Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '09

 
Kategori
Mizah
 

Eczacılıktan Bakan Yardımcılığına...

Eczacılıktan Bakan Yardımcılığına...
 

İnternetten...


Gülümsemeden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na talip olduğumda, en büyük sorunum kadromu nasıl oluşturacağımdı. Siz hiç bakanlığa soyunmadığınızdan “kadro” probleminden haberiniz yok.

Gülümseme, en önemli bakanlıktır. Gülümsetmeyi içerir. Gülümsetmek ise “ dünyanın en zor işi” diye tabir edilirse de, bazı ülkelerde daha da zordur.

Kadroma kimleri alacağım, kafamı çok meşgul ediyordu. Cem Yılmaz’ı bile almam şüpheliydi. Evet, herkesi güldürüyordu ama bunu ne için yapıyordu? Sakın para için olmasın?

Benim bakanlığımda çalışacaklar, gülümsetmeyi “ gülümsetmek için” yapmalıydılar.

-Doğadaki sorunların,

-Ülkedeki sorunların,

-Bireysel sorunların, farkında olmaları, “gülümseme açığı”nın fazlalığını bilmeleri ve bu üç konuda insanları gülümsetmeye gönüllü olmaları gerekmekteydi.

Özetle işim zordu.Tek şansım, bakanlık henüz kurulmadığından zamanım vardı.

Ummadık bir anda, sabahın köründe, kadroma birini buldum. Şöyle oldu:

Çapa Tıp Merkezini bilirsiniz. Hem doktor yetiştirir, hem hasta iyileştirir.

Çapa; personeli, hastası, hasta yakınıyla kasaba boyutunda bir nüfusa sahip.

Hasta yakını olarak bu kasabada yaşadığım bir sabah (akşamdan doktorun verdiği siparişleri almak üzere) hastaneden çıktım.

Çıkış kapısında trafik ışıkları var, karşıya geçince dizi dizi eczaneler. Yeşil ışığı beklerken karşıya baktım. Tek eczane açık. Zaman kavramım geri döndü birden. Dün, günlerden pazardı ve saat henüz 07. Açık olan eczane, dün nöbetçi olan demek ki.

Karşıya geçtim. Listemi eczacı hanıma verdim, beklerken bakınıyorum. Duvara asılmış bir kağıtta şöyle yazıyor:

Bu eczanede

Somurtmak yasaktır.

Gülümsemek mecburidir.

Bakakaldım. Eczaneye kim gider? Ya hasta ya hasta yakını. Yani, aklında gülümseme olmayan insanlar.

Nöbetin yorgunluğu omuzlarına çökmüş bir halde, istediklerimi getirdi eczacı hanım.

Gülümseyerek, duvardaki yazıyı işaret ettim:

-Yazınız çok güzel. Dedim. Sadece gülümsedi. Bir kartvizit istedim (sizlere adını yazabilmek için)

O, ilaç siparişi için istediğimi sanmıştır büyük ihtimalle. Teşekkür edip çıktım.

Karşıya geçince, gülümseyerek geri dönüp baktım. Emek Eczanesi.

“Ne kadar farklı bir kadın” diye düşünürken görünüş dikkatimi çekti. Durduğum yerden on eczane görebiliyordum. Sadece Emek Eczanesi’nin vitrini yuvarlak ve tabelası sekizgen. Diğerleri bir örnekler. Kadın, her haliyle farklı…

O an karar verdim. Gülümsemeden Sorumlu Devlet Bakanı olduğum gün, Eczacı Gülseren Topaloğlu Hanımefendi yardımcım olacaktı. O’nu bulduğum için mutluyum.

Yolunuz Çapa’ya düşerse Emek Eczanesi’ne girip, Gülseren Hanım’a gülümseyin, “Hayırlı işler” deyin.

Gülümsemelere ihtiyaç olduğunu duvara yazmış!

İyi ki varsınız Gülseren Hanım.

Gülümsetmeyi hatırlattığınız, tek kişilik kampanyanızı alkışlıyorum.

Bakan yardımcılığını reddetmezsiniz değil mi? Bol gülümsemeli, sağlıklı günler dilerim.

“Somurtmayı yasaklamak” harika bir fikir. Bakanlığımızın ilk icraatı bu olmalı. Somurtmayı yasaklamalıyız.

Gülümsemeye çalışan tüm insanlara saygılarımla…

 
Toplam blog
: 23
: 818
Kayıt tarihi
: 10.02.09
 
 

GÜLÜMSEMEDEN SORUMLU DEVLET BAKANLIĞI'na talibim... Blog yazarlarından Sema Şener burada olmam gere..