Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '06

 
Kategori
Tarih
 

Ebediyete kadar!

Ebediyete kadar!
 

ATA' yı bu sene de andık. Biraz önce sirenler çalındı. Aynı anda, bulunduğum taşra şehrinde de, aynı anda, çalındı. Bütün yurdu kapladı sirenler. Saatler, dokuzu beş geçiyordu. Ben bu iki dakikalık süre içinde geçşmişimiz, bir sinema şeridi gibi geçti gözlerimden. Hala daha ATA' yı anlamayan, anlamak istemeyen... En önemlisi inkar edenler yaşıyordu aramızda.

O günlerde, kuruluş ve kurtuluşumuz safhalarındaki günlerde de, ATA' yı anlamak istemeyenler, yobazların kışkırttığı zümreler vardı. Bu '' İstemezük '' çüler,o zaman da vardı. Sesleri az çıkıyordu. Onları, gaz lambasınının yanan fitilini ayarlar gibi '' Milletcek '' ayarlıyabiliyorduk ışığını. Fitili fazla büyümüş olanların muzir ateşlerini kısmak, kontrol altına almak için tırtıllı düğmesi ile ayar edebiliyorduk.

Şimdilerde bu muzir lambalar yine yakılıyor. Fitili? Oooo,aldı başını gidiyor. Lambayı, camını çatlatacak derecede büyüdü bu fitiller.Elbirliği ile bu muzir, büyüyen yobazlık fitillerinin saldığı ''Muzir'' alevin,her yere sirayet etmemesi için çabalar sarfediliyor.O yobazlar,teşvik görerek bu günlere geldiği için daha çok işimiz var demekteyim.

Bir milli kıyafet kanunumuz var.Fatih ve çevresinde eskiye özlem yaşatılıyor kılık ve kıyafetlerle.Başta sarık..Kıçta şalvar.Ayakta yemeni,elde tesbih..Sırtta cüphe.. N'oluyoruz...N'oluyoruz.Hala bu eskiye özlem niye? Bu güruhu kontrol edecek, kıyafet kanununu hatırlatacak bir babayiğit yok mu?

Ya gazetelerimiz? Aynı yolun yolcusu..Bunlardan pek çok azı,eskiye özlemlerle dolu.Tıpka ağababaları gibi.ATA'dan tek kelime yok sütunlarında bu mukaddes günde..

Ben onu ,bunu bilmem.Karşıyakada,Bostanlıdaki bir restoranda,tanınmış bir şairin Yobazlığı hicveden şiiri,koskoca duvarı kaplamış.Akşamcılardan kim erken gelirse,bu duvarın yanındaki masaları kapışıyorlar.Her gece bu duvardakiler, gündemi oluşturuyor.Resmi günlerin haricinde,her Allahın günü,bu satırlardaki konu işleniyor.Şöyle başlıyor yazı:

''Ne ararsın,Tanrı ile aramda/Sen kimsin ki,orucumu sorarsın/Hakikaten gözün yoksa haramda/Baş açığa,niye turban takarsın/Rakı şarap içiyorsam, sana ne?/ Yoksa sana bir zararım ,içerim/İkimiz de gelsek kıl köprüye/Ben dürüstsem, sarhoşken de geçerim/Esir iken imümkün müdür ibadet/Yatıp kalkıp Atatürk' e sen dua et! /Senin gibi dürzülerin yüzünden/Dininden soğuyacak bu millet/İşgaldeki hali,sakın unutma/Atatürke dil uzatma şerefsiz!/Sen anandan yine doğardın amma,/Baban kimdi,bilemezdin şüphesiz!!...

İşte böyle.Bu şiirin içinde,yok,''Yok!'' Yağı tuzu,sosu içinde.Bir mini etek gibi..Her şeyei içiene almış.Yazan eller dert görmesin.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..