Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '09

 
Kategori
Eğitim
 

Duyarlı olmak ama önce kendimize

Toplumda yaşanılan yanlışlara duyarlı olmamız gerektiğine çoğumuz inanırız. İnanmalıyız da duyarlı olunacağına, duyarlı olunacağına hepimiz bir yönüyle içten inanıyoruz lakin duyarlı olduğumuz konuyu söylemekten de uzak duruyoruz. Has bel kader duyarlı olunan konuyu dile getirince belki de sizin açınızdan kıyameti koparacaklardır.

Neden koparacaklardır kıyameti?

Sorunun cevabı basit, çünkü bugüne kadar aynı düzen süreğenleştiğinden, hiç kimse o konunun yanlış olmasına rağmen kimsenin dur deme cesaretsizliğinden ileri gelebilir. İnsanın tabiatında öyle kör noktalar var ki, hep başkasının hatasıyla uğraşır. Bir de kendine baksa belki hiç de toplumun bünyesinde sorun yaşanmayacak.

Duyarlı olan insan öncelikle kendini iyi hesaba çekmelidir. Önce kendini düzeltmelidir. İnsan fert olarak kendini düzeltmeden başkalarını düzeltmesi imkânsızdır. Duyarlı olmak belki en güzel ahlaki haslet.

Kötülükleri onaylamamak, kötülüklerin sirayetine engel olabilmek.

Duyarlı olunacak konular çok. İnsan önce kendi iç dünyasını yoklamalıdır. Yoklamalı ki iç

Âleminde bozukluk, sıkıntı varsa önce kendi bünyesinde ki hataları telafi etmelidir. İnsan kendi hatasını görmeye başlayınca başkalarının hatasını görmeye vakit bulamaz.

Kişinin kendi kusurunu bilmekten daha yüksek erdem olmaz.

Önce kendi nefsinin hesabını görmeli ondan sonra başkalarıyla uğraşmaya vakit kalır mı bilinmez? Kalsa da başkalarını eleştirmenin çok kolay ama kendini hesaba çekmenin çok zor olduğunu anlamalı ki faydalı insan olabilesin.

İnsan kendine önce sormalıdır. Evet, ben olumsuzluk istemiyorum. Her hususta doğruluk dürüstlük, hakkaniyet olsun, çalışkanlık olsun, insan merhametli olsun. İşte önce başkası değil ilk bunları ben yapmalıyım diyebilmelidir.

Acaba ben karşımdakilerden bunları istiyorum ancak ben bu isteklerin neresindeyim diye önce kendi nefsine iyi sormalıdır.

Ben ne yapıyorum veya benim yaptıklarım ne kadar yerli yerindedir diye sorma zahmetinde bulunabilmek kolay değildir. İnsanın beklide en çetin imtihanı kendisiyle olan hesaplaşmasıdır.

Kendimizi önce duyarlı olmaya hazırlamalıyız. Çevremizde hepimiz görüyoruz veya görmekteyiz. İnsanlar sizi veya size birçok söz söyler veya yol gösterir. Daha kötüsü sizin yaptıklarınızı beğenmez ama kendisi hiç varlık gösteremediği halde yapılan konunun eksikliği olmasa da eksik bulur, çünkü bu tür kişilerin işi gücü yapılan doğrunun eğrisini tespit etmektir. Kendisi eğri olduğundan da doğru da bile, eğrilik bulur bu tür kötü niyetli kişiler.

Asıl niyeti ise daha başkadır.

Kişilerin yaptıklarını beğenmemek hakkınızdır. Duyarlı olmanız en tabii hakkınızdır. Lakin insanların eksiğini aramakta normaldir. Siz önce kör noktadan bakmayı bırakarak başkalarının gayretini hiçe sayma gibi lüksünüz olmadığını anlamanız gerekiyor.

Düşünen insan duyarlı olduğu konu hakkında önce kendi bünyesinde o konuyu hazmetmelidir. Ah işte mesele burada yatıyor. İnsan önce kendini değerlendirmediğinden başkalarını yok saymayı marifet zannediyor.

Asıl duyarlı olan insanlar laftan çok icraata bakarlar. İnsanın önce çevresine faydalı olması için kendine faydalı olmayı öğrenerek yaşamalıdır. Çevremizde ki olumlu ve olumsuz durumlara bigane kalmak yaşayan ölü durumuna düşürür bizleri.

Yaşayan, varlığını sürdüren insan çevresinden bi haber olmamalıdır.

Hayatta belli konularda duyarlı olmalıdır. Kimsenin elini uzatamadığı konularda da birkaç kelam etmelidir.

Mesela, sokağa çöp dökenleri uyarmak, büyüklere saygısız davrananları kibarca ikaz da bulunmak, ekmeği yemeği çöpe atanların kimse karışamaz sözlerine mantıklı cevap vererek bu israf yolunu kapatmak gibi.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..