Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte kara misafir:)

İyi bayramlar e-günlüğüm;
Hava yine bulutlu ve ılık. Sabah uzun zamandır duymadığım kuş sesleri duydum (saka, iskete) Çok hoşuma gitti. Dakikalarca dinledim. Saatler ilerleyip insanoğlunun gürültüsü doğaya karışınca kuş sesleri de kesildi:)
Sen bilmiyorsundur. Bugün fedakar günlük ve günlük yazanlar bayramı:) (ben ilan ettim:)

Nasılsın sevgili günlüğüm? Umarım iyisindir. Ben de iyiyim. Bu gün yoğun bir şekil de müşteri ziyaretleri yaptım. İşler puff! Kurumsal abonelerimi ziyaret edip lak lak yaptım. Herkesin sorunu aynı. İşlerin durgunluğu...

Aslında her şey böyle değil midir? İlişkiler bile çan eğrisine benzer. İşler de hep iyi gidecek hali yok ya. Uzun süre işler iyi gitse eminim bu sefer de ondan şikayet ederiz. "Ya arkadaş işler çok iyi, biraz bozulsa da dinlensek, istirahat etsek" deriz:)
İşler, ilişkiler, arkadaşlıklar, dostluklar hep çan eğrisi misalidir. Önce grafik yukarı tırmanır, sonra tepede biraz seyreder ve aşağıya iner. Aşağıya inmesini istemiyorsak, tam üst noktada birşeyler yapmak gerek. İlişkiler de, yaratıcılık seviyenin uzun süre yukarıda kalmasına yardımcı olur. İşler de ise yine yaratıcılık ön plandadır. Yaptığınız işin şekline ve çeşidine göre, müşterileri şaşırtmanın, onları canlı tutmanın bir yolunu bulmak gerek. Ben buldum! Ben buldum! :)
Boşver işi gücü sevgili günlük. Sağlığın yerinde mi ondan bahset... Bir sağlık bozulursa, işler iyi de olsa, paralar akarsu misali de gelse ne anlarım ben ondan...
Dün gece ev de karaböcek gördüm. (tabi zemin katta oturduğumuz için çok normal) Aslın da kertenkele, dana burnu, karınca, ve bilimum böcek çeşitleri mevcut.

Bu Karaböcek, (nam-ı diğer: kalorifer böceği, hamam böceği, kara fatma) oldukça iri idi ve hakiki kara böcek ti. Ona sordum: "sizin dünya da işler nasıl ?" diye; hiç umursamadan yoluna devam etti. Sonra aklıma geldi, "insanların çoğu sizden niye korkuyor, nefret ediyor?" dedim. Yazıktır öyle doluymuş ki, hemen geri dönüp içini dökmeye başladı. Tıpkı politikacıların bekledikleri soru geldiğin de "çok güzel bir soru yanıtlayayım" demesi gibi, başını kaldırdı ve "bilmiyorum" dedi. Ve devam etti. "Tam dört milyar yıldır yeryüzündeyiz. Bizim dişlerimiz, iğnemiz, gagamız, pençelerimiz yok. Yani biz hiç bir canlıya zarar veremeyiz, görüntümüz size hoş gelmeyebilir ama biz bu halimizden çok memnunuz. Bu üzerimizde ki kabuksu organ bizi radyasyon ve benzeri doğal olmayan şeylerden koruyor, sıcağı çok severiz, eskiden insanoğlu yokken toprak altlarında yaşardık ama şim di insanoğlunun ısınma ihtiyacı sayesin de onlarla yaşamaya çalışıyoruz. Anlamadığımız şey sürekli bizi öldürmeleri. Tamam biraz hızlı ürüyor olabiliriz ama onlara hiç zarar vermiyoruz ki. Üstelik bir sürü kuş çeşidi ve doğada ki hayvan çeşitleri bizimle beslenir. Vücudumuz yoğun miktar da proteğin deposudur. Yine de bu duruma pek üzülmüyoruz. Onların ilaçları ve zehirleri bizim üreme hızımıza yetişemeyeceği için bir gün birlikte yaşamayı kabullenecekler ümidi ile bekliyoruz" dedi ve başını önüne eğerek üzgün bir şekil de gitti. Bu akşam onları daha iyi incelemeye karar verdim. Bakalım bütün söyledikleri doğru mu:))))
Sevgili e-günlük; iki gündür çok rahat ve huzurluyum:) Aman tahtaya vurayım da bu akşam ortaya çıkıp moralimi bozmasın. Tak Tak:)

Dün haberler de şöyle diyor du: "yeni trafik uygulaması başarılı oldu. İzmir'de kaza oranları %40 azaldı..." Ah be açıklama yapan değerli kardeşim. Bir geriye dönüp baksana. Bahar ayların da trafik kazaları hep minimum seviyeye düşer ondan sonra yine çıkışa geçer. (umarım yanılırım) Hele sonbahar ve kış ayların da çığrından çıkar. Berbat bir yasayı haklı göstermeye çalışmak size ne kazandıracak ki? Benim asıl merak ettiğim, onca trafik polisi bundan sonra ne iş yapacak? Tamam günlük cüğüm kızma kurcalamıyorum...

Mahalle de bir kedi var ona çok üzülüyorum. Bu gün yakalamaya çalıştım ama yine yakalayamadım. Küçükken hayvanseverin (!) biri tasma takmış ama kedi beslemek zor geldi ki sonra onu dışarı salmış. Şimdi kedi kocaman oldu ve aynı tasma halen boynun da. Nerede ise bir aydır onu yakalamaya çalışıyorum ama olmuyor. Biraz daha büyürse boğulacak zavallı. Ah be sevgili günlüğüm, neler yaşıyor, neler görüyorum gün içersin de ama gel de yazıya dök... Kolay mı sanıyorsun sen öyle e-günlük yazmayı?? Sen yaz da görelim hadi:)
Yine hazırlanmaya başladın sevgili günlük, yolculuk saatin mi geldi? Hmm peki. Sen valizini ve yazıyı toplarken ben de veda satırını yazayım:)
Yarın görüşmek üzere sevgili e-günlüğüm.
Hoşçakal, yalnız kal, sağlıklı kal, beyaz kal, bildiğin gibi kal...

Biliyor musun? Eiffel kulesi'nin tepesine çıkana kadar bin yediyüz doksan iki basamak varmış... (demek ben her gün iki üç eiffel kulesine çıkıyorum)
Güzel söz: "Tıbbi araştırmalar o kadar ilerlemiştir ki; pratik bakımdan artık sağlam bir insana rastlamak olanağı kalmamıştır..." ALDONS HUXLEY (Benim gibi. Ben de tamamıyle sağlam sayılmam zaten)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..