E-günlük, kedi katilleri arıyor ve Konfüçyus'un doğum gününü kutlar...

Konfüçyus'un iki bin beş yüz altmış'ıncı yaşını kutlamadan mahhallemize bir bakalım...

Üç gün önce iş yerimin önünde ölü bir kedi var dı. 26/09/09 tarihli günlüğüme "sen yine dayak istiyorsun" diye yorum yazan kişi yaptı her halde... Çok korkarım ya... Mafya dünyasında ki anlamını bilirim ama, kediye yazık... Yorum olarak yazdıklarından hiç bir şey anlamamıştım zaten. Vahşi bir hayranımher halde...

Neyse kedi mahallemizin en sakin "anne" bir kedisiydi. Çok üzüldüm.

Bu gün ise günlerdir ortalarda olmayan bir kedimizi ağzı burnu dağılmış bir vaziyette, karşı binanın bahçesine inlerken buldum... Mahallemizin cennetlik bir hanımı var. Aynı zamanda abonemiz. Ben ona "hayvanların iyilik meleği" diyorum. Kedi'ye Kimse yanaşamamış benden yardım istedi. Yemek de yiyemiyor muş. (dişleri bile parçalanmış, yiyemez tabi) Ben bahçeye girince kedi koşar adım yanıma geldi. Ensesini okşayı durumunu gözden geçirdim. Çok kötü bir vaziyette idi ve yardıma ihtiyacı var dı. Miyavlamıyor, inliyor du. Seyyar bir kedi kulubemiz var dı. Tutup o'nun içine koydum. İyilik meleği hanım veterinere götürdü. Neler oluyor bu kedilere, birisi cani ruhunu mu tatmin ediyor, yoksa köpeğini mi üzerlerine salıyor anlayamadık.

Merhaba e-günlüğüm; Eğer bütün bu olanlar bir seri katil meselesi ise yakında çözerim...
Dün gece eve gidince Köpeklerime ileriki günler için yemek hazırlayıp, ocağa koydum ve çıkıp Boss'un yemeğini verdim. Oğlum ve kız arkadaşım geldi. (arkadaşımın kızı) Bol bol sohbet ettik. "Yabancı" bana görünmeden çıkıyor ve bahçede dolaşıyor. Boss bir ara ok gibi fırlıyor ve otların arasında o'nu buluyor. Ben de o zaman o'nu görmüş oluyorum. Yoksa farkına bile varmıyorum.

Ev yine hormonsuz ve kimyasalsız gıdalarla doldu. Anadolu'nun değişik yerlerinden, incir, üzüm, elma, lokum, kestane geldi. Yakında yeşil çaylarımız da gelecek... Bir de ablamın yanında ki kızcağız bana hormonsuz, elektriksiz, ev yapımı şarap getirmiş. (daha önce getirmişti çok beğenmiştim) Ben de bu ikramı kırmayarak rakı masası yerine şarap masası kurdum...

Artık okul başladığı için gençler erken yatıyorlar. Ben de onların peşinden ocakta ki yemek pişince veya alkol limitim dolunca yatıyorum. Uyumam, gece aktiviteleri ve hobiler yüzünden bir saati buluyor. Ondan sonra da yorulup mışıl mışıl uyuyorum... Sabah kalktığımda ev de iki öğrenci genç kahvaltı yapıyordu. Ne zor şeydir bu okul hayatı bilirim... Eğitimle, insanları eğitmekle yakından uzaktan alakası yoktur. Sadece ticaret ve piyasa hareketi ile ilgilidir...Malum sayın kapitalizmin güçlü kollarından biridir. Zaten bir süre sonra kadınlar doğurup, çocukları okula yollayacaklar...

Yavaş da olsa işler hareketleniyor gibi oluyor. Umarım ektiklerimi biçerim. Gerçi gübre, hormon falan kullanmadım ama yine de umutluyum.

Akşam üzeri ağzı burnu parçalanmış olan kedimizi ziyaret için veteriner'e gittim. Çene kemiği iki yerinden kırılmış ve dişler paramparça olmuş. Bu akşam ameliyata alınacak ve platin takılacak mış. "biraz deforme olur ama yumşak gıdalarla yaşamaya devam eder" dedi... Geçmiş olsun. Hayvanların iyilik meleğini de, bu gayretlerinden dolayı kutluyorum.

Evet e-günlüğüm; Gelelim değerli abimiz, büyüğümüz Konfüçyus'a... 2 bin 560 ıncı doğum günü kutlu olsun, kulakları çınlasın. Nice yıllara...

Bugün, Konfüçyüs’ün doğum günü olarak kabul ediliyor ve Çin’de çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Benim gibi milyarlarca insanın hayatına rehber olmuş sözlerinden (keşke devlet liderleri de bir şey anlasa...) bazılarını yazmak istedim... (ara sıra yazıyorum zaten ya.)

İnsan, söyledikleri ile yaptıkları arasında ne derece tutarlı olduğunu, kendi kapasitesine olan güvenini sorgulamalı ve daima kendini geliştirmek için gayret sarfetmelidir.

İnsanın diğer insanlara, kendinden büyüklere yardım etmesi, destek sağlaması eğer bu faaliyetinde saygı faktörü varsa bir erdem sayılır.

Herkesin kendi görevini layıkıyla yapması başkalarının sırtından geçinmemesi ruhi yönden olgunluk ister.

Faydalı insan odur ki boş durmayı sevmez, kişiliğini faydalı işlerle geliştirir.

Yaşam şartları ne kadar acımasız olursa olsun daima güleryüzlü ve çoşkulu olun, hayatın tadını çıkarın.

Planlama yapmak, ileriyi düşünmek muhtemel sorunlardan kurtulmanın en güzel yoludur.

İnsanlara yardım edebilmek, cömert olmak insancıllıktan öte bir bilgeliktir. Hümanizm insanları sevmek ve insanları bilmek demektir.

İnsanın yaptığı işe inanması en önemli itici güçtür.

Kültürlü olmak, görgülü olmak, bütün insani faaliyetlerimize değer ve estetik katan en önemli özelliklerdir.

Zayıf insanlar şahsi çıkarlarına yenik düşer, örnek insanlarsa önce kendilerini düşünmez ve adaletli olurlar.

İyi yönetici olmanın sırrı 4 yanlıştan kaçınmak, 5 doğruyu uygulamaktan geçer. Dört yanlış şunlardır: nasihat etmeden infaz etmek (gaddarlık); öğretmeden başarıyı ölçmek (kabalık), yönetimde gevşek olup sınırlar koymak (art niyet), özlük haklarının dağıtımında cimri davranmak (bürokrat olmak). Beş doğru ise şunlardır: müsrif olmadan eliaçık olmak; gocunmadan çalışmak; haris olmadan istek duymak; mağrur olmadan rahat davranmak; ürkütücü olmadan saygın olmak.

İyi insanlar karşılık beklemeden ve maddi teşviklere kapılmadan mevki ve güçlerini kullanırlar.

Dürüst, içten ve bilgili dostlar yarar, sahtekar, fırsatçı ve yaltaklanmacı dostlar ise zarar getirir.
Hoşçakal e-günlüğüm. Konfüçyus kutsasın seni...

Biliyor musun: Kediler yüksek tansiyon hastalarına iyi gelmekte ve kan basıncını azaltmakta yardımcı oluyorlar mış...
Çirkin söz: ''Kediler nankördür..." Halk deyişi (değildir ama, nankörse bile insan kadar değildir...)
Güzel söz: "Bende bir yumurta var, sende bir yumurta var. Ben sana bir yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, ben de bir yumurta, sende bir yumurta olur. Ben de bir bilgi var, sen de bir bilgi var. Ben sana bir bilgi versem, sen bana bir bilgi versen, ben de iki bilgi, sen de iki bilgi olur... Konfüçyus