Eğer: sahalarda da, bu "öttürgeç'ten" kullanıldıysa, yandı gülüm keten helva

Her yerde kaynana zırıltısı. Ünü, Hüsnünün gırnatasını da geçti. Tribünlerde kulakları sağır edercesine üflenen o boru, herkesin elinde. Herkes şikâyetçi. Ekran başındakiler de. Barış Kaşka isimli İzmirli bir avukat şikayet etti. Cevap olarak da ”Vuvuzela kalacak. Bu bizim Dünya Kupasını kutlama biçimimiz. Eğer vuvuzela olmazsa, Dünya Kupası Afrika’da düzenlenmemiş sayılırdı.” denildi.

Bak, bak , bak. Futbolda da milliyetçilik başladı bu sarı benizli iki ucu delik boru yüzünden. Üzerinde ne bir ses perdesi var, ne de kaval gibi delikleri.. Üfle Allah üfle. Ciğer lazım bunun için. Ama doksan dakika müddetle herkes, takımı için, amigolarla beraber öttürüyor bunu.

Göreceksiniz. Esas bu vuvuzela illeti, maçlar bitince, mahallemize kadar gelecek. Uykularımızı bozacak. Kaynana zırıltılarının yerine alacak olan bu alet yüzünden, kavgalar olacak.

Şimdi bu meymenetsiz zurnanın, luna parklarda,sahillerimizde güneşlenirken, burnumuzun dibinde öttürülmesi, mahalle aralarına kadar girerek uykularımızı bozmaları işten bile değil. Yakında zuhur eder. Eli kulağındadır zaten.

Kapaktaki bu acayip resmi ilk, Sevgili Pirmete’ye yolladık. “Sıkıysa yayınla” diye. Bir bakıma da denetim için ulaştırdık resmi ona. Yoruma verdiği cevapta “Muhataplarına postalandı” diye cevap vermiş. Helâl. İşini bilir Pirmete. Sahi nereye yolladı? Neyse.

Eskiden bu ülkede trampetler çalınırmış tribün’lerden. Futbolcular sesten rahatsız olduğu için 2009 FIFA Konfederasyon Kupasında yasaklanmıştı. Bu Dünya Kupasında ise, Afrikalıların baskısıyle yeniden serbest bırakıldı.

Eee, Güney Afrika, şimdi ev sahipliği yapıyor. Bu iş için az mı ter döktü? Düdük onda şimdi. Parayı veren, düdüğü çalar misali. Yahut “Eşek benim değil mi, dama kadar binerim” demeğe getiriyorlar.

Herkes kızgın . Ama şimdiden satışa çıkarıldı. Kapıda teslim 7,5 lira. Boyu 61 santim. Ağırlığı yüz gram. Yerliler bunu, bir nevi antiloptan yapıyor. Fil sesi veriyor. Böğürtülü bir ses. Köln belediyesi yasaklamış şimdiden. Bakalım bizimkilerin aklına ne zaman gelir.

Zulu Kabilesi dilinde, “Vuvu”, gürültü patırtı anlamına geliyormuş. Şenlendirici de bunu ATV de öttürdü. Ses tonunu bile tutturamadıydı. Yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Arada bir bildik ses, “pırt” demişti ama, herkes birbirine bakmıştı. Kimse de üzerine almak istemedi canlı yayında. Toplu halde binlerce kişi, aynı anda nasıl da üflüyor bu boruyu? Tam doksan dakika. Arada birileri hiç kibrit de mi çakmadı. Tabi arada biriklenen doğalgaz etkisiyle tribünler iyi ki, havaya uçmadı. Bu herifler, TV’ lerden ayrı olarak, kendi sbop ayarlarını bile bozdular böylece. Oralardan gelme bir turist görürseniz buralarda, onun zırt' lı , pırt' lı havasını çok görmeyin. Vuvuzela yanığıdır o. Yalnız yanına fazla sokulmayın. Te işte o ka!

Resimdeki zulu kabilesinden olsa gerek, yahut Pasifiklerden. Bu vuvuzela’lı resmi koyduk. Ki, böyle kılıf işlerinde de kullanıldığını göstermek ve bu aletten herkesi soğutmak istedik. Sahiden bu yerli, bu aleti, üflemek için mi kullanıyor diye de tereddüt ettik. Her halde öyledir dedik. Boşu boşuna niye takıp geçirsin oraya. Sonra da aynı adam, canı üflemek istediğinde çıkarıp çıkarıp üflüyordur zahir. Ya sinek kovmak, ya imdat istemek, ya etraftaki keneleri ürkütmek için midir? Bilemiyoruz. Belki de öğle paydosu öttürgeçidir, bilinmez. Yahut da "aşka davet" borazanıdır. Uzun uzun üç defa öttürürsen, canım seni çekti tez gelesin" demektir. Kadın nerede olursa olsun " bizim herif yine azdı" diyordur her halde, boru sesini duyunca. Bakmışınız ki kadın, duymamış, kulakardı etmiş.. Hesabını da vermeğe hazırdır her halde. "Uyuya kalmışım" diyerekten. Demek istiyoruz ki, bu alet, böyle şeylerde de kullanılıyor, haberiniz olsun, heveslenmeyin boşuna. Ağzınıza götürmeyin. Sakın edinmeyin!

Belediye ve ilgililer bu yazıya madalya vermeli. Sonradan çıkacak karmaşa gürültü davalarını başlatmamak için bu yazı, bir fren olmalı diye düşünüyorum. Eğer, sahalarda da bu resimdeki “Düttürgeçli öttürgeç’ten” kullanıldıysa yandı gülüm keten helva!

Ört ki, ölem!