Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Edebiyatta unanizm

Edebiyatta unanizm
 

Edebiyat Masası


XX. Yüzyıl başlarında bireyci dünya görüşüne ve simgecilik akımına bir tepki olarak doğmuştur. Çağcıl yaşamın, artık makineleşen toplumları ve alabildiğine serpilip saçılan kentleri ile bireyi topluluk içinde yaşamaya zorladığını vurgulayan bu yeni akım, bir arada yaşamanın yarattığı ortak kanı ve duyguları dile getirmeyi amaçlamaktadır. Topluluk bilinci' ni ve bu bilince göre bireyin varoluşunu, yaşamı belli belirsiz yönlendiren kimi ruhsal gerçeklikleri betimlemeyi ön planda tutan ünanimizm idealist ve ruhsal nitelikli bir düşün ve sanat akımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Özünde topluluk ruhunu irdeleyen bir öğreti olmakla birlikte daha çok bir edebiyat akımı olarak duyurur adını. En büyük temsilcisi ünlü Fransız yazarı Jules Romains'dir.

Bireyci düşünüşe karşı değişik boyutlarda yaygınlaşan demokratik, toplumcu ve özellikle de toplumbilimsel tepki ünanimist düşüncenin oluşmasında etkili olmuştur. 1906 yılında, Paris yakınlarında bir kır evinde bir araya gelen genç şairler; Arcos, Vildrac, Duhamel, Mercerau, Chenneviére, Durtain, Jouve ve sonradan katılan Romains "Kardeş Sanatçılar Topluluğu" adı altında on beş ay süren bir ortak yaşam sürdürdüler. Bu eve Crétil Tekkesi adı verilir. Aynı çatı altında, aynı duyguları dostça ve özgürce paylaşarak birlikte yaşamayı yücelten, toplumsal ilerleme düşüncesinin coşkun savunucuları Tekke şairleri, ortak bir şiir anlayışı ile yüzyılın başında Fransız şiirine yeni bir canlılık getirmişlerdir. Burada her ne denli ünanimist bir ortam yaratılmışsa da ünanimist adını sadece Romains ve Chenneviére takacaklardır kendilerine.

Kent, ünanimizmin ana temasını oluşturur. Romains'e göre kent, iç yapısının karmaşıklığına karşın, kendine özgü kurulu düzeni ile bireyleri doğdukları andan başlayarak tüm yaşamları boyunca etkisi altında tutan bir ana örgen durumundadır. Böylece kent ile birey arasında kimi ruhsal ilişkilerin varlığı ön plana çıkmaktadır. Birey sadece ailesine, yakınlarına ait değildir. Kentin öteki insanları ile arasında giderek artan bir bağ kurulur. Aynı duygu ve düşünüşteki insanların bir araya gelerek oluşturdukları topluluk birimlerinde tek ruh duygusu oluşmaktadır.

Birbirlerinden farklı bireyleri bir araya toplayan nedir? Bu birlikteliği yaratan güç, her türlü zorlama dışında bireylerin özgür istem ve seçimleriyle kendiliğindenlik duygularından kaynaklanmaktadır. Kendiliğinden oluşmuş varoluş, dağılmaya başlayınca ortak ruh da dağılıp giderek sönmeye başlar. Şiir de birey ile topluluk arasında oluşan bir gizil ilişkinin yol açtığı duygulanmadan ve etkilenmeden fışkırır. Şair, bu ilişkileri algılayıp, hiçbir simgeye ve anıştırmaya başvurmadan, en dolaysız ve gündelik bir anlatımla dışa vurur.

SÜRECEK...

 
Toplam blog
: 237
: 361
Kayıt tarihi
: 22.11.06
 
 

1949 Antalya doğumlu, ANSAN üyesi Orman Yüksek Mühendisi, ressam ve öykü yazarıyım. KAKTÜS MEDYA ..