Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '12

 
Kategori
Tarih
 

Duyun-i Umumiye ve CE HA PE zihniyeti

Duyun-i Umumiye ve CE HA PE zihniyeti
 

Duyun-i Umumiye Binası ve Borç Belgesi


Osmanlı İmparatorluğunun son yüzyılında, devlet tarafından yabancılardan alınan borçlara ve bu borçları ödemek için kurulmuş müesseseye verilen ada Duyun-i Umumiye denir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı İmparatorluğu devlet masraflarını karşılayamayacak bir malî buhrana sürüklenmiş bulunuyordu. Bu sıralarda Kırım Savaşı da önemli masraflara ihtiyaç göstermişti. Bu nedenle, 1854 yılından itibaren, savaş masraflarını karşılamak çeşitli iktisadî gelişmeleri sağlamak amacı ile bir “yabancılardan borç alma” devri başlamıştır. 1854 – 1874 yılları arasındaki yirmi yıl içinde 15 kere borç alınmış ve böylece yabancılara 238.773.000 altın lira borçlu duruma gelinmişti. Devletin genel gelirleri 25 milyon lirayı geçmediği halde, bu borçlar için yabancılara yılda 13 milyon, lira vermek gerekiyordu.

1874 yılından itibaren borç taksitlerini muntazam olarak ödemek imkânı kalmamış ve 1876 dan itibaren de borç ödemek tamamen durdurulmuştur.

Devletin, aldığı borçları ödeyemeyecek bir duruma gelmesi üzerine, 1881 yılında, memleket gelirlerinin bir kısmının-tahsilini, yabancı idaresine veren Düyunu Umumiye idaresi kurulmuştur. Merkezi İstanbul`da olan ve yabancıların temsilcilerinden meydana gelen Düyunu Umumiye, uzun yıllar, devlet içinde hem malî hem de siyasî nüfuzu olan bir yabancı makam halinde devam etmiştir.

Kurtuluş Savaşı'nı bir kuruş borç almadan zafere ulaştıran TBMM hükümeti, Lozan barış masasına oturduğu zaman imparatorluğa ait borçlarla karşılaştı. Konferansta borçlar konusunda uzun tartışmalar oldu. Osmanlı genel borçlarının 1912-1913 Balkan Savaşı sonunda imparatorluk topraklarından pay alan Balkan devletleriyle Lozan Anlaşması’nın sonucu olarak Asya'da meydana gelen yeni devletler arasında bölüşülmesi kabul edildi. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'nun borçları onun mirasına oturan bütün devletlere bir oran içinde bölünmüş oluyordu. Varılan anlaşmaya göre Osmanlı borçları:

1-7 Ekim 1912'den önce yapılan borçlar, Balkan Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu'ndan toprak kazanan devletler arasında,

2-1 Kasım 1914'e kadar yapılan borçlanmalarsa Lozan Antlaşması ile Asya'da doğan Devletler arasında bölüşecekti. Böylece İtalya 17 Ekim 1922 tarihinden, Yunanistan 14 Kasım 1913 tarihinden başlayarak Osmanlı borçlarına katılmak zorunda kalıyordu. Asya'da kurulan devletler 1 Mart 1920'den sonra Düyun-ı Umumiye'ye katılmış oluyorlardı.

3-Borçları yüklenen devletler, Türkiye ile birlikte hisselerine düşen birikmiş borçları faizsiz olarak, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten başlamak üzere 20 yılda ödemeyi üzerlerine alıyorlardı. Türkiye'nin daha önce ödediği paralar ise, bu memleketin birikmiş müretteplerine mahsus edilecekti.

4-Bu anlaşmaya Kıbrıs Adası alınmamıştı. Buna sebep de bu adanın yıllık kira gelirinin fazlasının 1855 borçlanmasına ayrılmış bulunması idi. Mısır ise 1855, 1891 ve 1894 borçlanmalarını yalnız başına ödemekte olduğundan ve bu borçlar Mısır'ın kendi Düyun-ı Umumiye'ye katılmış bulunduğundan Osmanlı borçlarından ayrı tutulmuştu. Borçların bölünmesinde devletlerinden aldıkları toprakların gelir oranı göz önüne alındı. Buna göre her devlete düşen hisse şöyledir:

Türkiye 84.597.495

İtalya 243.200

Arnavutluk 1.633.233

Bulgaristan 1.776.354

Yunanistan 11.054.534

Yugoslavya 5.435.597

Suriye-Lübnan 11.108.858

Filistin 3.284.429

Ürdün 733.610

Irak 6.772.142

Necit 129.150

Hicaz 1.499.518

Yemen 1.182.104

1928 tarihinde yapılan anlaşma sonucu olarak eski Düyun-ı Umumiye-i Osmaniye Meclisi idaresi ortadan kaldırılarak, onun yerine Paris'te "Düyun-ı Muvahhede" ve "İkramiyeli Türk Tahvillerinden başka Eski Osmanlı İmparatorluğu'nun Taksime Uğrayan Düyun-ı Umumiyesi Borçlanmalarının Kupon Sahipleri Meclisi" kısaca "Hamiller Meclisi" adı altında 3 Fransız, 2 Alman, 1 Belçikalı üyeden meydana gelen yeni bir idare kuruldu.

Bu meclis eski bütün memurları Türkiye Cumhuriyeti'ne devrettiği gibi, bunların zimmet ve matlupları ile ilgisini de kesecekti. Ayrıca Türkiye'deki bütün taşınır taşınmaz mallarını hükümete bırakacaktı. Meclis, Ouchi Antlaşması'yla Türkiye'ye verilecek olan 50.000.000 lireti, Trablusgarp Düyun-ı Umumiyesi'ni ve Muharrem Kararnamesi'yle meydana gelen sermayeden Türkiye hissesini paraya çevirerek Türkiye hesabına kaydedecekti. Yeni meclisle Türkiye hükümeti hiçbir aracı olmadan karşı karşıya bulunmak zorundaydı. Anlaşmazlıklar 1928 anlaşmasında kabul edilen esaslara göre çözümlenecekti. Bu anlaşma, TBMM tarafından 1 Aralık 1928 tarihinde onaylandı. Düyun-ı Umumiye idaresi böylece Türkiye maliyesinin bağımsızlığına gölge düşüren bir kuruluş olmaktan çıktı.

1933 yılında Osmanlı borçları yeniden gözden geçirildi ve Türkiye'ye düşen hisse, ayrı bir borç haline getirildi. Bu borç için ayrı tahvillerin çıkarılması kabul edildi ve 8.573.343 altın lira olarak tespit edildi. Bundan sonra çeşitli tarihlerde Türkiye Cumhuriyeti tarafından ödenmek suretiyle, Osmanlı İmparatorluğunu çok zor durumlara sokan bu borçları 1944 yılında tamamen bitirildi.

İtalya 1926'da, Filistin 1928'de, Suriye ve Lübnan 1933'te, Irak 1934'te, Ürdün ve Maan 1945'te, Yugoslavya 1958-1960'te, Bulgaristan 1955'te borçlarını ödeyip hesaplarını kapattı. Buna karşılık Yunanistan, Suudi Arabistan (Hicaz, Necit, Asir) Arnavutluk ve Yemen devletleri borçlarından hiçbir ödemede bulunmadılar.

Peki Şanlı Osmanlının borçlarını ödeyen iktidarların başında hangi zihniyet vardı?

Cevap veriyorum.

-CE HA PE ZİHNİYETİ!

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..