Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte iki günlük

Dün akşam (11 haziran) işlerim bittikten sonra rakımı içerken, seni düşündüm sevgili e- günlüğüm. Yani, seni dediğime bakma, seni değil de Bir haber vardı. Yazıp yazmama konusunda karar veremedim bir türlü. Sabah işe gelince yazmamaya karar verdim ve yazıyorum.

Amasra'ya termik santral yapılacakmış. Çocukluğum orada geçti. Çok güzel bir yerdir. Güzelden öte halkı, insanı da çok iyi ve yardım severdir. Doğası, yeşilliği, denizi, nehirleri, bahçeleri bol bir cennet köşesidir. Toprağı, hormon ve kimyasal gübre görmemiş ender bir tarım bölgesidir. Termik santral konusuna en son oranın halkı karar verecektir. Amasra'lı benim bildiğim Amasralı ise oraya termik santral falan yapamazlar.

Merhaba e-günlüğüm;
Bu sabah zor kalktım yataktan. Kabahat ben de. Dün gece çok sinirlendim ve kendimi içkiye vurdum. Huzur adamıyım, gereksiz ve düşünmeden yapılan tartışmalardan nefret ediyorum. Hele hele tartışma konusu bir hayvan olunca. Ben hayvanı savununca şaşırana şaşırıyorum. Ne yani hayvan karşına geçip kendini mi savunacak. Aslında çok iyi savunur ama onun kullandığı lisan değişik olduğundan, bu sefer de "vahşi" olur.

İnsanoğlu ile ben anlaşamıyorum, onlar nasıl anlaşsın? Gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, ağzı var gevelemekten başka işe yaramıyor. Onlar yüzyıllar önce çözmüş insanoğlunun anlamsız bir yaratık olduğunu. (hmmm hala sinirim devam ediyor galiba...)

Şimdi iyiyim e-günlüğüm. Hafif bir ağırlık vardı üzerimde.
Dün gece bir de boss'u gezdirirken belalı geldi. "benimle yürümek" istediğini söyledi. Bende olur dedim ve yine birlikte yürüdük. Artık böyle giderse sadece boss' u değil bir de belalıyı akşamları gezdirmeye çıkaracağım herhalde.
Bulunduğum semtte, Yavaş yavaş insanlar gitmeye başladı. Her gün çarşamba günü gibi olacak yakında. Gittiğim binalara broşür atmaya başladım. "Giden gitsin, kalanlar su içsin, su içenler bizimdir" misali. (yok bu böyle değildi galiba)
(buraya kadar 11 haziran 2008 perşembe)
Evet sevgili e-günlüüm; Buraya kadar yazdım ama seni gönderemedim.

Dün akşam (12 haziran) 25 yıldır görmediğim yeğenim geldi. Dayım vefat ettiğin de ardında yedi çocuk bırakmıştı. Hepsi başka renklerde ve karakterler de kişilikler oldular. İsimlerini bile hatırlamam, hatırladıklarımı da karıştırırım. Dün akşam gelen en küçüğün bir üstü idi. Adı Barış. Ara sıra çocukların en büyüğü ve hepsine analık yapmış olan abla Beyhan ile görüşürüz. O'nun vasıtası ile bulmuş beni. Uzun uzun sohbet ettik. Yine gelecek ve konuşacağız.

Değerli günlüğüm; dün gece Barış'ı yol ettikten sonra köpeklerimin ihtiyaçlarını giderdim ve firmanın sahibi ve bölge müdürümüz ile bir toplantı yaptık. Toplantıdan çok sohbet havasında geçti. Bütün dertlerimi, şikayetlerimi ve memnuniyetimi anlattım. Oh be! rahatladım. Çok eksikleri var ancak, onlara da hak veriyorum. İnsan faktörü ile uğraşıyorlar. Ben de onların yerin de olsam sistem körlüğüne yakalanabilirim. (ben mi?) Neyse, umarım bundan sonra ilişkilerimiz daha verimli bir hal alır. Gece eve geldiğim de saat 02:00 civarı idi ve hemen yattım. Belalı, belasız görmedim. Zaten gördüysem bile hatırlamıyorum. Sabah uzun uzun hangi yoldan geldiğimi ve arabayı nasıl park ettiğimi düşündüm.

Bu gün düne göre biraz daha hareketli geçiyor, ancak işler yavaş yavaş düşmeye başladı. İnsanlar yazlıklarına gidiyorlar, okullar da tatil oluyor, ortada kimse kalmaz artık. Yaz boyun ca suları biz içer kapasiteyi düşürmemeye çalışırız...

Başım da halen yüz kilo ağırlık var sevgili e-günlüğüm. Bu akşam erken yatayım bari. (bir mani çıkmazsa)
Koydum çayımı, yaktım sigaramı, yine yazıyorum. (gündüz çay, gece rakı) Uzun ince bir netteyim, yazıyorum gündüz gece.
Uykum var sevgili e-günlüğüm, çok uykum var. ( ) Belki göremezsin, Parantez için de uyurken nefes alış verişimi yazdım.

Pitbull sahibi anlaştığımız gibi gelip haber verdi ve Boos'u işyerine getirdim. Artık böyle olacak. Hem hiç değilse Boss gereksiz yere huzursuzlanmaz.
Değerli e-günlüğüm; Şimdi seni yolcu ediyorum, kendine iyi bak (ben demesem bakmazsın)
Yarın yine yazışırız. Hoşçakal


Biliyor musun? Suudi Arabistan da hiç ırmak yokmuş... (Yalaaaan içinden petrol akan bir sürü ırmak var...)
Güzel söz: "İnsanlar başaklara benzer. İçleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler..." MONTAIGNE (Desene bizim milletvekillerini bir araya toplarsak boş başak tarlası olacak)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..