Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '13

 
Kategori
İzmir
 

Efsanedeki, Foça'nın, "Deniz Perileri" , Geri mi Dönüyor?

Efsanedeki,  Foça'nın, "Deniz Perileri" , Geri mi Dönüyor?
 

"Altın Horoz ve Fok'lar" Foça'nın Sembolleri


 

 

 

Bilindiği gibi Foça, adını, etraftaki adacıklarda yaşayan “fok’lardan” aldı. Onun için buraya “Phokaia “ diyorlar.

Phokaia’lılar usta denizcilermiş. 50 kürekli tekneleri ile seferlere katılan bir kavimmiş eskiden.

Samsundan Midilliye, Fransa ve İspanya’ya kadar koloniler kurmuşlar. Altın ve gümüş sikke’leri ilk bastıran kentlerdendi.

Phokaia’lılar, çağlarını Pers’lerle kapattı. (İ.Ö.546’da) Halk kenti, yeraltı yollarından terk ederek surların dışına çıktı. Pers’leri de İskender halletti.

Daha sonra 13’yy da, Çakabey’i görüyoruz sahnede. Derken Saruhan Beyden sonra  Fatih burayı zaptetti. İşte o gün bu gün, nesli azalan fokları ile kıyı kasabamızda kafamıza göre turizmcilik yapıyoruz.

Buradaki slogan şu:  “ Foça’nın: fokları gözükmüyor, horoz’u ötmüyor, deniz kızları aranıyor” Bir nevi "efsane" geri dönsün isteniyor sanki.

Burada SİT Kanunları sıkı uygulanıyor. Askeriye dağlarda mesken tutmuş. Kıyılar balıkçılara ve onun düşmanları fok’lara kalmış. Ucundan da turizmciler iş yapıyor.

Foça da her taşın altında tarih var.  Adım başı da doyumsuz eğlence var. Oksijeni bol şehir. Kibritle şömineyi tutuşturmak,  mumu yakmak isteseniz,  kibrit çöpü, elinizde meşale oluveriyor. Sabahları yataktan kalkan, alışık olduğu tansiyon ilacını, o sabah kullanma gereği duymuyor.

Her memleketin bir turizm öyküsü var. Foça’nınki şöyle. Buranın bir “karataş’ı” varmış. Ona basan ihya olurmuş. O yüzden herkes sokaklarda. Dur durak bilmez yürürler. “Acaba karataş’a basar mıyız diyerekten. Karataş’ı gözardı edenler, restoranlarda “rakılama” ile ihya oluyorlar.

Nesli tükenmekte olan foklar,  denizden biraz uzaktaki kayalıklarda yaşıyorlar. Dalgalardan ve rüzgardan, kaya kenarları jilet gibi olmuş. Aralarında da 5-10 adımlık kumsallar var. Fokların yurdu burası.

Kalyon Otel sahibi denizci Tamer Erduran  diyor ki“ balıklara adım atacak yer kalmadı. Nasıl kalsın ki. Balıkçı ağları 3-5 kilometre uzunlukta, denizi kaplamış. Ağların arasından yolunu bulmak güçleşince  n’olur? Fok, ağlara dalıp parçalayarak öbür tarafa geçer. Eh, bari eli değmişken, ağ torbasında şöyle etli butlu kefallardan  15-20 tane de mideye indirdi mi, mesele yok. Balıkçıların rızkını yediği için, onlarca “tu-kaka” oluyorlar.

Gemiciler, bu jilet gibi kayalıklara henüz yaklaşırlarken, gemicileri direğe bağlarlarmış. Gözlerini kapatıp, kulaklarına da mum akıtırlarmış. Kayalıkların çıkardığı  şehevi çağrılar duyulmasın,  tayfalar gemiyi terk etmesin diyeymiş bu tedbirler, deniz kızları içinmiş. Tekneler batarmış buralarda.

Ama teknedeki Nuriler, Huri Kızlarını ne yapıp yapıp elde ederlermiş.. Ne efsane ama!

Şimdi ne  Nuri kaldı, ne de Huri. Kala kala SİT alanı bir bölge ve balıkçılarla savaş veren foklar kaldı. Ha, bir de  rakılamalar kaldı. Hafta sonları ağzına kadar silme yerli turist dolu Foça. Şimdi vur patlasın, çevir kaz yanmasın, “enine nanay, dikine nanay, şinanay yavrum şinanay” geceleri var.

Millet fok’tan bıkmış,  “Horoz” arıyor kazılarda. Bu horoz kırmızı altın horoz. Esas Foça’nın simgesi bu horoz. Fransız bayrağında da var. Fransızlar da aramış burada horozu.

Biz horozu, değneğin tepesinde tünerken görüp resimledik. Şimdi bu horoz çok kunuşuluyor. Foçalılar, Pers’lilerden kaçarken, gemilerinin burnunda bu horoz resimleri varmış. Marsilya’ya varınca da bu horozu çok sevmiş Fransızlar. Sırf bu yüzden de Fransız Tatil Köyü, ilk olarak Foça’da kurulmuştu. Şimdi adamları gücendirdik. Kala kala boş evlerle baş başa kaldık. Türkiye’nin ilk çıplaklar kampı buradaydı.

Eşelene eşelene Foça sokakları delik deşik. Kırmızı altın horozu arayanlar varmış hala. Ne horozmuş be! Facebook’taki İhsan Kapusuz’un “vazgeçilemez” sevimli horozunu geçti mübarek.

Sandal Restoran’da Dilek Hanımın misafirleri. İzmirli avukat Önder Bayrak ve Rus eşi, Rio Aşıklarının  Foça Temsilcisi İfakat ve Korhan Müstecap  çifti ve dünyayı umursamayan Fransızca Hocası Ferah Arda Vural çifti’ne rastladık. Bir de onlara Foça’nın sembolü olan Fokları sorduk. Kadehlerini kaldırarak “ fok’ları,  ahan da bu bardağın içine hapsettik” deyip, fokları birer yudumda hallettiler. Ardından da “Nazdravya” çektiler. Eee, başkaca soracak kimse de kalmamıştı zaten. Bize de  “afiyet olsun” demek düştü. Hoparlördeki müzik de “sagapo, sagapo” diyordu.

Eski çağlarda; “rakı olsaydı”, Foçalılar, Pers’leri kaleye hapsedip, “ rakılama”  yaptırırlar, bir anda kaynaşırlardı. Taaa

İspanya’lara kadar kürek çeke çeke zahmetler edip, buralardan kaçmazlardı.

Ört ki, ölem !

  

   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

    

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..