Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '14

 
Kategori
Futbol
 

E-Bilete neden hayır?

E-Bilete neden hayır?
 

E-bilete hayır diyenleri beleşçi ve holigan olarak yaftalayanlara şahit oluyorum haber sitelerindeki yorumlarda.

Öncelikle e-bilete hayır diyenlerin tamamını beleşçi olarak nitelemek büyük haksızlık olur, zira ben de karşıyım ve maça gittiğimde biletimi alıp gidiyorum, doğal olarak e-bilete de karşıyım. Nedenlerini de açıkça belirtmeye çalışacağım.

İlk olarak passolig kartını satın alırken küçük takım taraftarları (bu ifadeyi sevmesem de) 15 TL; GS, FB, BJK ve TS taraftarları 25 TL ödemek zorunda. Başvurduktan sonra kart adresinize postalanıyor, kargo ücreti 5.5 TL (olduğu söyleniyor, tarife Türkiye’nin her yerine aynı mıdır bilmiyorum) ve bu da alıcıya yani taraftara ait.

25 TL olan yıllık ücret her sezon alınacak yani taraftarlara ait olan bir ürün onlara yeniden satılacak ve bu miktarın önümüzdeki senelerde ne olacağı belli değil, ne derlerse o yani! Bu miktarın bir kısmı takımlara diğer kısmı ise birlikte çalışılan bankaya kalacak. Bankayla konuyla ilgili 10 yıllık bir sözleşme imzalandığı söyleniyor.

Bu kadarla da kalmıyor, bilete tanımlanan her bir maç için 2 lira ek hizmet bedeli ödemek zorunda taraftarlar, pardon müşteriler.

E-bilet konusunda çalışılan banka ise Çalık Holding'in Aktif Bank'ı!

Küçük bir hesap yapalım, varsayalım BJK, FB ve GS aynı hafta evlerinde maç yapıyor. Bu takımlar kombineler hariç her maç için 20 bin bilet satıyor desek, bir haftada 60 bin bilet satılacak ve 60.000*2 TL= 120.000 TL hizmet bedeli adı altında müşteriden alınacak. Bunu da 17 ile çarpıp sezon başına sadece üç büyüklerin tararftarları sırtından havadan kazanılacak parayı kabataslak hesaplayabilirsiniz.

AKP’li olmayan birinin açık açık yandaş bir bankayı bu denli zengin etmesi, diğer bir deyişle kurtulmaya çalıştığı canavarı kendi elleriyle beslemesine karşı çıkmasından daha doğal bir şey olamaz ayrıca!  

İkinci planda güvenliği bahane ederek passolig almak isteyenler açık açık fişlenecekler. Anne kızlık soyadından fotoğrafa, TC kimlik numarasından iletişim bilgilerine kadar her türlü bilgi kayıtsız şartsız bir bankanın emrine amade edilecek. Bir insan bile isteye neden fişlenmeye razı olur?

Üçüncü etapsa biraz daha tirajikomik. Diyelim ki Anadolu’da (Trabzon hariç) bir baba iki çocuğunu senede bir maça götürecek ve maç bileti 5 tl. Bu baba bu maç için hem kendine hem de çocuklarına passolig alacak bu demektir ki kart için 45 TL, kargo için 5.5 TL, 3 bilet için toplamda 6 TL hizmet bedeli ödeyecek. Bilet alamdan evvel masrafı 56.5 TL. Biletler ise 15 TL. Bu örneği eş-dost, karı-koca, amca-yeğen olarak çoğaltmak mümkün. Hatta ülke veya şehir dışından gelecek misafir veya müşterileri de buna katalım (okuduğum bir yazıda Japon müşterilere TC kimlik no bulursanız satarsınız gibi bir espri vardı). İstanbul örnekleri için kart bedelinin 25 TL olduğunu anımsatmakta fayda var. Hesaplamayı size bırakıyorum!

Dördüncü aşama ise insanları kutuplaştırmanın son noktası. Passolig alınırken her taraftardan bir takım seçmesi isteniyor. Örneğin ben Beşiktaşlıyım ve Beşiktaş’ı işaretledim. Bu durumda FB, GS, Kasımpaşa ve İBB’nin maçlarına gidemiyorum, diğer bir deyişle anayasal hakkım engelleniyor. Buna karşı söylenense “isteyen tarafını belirtmez ve tarafsız kart alır” yönünde, bu durumda da takımlar sistemde önce kendi taraftarlarına bilet satacakları için (şu anki FB’nin taraftar kart önceliği gibi) tarafsız kartla bilet almam mümkün değil. Özetle ben Beşiktaşlıyım; babam, abim, kuzenim, arkadaşım, çocuğum, sevgilim FB’liyse bizim beraber maça gitme imkanımız yok.

Tüm bunlardan sonra E-bilete hayır diyene beleşçi, holigan demek ne kadar doğru herkes vicdanına göre karar verir.

Serhat ÇETİN

17.04.2014

 
Toplam blog
: 12
: 5647
Kayıt tarihi
: 11.08.10
 
 

İTÜ mezunu İşletme Mühendisi ..