E-günlük ve kısa metrajlı film:)

Yavru bir kedi üç-dört gündür bir arabanın için de miyavlayıp duruyor. Sahipleri kaputu açtı, Linda'yı saldım, yerini tespit etti ama içeri giremediği için kediyi çıkaramadı. İyi ki sahibi arabayı kullanmıyor, evinin önüne süs olarak durması için iki senede bir araba değiştiriyor. (çok ciddiyim) "nasılsa arabayı kullanmıyorsunuz, bırakın dursun" dedim. "ama kediye yazık" dedi. Kediler aslında yardım istemezler, yerlerini diğer kedilere belli etmek için ve etraftakiler gitsin diye bağırırlar. Neyse elli yıl süren araştırmalarımı sonra anlatırım. Aracın sahibi ne yaptı dersin? İtfaiye çağır dı. Ama ne güldüm anlatamam. Acaba itfaiye görevlileri içinde nissan motor kaporta ustası varmıydı? Be adam (veya kadın) kedi damda veya ağaçta değil. Aracın içinden çıkarmak için arabanın servisini arasana... İtfaiye geldiği gibi geri gitti ve tavsiyem üzerine arabanın srvisini aradı. Servisten elemanlar geldi ve bazı parçalar sökülerek kedi kurtarıldı... Çok heyecanlı ve sürükleyici bir kısa metraj film oldu.
İyi günler sevgili e-günlüğüm;
Sıcak değil, rutubetli bir hava. Oturduğu yer de terliyor insan. Bizim limonlu suyumuz hazır. Her yaz yaparız, sürekli bulunur, vücudun kaybettiği vitamin ve mineralleri yerine koyar, kanı sulandırır, ferahlatır, tansiyonu dengeler, enerji eksikliğini giderir.
sevgili e-günlüğüm; Gördün mü limon ne işlere yarıyormuş.
Tüm yurtta yaşanan kene paniği Ankara Esenboğa Havalimanı VIP salonuna da sıçradı. Bakanların ve milletvekillerinin kullandığı VIP salonunun önünde bir gazeteciyi kene ısırdı. (ntvmsnbc)
Ben gazeteci olsam kesin böyle bir komplo haber yapardım. Habere giderken yanın da kene götüreceksin, haber pek ses getirmeyecekse salacaksın vücuduna keneyi, al sana ses getiren haber...
Ben bu keneleri otuzbeş senedir tanıyamamışım. Bir de kırım kongo virüsü olanı varmış. Ya kırım nere, kongo nere. Ne yani, kırımlı ve kongolu keneler çiftleşti de böyle mi oldu. Anlamadım gitti. Hani Bağdat, Tahran virüsü olsa anlayacağım. İki ülke birbirine yakın, ama kırım kongo... I ıh. Peki diyelim ki anladım. Anlamadığım başka bir şey var. Avrupa ve gelişmiş ülkeler de her hastanenin, böcek ısırmaları, yılan sokmaları gibi acil durumlara karşı bölümleri ve bu bölümlerde hazır bekletilen panzehirler vardır. Biz de hiçbiri yok. Keneden anlayan doktor bile yoktur. Hey sen! e-günlüğüm, anladıysan bir ara bana anlat.
Bu olayı önlemek çok kolay. Tıpkı sigara yasası gibi yasa getirsinler ve kenelerin kapalı ve umuma açık alanlara girmesi yasaklansın. İşte çözüm!!! Bak o zaman kimseyi kene ısırıyor mu?
Avustralya’nın başkenti Canberra’nın dışındaki bir askeri bölgede sayıları artan kanguruların itlaf edilmesini engellemeye çalışan 8 eylemci tutuklandı.(ntvmsnbc) Gördün mü günlüğüm; Hayvanları öldürmek yasal, onları korumak gayri yasal. Kanguruların da çevreye ne zararı varsa??? Bina mı yaptılar, otomobil mi üretiyorlar, karbondioksitli içecek mi yaptılar, doğaya poşet, ambalaj atıkları gibi çöpler mi atıyorlar,
Akşam yine hanımeli, nane ve gül kokuları içersinde yasak olan zevklerimi tatmin ettim.
Üsteki cümleden sonra servise gittim ve şimdi geldim. Sebil sorunları başladı. İki firma sebil soğutmuyor diye çağırdı ve gittim. Kışın "çok soğuk" demişlerdi ayarlarını kısmıştım. Birinin ayarını kıstım, diğeri susuz bırakıldığı için termiği atmış. Alıp dükkana getirdim, yarın servise gidecek. Bir dakika günlüğüm, paçalarımın altına leğen koyayım. Paçalarımdan ter akıyor da ziyan olmasın.
Değerli e-günlüğüm; biraz önce yemeğimi bitirdim, linda'yı doyurdum, iki servis yaptım ve oturdum başına. (17:30) Ama daha yazacak şey kaldı mı?
Ben en iyisi seni yol edeyim sevgili e-günlüğüm. Sonra arkaaşların seni özlerler...
Yarın görüşmek üzere, hoşçakal.

Biliyor musun? Zebralar, beyaz üzerine siyah çizgili imiş... (yoksa bu durum çevreye zarar mı veriyor:)
Güzel söz: "Dünya da değişiklik yapmakta başarılı olanlar, değişikliğe kendilerinden başlayanlardır..." B. SHOW
(ben kendimde çok değişiklik yaptım ama her seferinde dünya yerine ben değiştim...)