Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Eğitim anıları

Merhaba,

Eğitim toplantıları düzenlemek için bir çok il gezdim. Her birinde acılı-tatlılı bir çok anı. Bir çok dost-arkadaş...
Her bir eğitim; kah kahkahalar ile gülerek - kah katıla katıla ağlayarak...

Doğuda; Diyarbakır - Mardin - Urfa - Antep büyük acılar yaşanıyor, gözlerden ırak, gönüllerden uzak, bilinmeyen...

Sağlık personeline yönelik interaktip bir eğitim. Herkes birbirini görecek pozisyonda oturuyor. İletişim ile ilgili bir program ve hasta hakları konumuz... Eğitim sırasında bazılarından anılarını paylaşması isteniyor...
Onlardan bir kaçı...


Gaziantep Eğitimi - Erkek doktor anlatıyor:

İlk mezuniyet yıllarım Mardin'de merkez de doktorluk yapıyorum. Acildeyim, dışarıda büyük bir gürültü... Hasta bakıyorum, birisi içeriye daldı ve kolumdan tutup "hemen gel, ağam öliiiiiii, bunu bırak, ona bak" dedi... Öyle bir hışım ile alınıp, götürüldüm ki; HAYIR demeye bile fırsatım olmadı...
Hastanın yanına gittim, siz çıkın dedim. Bu arada dışarısı hınca hınç dolu... Her birinin belinde silah, başında hoşi... Yatan ağaları, çok ama çok yaşlı, gitti-gidiyor ama kurtarmamız isteniyor. Hemşire sordu; "ne yapacağız doktor bey, bu hasta ölüyor, kurtulması mümkün değil, öldü dersek bizi de öldürürler". Hemşire şom ağızlı mıdır nedir:-) (sınıfta bir kahkaha patladı). Dışarıdan biri içeri girdi ve "eyer ağamı kurtarmazsan, var yaaaaaa, sen de kurtulamazsın elimizden" dedi. Tam da o sırada ağa gitti:-( Ne olacak şimdi!!! İlk şoku atlayıp, şokla birlikte dışarıdakileri de atlayıp, sıyrılmamız lazım. Ama nasıl??? Hemen düşündüm; "yüzünü örtmeden hastayı morga kaldırın, orada işlemleri yapın, ben dışarıyı idare edeceğim" dedim. Hemşire korkarak çıktı, hastayı da götürüyorlar. Ben de arkalarından... Kapıdakiler sordu ne oldu diye, ben "bir şey yok EKS oldu" dedim. Bir yandan da fırladım, yani anlayacağınız kaçtım. Arkadan adama soruyorlar "ne olmuş" diye... Adam anlamını bilmiyor ya "yoktur bişe, eymiş ey, eks olmuş" diyor... Tabii ben bu arada vınnnnnn... Sonra mı??? Yok sonrasını anlatmayayım!!! (Sınıfta yine kahkaha)
NOT: Bu arada bilmeyenlere; "EKS" ölüm demek, yani tıbbi olarak raporlara kaydediler kelime...


Şanlıurfa Eğitimi - Hemşire anlatıyor:

Yeni mezunum, Van'ın ücra bir köyüne verdiler, sağlık ocağında. Kışın aylarca yollar kapanır, kara kış... Şehirden koparsın. Bir kaç haneli bir köy, hanelerde bir birine çok uzak. Bir gece kapım çalındı, gümbür gümbür. Yine kara kış, şehre inmek mümkün değil. Adamın biri elinde silah ile kapıma dayandı, aç, karım doğuruyor dedi. Açtım, üstelik de komşu köyden. O karda yürüyerek gittik. Kadın doğurmuyor, ölüyor. Kurtulamıyor, yapacak bir şeyim yok. Tek göz oda. Kadın ortada, yerde yatıyor. Ocak yanıyor, çocuklar başında. Kadın bağırır, ne söylediği anlaşılmayan sözlerle. Adamın silah tepemde "kurtar onu, yoksa vururum". Her ne kadar "yapamam, edemem, karın burada ölür, götürmemiz lazım" dediysemde "götüremem, karakış" dedi. O da haklı. Neyle götüreceksin, kalanları kime teslim edeceksin. Kurtlar var, dışarıda uzun uzun uluyorlar... Binbir çaba ile doğum gerçekleşti. Kadın öldü, bebek kucağımda, 5 çocuk annelerinin ölüsüne bakıyor, tepemde silah ve benim ilk doğumum....
NOT: Hıçkırıklar içerisinde bir anlatım, bu yüzden dersi kesip, uzunca bir mola verdik... Sonu mu!!!


Mardin Eğitimi - Bayan Doktor anlatıyor:

İlk tayinim Mardin. Daha yeni yetme, ne yapacağını bilmeyen. Sağlık ocağından bir telefon geliyor; "doktor hanım burada bir hasta var, aile dışarıda. Kız sürekli kusuyor ve karnı şiş, muayene ettik gebe ama konuşmuyor. Ailesine söylersek öldürürler, size sevk edeceğiz, halledin!!!!"... Haydaaaaaa... Ben nasıl halladeceğim. Kız geldi, arkasında bir ordu ile. Abiler, baba, dayılar ve amcalar. Kız daha 14 yaşında. Kızı içeri aldım, muayene ettim, gerçekten gebe. Sordum konuşmadı; bak kızım dedim ya benimle konuşursun ya da bunların elinde yem olursun. Ne olmuş biliyor musunus??? Amca tecavüz etmiş. Baba ve ağabey biliyor. Kızın karnı şişince gebemi diye getirmişler. Şayet gebeyse, ahlaksız, olduğu için!!! namuslarını temizlemek için!!! sonucu bekliyorlar ki, kızı öldürsünler!!!
Kıza dedim; şimdi dedim seninle pazarlık yapacağız. Ben onlara karnında ur olduğunu, onun için İstanbul'a gideceğini söyleyeceğim. Sen de hiç konuşmayacaksın. Sonra seni İstanbul'a jandarmalar eşliğinde göndereceğim, orada da seni karşılayacaklar, sosyal hizmet uzmanları. Seni onlar sahiplenecek, kabul ediyormusun??? Kızın başka seçeneği var mı? Gerçekten de dediğimi yaptım. Jandarmayla konuştum, aileye ur var dedim. Kızı yolladım. Yolda giderken, heyecandan gebelik sonlanmış. Orada da kürtaj yapmışlar. Sonra da sosyal hizmet uzmanları almış ama sonra ne oldu bilmiyorum...
NOT: Anlatırken bile doktorun sesi ve bedeni titriyordu...

Daha böyle nice anılar...

Tüylerim ürpererek dinlediğim... Ve hala mııııııı??? diye sorduğum yüzlerce anı...
Ama halaaaa devam ediyor, ne yazık. Ve bizler bir çoğundan haberdar değiliz...

Hani deriz ya; "her evde bir haber var" diye... Evet her evin öyküsü ayrı...

Güzel öyküleriniz olsun...

SEMA


NOT: Güzel anılar mı??? Merak etmeyin, onlardan da bolca var, bir başka blog da...

 
Toplam blog
: 51
: 795
Kayıt tarihi
: 10.08.09
 
 

Merhaba, 18 Şubat 1964 Artvin doğumluyum. Yüksek okul mezunu olup, uluslararası bir Vakıf'tan ofi..