi?’’

diye soruyor, yüreğine nice aşklar sığdıran, aşk kadar güzel, aşk kadar büyüleyici şarkılar yazan ve yazdıran adam. ‘’Şarkıların geçmişinden bahsetmeyeceğim.’’diyor. Şarkıların yaşın ortaya çıkarmasından korktuğunu söylüyor gülerek, konsere başlarken. Oysa ki

‘’Onuncu ayın onuncu günü saat on buçukta yanmış mumum

Otuz beş yıl olmuş, ihtiyar bir çocuktur güzel ruhum

Okulu asıp oyuna kaçar bıraksam hala

Ama çok düştü, incindi, yoruldu, dinlenmedi kalbim doğrusu.’’

diyerek yıllar önce ününe ün katan F.D. şarkısında, bir yandan yaşıyla ilgili tahminler yürütmemize yol açarken, diğer yandan yorgun kalbinden dem vuruyor. Uzun yıllar önce ilk albümü ‘’Beni Rahatta Dinleyin’’de Özdemir Asaf’ın unutulmaz şiiri ‘’Lavinia’’yı seslendirerek unutulmayacaklar tayfasından yerini ayırtıyor Feridun Düzağaç.

‘’Sana gitme demeyeceğim

Ama gitme lavinia…’’

diyerek nice aşığın yaşadığı bu dipsiz kuyuya benzer çelişkiyi yaman şekilde ortaya koyuyor.

‘’Senin Şarkın’’ isimli şarkısıyla

‘’Sen yaralarsın, yaralarımı sararsın

Hem öldürürsün hem hayata bağlarsın.’’dizelerini herkesin şarkısı yapıyor.

Artık kimsenin yerli yerinde kalamadığı, içimizden şehirler geçtiği post-modern bir çağda

‘’İçimden şehirler geçiyor

Her durakta duruyor, inmiyorsun

Seni en güzel ben öperdim

Kim bilir, ama sen bilmiyorsun.’’

diyor F.D. ama hep hüzün de kokmuyor şarkıları tabii.

‘’Hayata dair hazır cevaplar var

Böyle çok düşünüp kendini heba etme sen

Biraz oku, dolaş, yaşa işte

Kimseye kötülük etmeden.’’

diye hayat felsefesini açıklıyor. Aralarda pek konuşmadan, kendinden geçercesine söylüyor şarkılarını. Son albümü ‘’Uykusuza Masallar’’dan en popüler şarkısı ‘’Söz Ver’’i söylerken salon coşuyor. Hep bir ağızdan tek bir söz isteniyor:

‘’Bir keşkeye daha yer yok kalbimde

Birlikte ölecek miyiz?

Söz ver, durma öyle, bana söz ver.’’

Şarkısının başında

‘’İnanırdım duyduğum her söze

Bir zamanlar saflık vardı

Şimdi yerim yok aldanmaya.’’

sözleriyle kalbinin sıradan mutsuzluklardan ne kadar yorgun olduğunu anlatıyor ve sonsuzu istiyor:

‘’Bana bitmeyen bir tek şey söyle

Söyle sonsuza inanayım

Bana nasıl seveceğimi anlat

Aşk karlı yokuş, yorulmayalım.’’

Zaman zaman badi parmağımıza bir kuş konar gibi coşkuyla ‘’Burlardan gitme!’’ diye haykırıyoruz:

‘’Buralardan gitme

Buralar gitsin

Sen gitme.’’

Zaman zaman ise kör talihinden yakınıyor:

‘’Ben mutluluktan bir parça şefkat dileneceğim

Anladım ki kral tesadüfler

Hiç sevmiyor beni tesadüfler.’’

Şarkılarla coşuyor, şarkılarca hüzünleniyoruz yaklaşık üç saat boyunca. Ve ‘’biterken her şey’’ , biterken yirmi dokuz şubat gecesi, belki de bir sonraki yirmi dokuzunda şubatın yine bu mavi şarkılarla buluşmak üzere, kocaman yüreğine kocaman şarkılar sığdıran adam düşler sokağında bırakarak bizleri, çekiliyor sahneden.

‘’Yağmur yağsa, uykum kaçsa,

Bir kuş konsa badi parmağıma,

Ağlardım bir başıma…’’

 
Toplam blog
: 11
: 1148
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Kırklarelili'yim. Uludağ Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 2.sınıf öğrencisiyim. ''Sence yazar..