- Kategori
- Şiir
Ebedi düşmana
Kısa kemikler kaldı yalandıktan sonra,
Toprak yoktu gömecek;
Alkışlarla sahnenin sağına
Yürüdü şeytani gururla.
Ceplerinde kemik, ilgiye açlık korkusu,
Parçalayıcı yumruklar selamlar onu...
Şimdi, dünya yeniyor masada,
Yemek bitmeye atılacak yine kemikler ona.
Anlayamadığıydı onun o gece,
Seksen altı yıl önce,
Yalınayak İzmir’e
Dokuz gün dokuz gece,
Tarih doğururken çatlayınca orta yerde,
Kimseye,
Eğmeyecek başlarıyla insanlar yürüdü,
Parlak bir cumhuriyete…
Düşmanın kemiklerini yalayan bizim düşmana,
Ne vatan ne namus, ne de Hüda,
Düşman en sevdiği bizim düşmana,
Hep atacak artık kemikleri açılmış ağzına.