Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Eğer gerçek ise vay halimize!

Eğer gerçek ise vay halimize!
 

Bugün İbrahim Şahin beyin açıklamasını okuyorum.
Yazılı bir açıklama ve avukatları tarafından basın ile paylaşılan bir açıklama...

Açıklama korkunç dostlar...
Neler oluyor bu davada?
Nasıl bir ifade alış tarzıdır bu?
Bunun neresindedir hukuk ve adalet?

Şahin'in verdiği açıklamalar şöyle,

"Genelkurmay Başkanlığı'nın 12 Şubat 2009 tarihli açıklamaları doğrudur. Benim Genelkurmay Başkanlığı ve Genelkurmay Başkanımız ile hiçbir görüşmem olmamıştır. Savcılık makamında ifade verirken böyle bir soruyla da karşılaşmadım. 70-80 soru ise bana hiç sorulmadı.

Fakat TSK'lerini hedef alan bu sorular sanki sorulmuş gibi ifade tutanağında cevap hanesine boş olarak yazılmış. Soruların yüzde 70'i emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin üzerine hazırlanmış.

Cezaevinde tanınma şerefine eriştiğim emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ile bu partinin diğer mensupları üzerine yoğunlaşmıştı. Sorgulama tamamen TSK'lerini hedef aldığından birçok soruda susma hakkımı kullandım.

Ayrıca TSK'nin benim gibi hasta ve eski mahkuma da bir ihtiyacı yoktur. Tüm gerçekler mahkeme safahatında ortaya çıkacaktır. Türk milletinin ilelebet payidar olması dileğiyle."

Bakınız beyler bayanlar, TSK'lerini hedef alan bu sorular sanki sorulmuş gibi ifade tutanağında cevap hanesine boş olarak yazılmıştır deniliyor. Bu boşluklar doldurulmuş demeye getiriyor.

Bu ne biçim iştir?
Bu boşluklar gerçekten dolduruluyor mu?
Doldurulmuyorsa basın bas bas nasıl oluyor da Şahin'in ifadesinin doldurulmuş kısımlarını halka haykırıyor?
Neredeyiz biz?
Neler oluyor ALLAH aşkına?

Bu davanın ağırlığının kalmadığı, gaye ve amaçlarının saptırıldığı ortada değil midir?
Darbe diye başlıyan bu dava neden orangutan gibi şekil değiştirmektedir?
İşin içinden çıkılamadı mı ki, darbe - terör ve suç örgütü bir kenara atılıp, şimdi de Faili meçhuller ile pekiştirilmek istenmektedir?
Madem birden fazla suç söz konusudur neden ayrı mahkemelerce ele alınmamaktadır?
Neden Mehmet Ağar davası mayısa atılmıştır?
Faili meçhuller neden kendisine sorulmamaktadır?

Nedir bu TSK düşmanlığı?

Bu ifadeler kimler tarafından alınıyor?
Polis mi? Yoksa savcılar mı?
Bu insanlar hangi akla hizmet, Akli dengesi yerinde olmayan bir kişinin ifadesini alıp, açıklamaları kendisi yazmış gibi yapıp, TSK ya saldırıyor?
Bu ne samimiyetsizliktir dostlar?
Bu olay gerçekten vukuu buldu ise, bunun cezasını en ağır şekilde ödemelilerdir.
(Adalet bakanlığı Ergenekon savcılarına dokunulmazlık zırhını verdikten sonra bu mümkün değildir!)

Ergenekon adı ile, ilk olarak Darbe, ardından terör ve suç örgütü, ardından da susurlukla bağdaştırılmak istenen insanlara, 70-80 Adet TSK sorusu sorulmasının sebebi nedir?

Yargılanan TSK mıdır?
Yoksa terör - suç - faili meçhuller midir?
Bu ne lahana turşusudur?

Bugün üç ergenekon sanığı serbest bırakılmıştır.
Sebep delil yetersizliğidir.
Madem delil yetersizdir, bu insanlar aylarca neden hapise mahkum edilmiştir?
Delilin yetersiz olduğu iddaaname veya tutuklama zamanında açık değilmidir?

Bugün tahliye edilen bir sanık, açıklama yapıp, özellikle bana TSK soruldu, onlar aleyhine konuşursam serbest bırakalıcağım vaadi verildi demektedir.

Bu nasıl bir ifade alış tarzıdır?
Bu ifadeleri kim almaktadır?
Bunları Türkiye'nin bilmeye hakkı vardır dostlar!

Kimileri, bu davada hukuksuzluk var, hukuk yanlış işlemektedir diyen,
aydınlara, bürokratlara, hukukçulara, siyasetçilere, ağza gelmeyecek hakaretler etmekte, bu durumlar karşısında midelerinin bulandıklarını ifade etmektedir.
Bu demokrasinin nasıl ayaklar altına alındığının bir kanıtıdır.
Ergenekonu savunmak ne kadar demokrasi gereği ise, aleyhinde konuşmakta demokrasinin gereğidir.
Yargı aşamasında olan bir dava hakkında yorumlar yazılabilir, irdelenebilir, görüşler dile getirilebilir.
Lakin kimse yargı kararını vermeden, onu suçlu, bunu suçsuz ilan edemez.
Hukuk suç ispatlanana kadar sanık suçsuzdur der...

Yukarıda ki açıklamalarıda okuduktan sonra,
bu kişilerin davada yapılan usülsüzlükler konusunda da mideleri bulanmakta mıdır bilmek isterim?
Yoksa bu kişilerin kronik "taraf" mide bulantısı rahatsızlıklarımı söz konusudur onu da irdelemek gerekir.

Not : Demokrasi kimseye ama kimseye hakaret hakkını vermez!

Tek taraflı düşünmek, tek taraflı bakmak ve yargısız infaz yapmak hukuk devleti ile bağdaşmaz.

Yukarıdaki Şahin ve diğer sanıkların ifadelerini okuyunuz ve yorumu sizler yapınız.

Adalet ise adalet, hak ise hak, eşitlik ise eşitlik...
Suçlu kimse cezasını çekmelidir. Lakin hukuka saygı gösterip, yargının sonucunu aldıktan sonra...

Kurumlarımıza sahip çıkalım, onlar elbette ki Türkiye Cumhuriyeti için çalışmaktadır.
Lakin suçlularında cezalarını verelim. ( Bakınız kurumlar değil, suçlular!)

Ergenekon'da tek galip AKP yazımı okumanız dileği ile...
Saygılar...

 
Toplam blog
: 60
: 506
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

Yazmak, gerçekleri belgeleri ile dile getirmek, yorumlarımı sizlerle paylaşmak için buradayım. Antal..