Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '08

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim diye diye...

Eğitim diye diye...
 

Eğitim şart, eğitimimiz nereye gidiyor, yaptığımız eğitim mi, eğitim sistemiz değişmeli diye diye yıllar geçip gidiyor.

Kimse, kimseyi dinlemiyor, kimse kimsenin umurunda değil, Eğitim konusunda bir şeyler yazan çizenler, sorunları dile getirenlere ise kulak asanlar yok !

Cumhuriyetin o ilk döneminin şevki heyecanı kimsede yok artık. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete...

Öğretmenlerine mektuplar yazan, Milli eğitim Bakanı Mustafa Necati'ler, öğretmenlerini merdivenlerde karşılayan kaymakamlar da yok artık.

Her okulu bir kültür merkezi yapmak için uğraşan Hasan Âli Yücel'ler de yok. Türk ve Dünya klasiklerini okullara sokan,okumayı teşvik eden anlayış da yok şimdi.

Üniversiteleriyle küs, özel okulları destekleyen, dershaneleri teşvik eden bir anlayışın içindeyiz.

Niteliğin unutulduğu, sadece nicelikle uğraşılan devlet okulları var şimdi. Görünen köy kılavuz istemiyor. Eğitimimiz yıllardır yerinde sayıyor. Rakamlar büyüyor, paralar büyüyor, okullar açılıyor. Kaliteye, başarıya yönelik hiç bir gelişme yok.

Öğretmenler amaçsız, öğrenciler amaçsız. Sınavlar, sınavlar, dershaneler, dershaneler, özel dersler, özel öğretmenler, kısır bir döngünün içinde yuvarlanan umutlar.

Eşit şartlar, şanslar, başka bir bahara diyen umutlar. Umutların sönmesiyle aile boyu mutsuzluklar...

Şanslı saydıklarımızı bekleyen işsizlikler, hayal kırıklıkları, bunalımlar. Tüm bunlara rağmen görevini yaptığını söyleyen siyasi anlayışlar.

Eğitim diye diye yıllar geçti. Ne yazık ki aldığımız yol bir arpa boyu. Dünyada ilk beşyüze giren üniversitemiz yok. Bilime bilimselliğe, dinsel konular kadar önem vermiyoruz. Felsefe grubu derslerine, felsefeye karşı olan din dersi öğretmenleri giriyor. Düşünce üreten, eleştiren, karşı çıkan , yorumlayan anlayışlara karşı çıkmaya devam ediyoruz. "Kuzu gibi öğrenci" isteme anlayışımız devam ediyor.

Üniversite sınavı için milyonlarca öğrenciyi ve aileyi sınav kapısına yığmaya devam ediyoruz. Mesleki eğitimle ilgili eksiklerimizi yeni programlarımızı geliştiremiyoruz. Ülkemizin en büyük ihtiyacı kalifiye ara elemandır. Mühendisler çiziyor, planlıyor ama bu planların uygulayıcıları bu konuda yetiştirilmemişse, ortaya çok kalitesiz ürünler çıkmaktadır. Çevremize baktığımız zaman eğri duvarlar, dökülmüş, çatlamış sıvalar, sırıtan boyalar, yollara döşenmiş çarpık taşlar, akarı iyi yapılmamış kanallar, tetbir almadan, almayı düşünmeden yapılan çalışmalar, sonrasında meydana gelen ölümlü kazalar..

Sıvacılık, boyacılık, karo fayans işçiliği, yol işçiliği, su tesisatçılığı, duvarcılık, yalıtımcılık vb buna benzer yüzlerce iş alanı birer meslek olup, meslek eğitimi isteyen alanlardır.

Bu konular ciddiyetle ele alınmalıdır. Bu eğitimi almayanlara, iş yaptırılmamalıdır. Bu ülke ekonomisinin de yararınadır. Çevremizde görüyoruz, bu sene yapılan bir okul, seneye yıkılacak, çürümüş duruma geliyor.

Akademik kariyer yapabilecek, çocuklarımızın önü de 8- 12 yılılık temel eğitim sürecinde belirlenmelidir. Bu öğrencinin kendini yönlendirildiği alanda başarılı olması için bu önemli bir kazanç olacaktır.

Eğitimle ilgili araştırmalara, bilimsel çalışmalara yeterli bütçe ayrılmalıdır. Okuyabilecek , bilimsel çalışmalar yapabilecek öğrencilerin elinden devlet tutmalı her türlü desteği vermelidir. Akademik çalışma yapamayacak öğrenciler de hızla bir meslek öğretimine yönlendirilmelidir. Bu, 8 yıllık zorunlu eğitim sonrasında, bu meslek öğretimine hızla başlanmalıdır. Öncelikle meslekler, iş alanları tesbit edilmelidir. Görülecek ki yüzlerce meslek ve iş alanları çıkacak. Bu eğitim, okul ve iş alanları içinde, şirketlerin iş alanlarının da iş birliğiyle gerçekleştirilebilir. Örneğin: Kuaförlük, yapacaklar kuaförlerin yanında ve ayrıca okul bilgileriyle de donatılarak, bu mesleğe hazır hale getirilebilir.

Eğitim diye diye, eğitim yazmaya devam edeceğiz.

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..