Edebiyat Üzerine...

Benim için gülümseyerek baslanabilecek bir başlıktan sonra..terzi sökuk ya da tereci tereyag ikilemine düsmemeye calısarak..bu sanat dalıyla ilgili söylenmesi bıtmeyecek bırkac kelam sarf etmek ıstıyorum...

Yıllardır tanımlanan benzeri ifadelerle yerini ve yolunu buldurulmaya calışılmış bu sanat dalının benim nezdimde en gecerli tanımı edebıyatın asıl anlamının bir ''yaşam tarzı'' oldugudur.

Bu yasam tarzını belirli cercevelerde yasamına oturtabilen insanlar hayata bin pencereden, renkten daha bakma sansı buluyor dıye dusunuyorum..çunku duygu temellı bir alanın terbiyesini eğitim ve yönetimini saglayan bir başka alan da edebiyattır.

Yıllardır genc beyinlere vermeye cabaladıgımız edebiyat ruhu hayatımızda en kalıcı bilgi ve sanat alanı olma hakımıyetini yasamımızın her döneminde biz farkında olmasak da karsımıza cıkarıyor..hayatın matematiği vardır edebıyatı yoktur cunku hayat zaten edebiyatın kendisidir.

Edebiyatın en önemli vizyonu empati duygusunu yanı duygudaşlıgı saglıyor olmasıdır okumayı anlamayı duymayı bılene. Edebiyat okumak hayat ve insan okumakla esdegerdir nerdeyse. Sözünu ettiğim öykü roman şiir okumak değildir sadece..

 Bir söz hatta sesten baslayan insanoğlunun ilk çığlığını başka kulaklara duyuran yıne edebiyatın  kendisidir. Edebiyatı ve edebiyat tarihini tek bir cümleye de ciltlere de sıgdıramamaya acık bır alan olarak görebilmektedir bu yasam olgusunun sırrı..

Ve işte daha fazla söze gerek kalmadan tek bir dızede edebiyatın tanımı edebiyat tarihinin dev yapıtaslarından Fuzulı'den ...

''SÖYLESEM TESİRİ YOK SUSSAM GÖNUL RAZI DEGİL''...Edebiyat bu ruhu aldıktan sonra hiçbir yerde sizi yarı yolda bırakmayacak bır yardaş ve yoldaştır.

Edebiyat kadehin dibindeki tortudan yarin dudagındakı katreden daha başka bir ruh ve arayış alanıdır.İnsanın kendini ararken buldugu en degerli alan ve sanat dalı edebiyattır..O yuzden ruhsuz kalın ama edebiyatsız kalmayın cunku edebiyatın ruhu herkese yetecek kadardır.