Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '17

 
Kategori
Siyaset
 

Düşünce Özgürlüğüne Dair

Düşünce Özgürlüğüne Dair
 

Özgür düşünceler


Yusuf ERDEM

Bence insanın en insanca eylemi, özgürce düşünebilmesi ve düşüncelerini korkusuzca söylemesi ve yazmasıdır. Bir düşünce ifade edildiğinde başka düşüncelerle karşılaşır, çatışır, zengin bir içerik kazanarak bir bütünlük kazanır. Zincirleme bir reaksiyon yaratarak yaygınlaşır ve büyür. Ve daha da önemlisi çağın ruhunu dile getiren ve geleceğe ışık tutan bir düşünce sistemi yığınları kavrayarak örgütlü eyleme dönüşme potansiyelini taşır. Bu ise düşüncenin somut bir devrimci güce dönüşüp dünyayı değiştirme gücünü kazanmasıdır.

Egemen sınıfların, diktatör ve despotların, onların kanlı yumruğu olan şiddet aygıtının düşünce özgürlüğüne ve özgür düşünceye tahammülsüzlüğü bu nedenledir. Burjuvazi, özgür ve yaratıcı düşünceyi engelleyemeyince onun yaygınlaşmasını önlemeye çalışır; kimi zaman da “İstediğini düşün, fakat bu düşünceni söyleme, yazma. Her düşündüğünü ifade etmene izin veremem.” der. Despotlar, ise “Yaşamak istiyorsan benim gibi düşünmek zorundasın.” der. Ve bir diktatör ne kadar cahilse, o ölçüde gaddardır; her şeyin en doğrusunu o bilir ve kendisini uyarmaya çalışan dostlarını da gözünü kırpmadan harcar
.
Bir paradoks olarak niteleyebilirsiniz ama; diktatörler de kıyasıya bir çeşit özgürlük mücadelesi verirler: Muhalefet üzerinde sınırsız baskı kurma özgürlüğü. Farklı düşünenleri, hiç kimseye hesap vermeden ezme özgürlüğü. Despot ister ki, zulmederken karşısına onun elini kolunu bağlayan, onu sınırlayan hiçbir engel çıkmasın. Onun istediği özgürlük; ezilenlerin hakkını, insanlık onurunu savunabilmek için her türlü direnişini, sesini yükseltmesini, örgütlenmesini sınırsızca ezme özgürlüğüdür.

Oysa hiçbir güç; tarihin kapısını çalan, yani doğum vakti gelmiş bir düşünceyi uzun süre engellemeyi başaramamıştır. Ve düşünce özgürlüğünün temelinde; ezenler tarafından geçerli, doğru, kutsal sayılan her düşüncenin tersini, karşıtını söyleyebilmek; çürümüş bir yönetimin ömrünü çoktan tamamlamış, ilkel, dogmatik ve demagojik düşüncelerini çürütebilmek ve yeni bir dünyayı inşa edecek düşünceleri yığınlar arasında örgütleyerek maddi bir güce dönüştürebilme özgürlüğüdür.

Ve böylesi bir özgürlük; bizlere düşman sınıfın ne iktidarı, ne muhalefeti, ne de burjuvazinin uluslararası kuruluşları tarafından armağan ve ihsan biçiminde sunulmayacak; tam tersine dişe diş bir kavgayla koparılıp alınacaktır. Ve özgürlüklerin ağır bir bedeli vardır ve bu bedeli ödemeye hazır olmak gerekir.

 

 

 
Toplam blog
: 56
: 599
Kayıt tarihi
: 08.03.11
 
 

1948’de Tokat’ın Reşadiye ilçesine bağlı Bereketli köyünde doğdum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Reşad..