Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '08

 
Kategori
Eğitim
 

Kitap sabırsız küçük okur meraklı

Kitap sabırsız küçük okur meraklı
 

101'inci yılda, 101 bin kitap


Okumayı öğrendiğiniz ilk anı hatırlar mısınız? Dilerseniz arkanıza yaslanın, sizi 7 yaşınıza geri götürecek olan zaman balonuna emanet edip belleğinizi, ilkokul birinci sınıftaki masumane çocukluk yıllarınıza geri dönün bir an için. Harfleri ilk gördüğünüzde neler hissetmiştiniz? “A” harfini bir çadır, “B” yi gözlük, “S” yi yılan, “E” yi tarak olarak adlandırdığınız da olmuştur sanırım. Bu benzetmeler uzar gider.

Daha sonra bu harfleri sesli olanlarıyla harmanlayarak türetilen kelimeler, kelimelerden oluşan cümleler takılmıştır dilinize bir anda. Bir bakmışız ki okumayı öğrenmişiz. Bunu ailemizden gizleyip, akşama yorgun eve dönen babanın okuduğu gazetenin arka mahallesindeki büyük çatılı yazıları heceleyerek okuyup, sürpriz yapanlarınız illa ki olmuştur.

Gazeteyi okuyan baba, okuduğu yazıya virgül asmış ve kulak kabartmıştır ağzınızdan emekleyerek çıkan cümlelerinize. Okunan gazete bir ılık hışırtıyla tutulan ellerden kayıverir hafifçe. Gözler size nişan almıştır. Mutfakta bulaşık yıkayan anne bir anda yanınızda almıştır soluğu. Sabunlu eldiven maskeli eller sizi kucaklamaya hazır kıta sahibinden komut bekler.

“Sen… Sen… Sen okuyabiliyorsun artık” cümlesi iki ayrı sesten ve aynı anda sallanan ip oluverir aniden. İpin bir ucu babanızın, diğer ucu annenizin dili tarafından sallanır. Size de atlamak düşer bu ipten. Bir başka deyişle, yürümek için attığınız ilk bebeksi adımınıza duyulan heyecan ve sevincin bir benzeri yaşanmıştır ebeveynleriniz okumayı öğrendiğinizi görünce.

Artık olur olmaz her şeyi okumaya başlamışsınızdır. İ.E.T.T duraklarındaki tarifeler, önlerinden geçilen dükkanların kimliklerini ifşa eden ışıklı tabelalar. Vs… Vs…

Doğum günleriniz başta olmak üzere, bazı özel günlerde çok ağır, ama bir o kadar da önemli sorumluluklar yüklenir kitapların omuzlarına. En sıkı dostunuz olup, hayattan kesitler sunmakla yükümlüdürler. Ter dökerler sıkı sıkıya sarıldıkları kurdeleli daracık ambalajların içinde. Gıkları çıkmaz siz o dar paketi açıncaya kadar. Heyecanla titrediklerini hissedersiniz sayfaların elinizde tuttuğunuzda. İçindeki harfler gülümser gözlerinize. Bir an önce okunmayı bekler tarafınızca. Sayfaların titremeleri de bu yüzdendir zaten.

Bir kitabın dostluğu sayfalarının bitimine eş değerdedir. Okuma bitince, dostluğunu devreder sırada bekleyen meslektaşına. içindekileri sizlerle paylaşmanın huzurunu yaşar. Raftaki emeklilik günlerine terk edilmeyi hakaret sayar kendisine.

Bir spor kulübü olmanın dışında, sivil toplum örgütü olma yolunda dev adımlarla ilerleyen FENERBAHÇE’miz, kitapların tozlu raflarda emekli olmalarına karşı çıkarak herkesi “101’nci yılda, 101 bin kitap” kampanyasına davet etti bildiğiniz gibi. Güneydoğudaki okullar pilot bölge seçilerek, kitap ve kırtasiye yardımı başlatıldı. Proje resmi siteden ilk duyurulduğunda, tozlu raflardan inen kitapların kılıklarına çekidüzen verilerek poşetlere özenle yerleştirilerek, teslim edilecek yer olan Saracoğlu’nun yolu tutuldu.

Görevlilerce teslim alınan kitaplar yola çıktı bile. Rota, Gaziantep’in ardından şimdi de Şanlıurfa’daki ilköğretim okulları. Koliler teker teker açılacak ve kitaplar bilgiye aç, yeni küçük dostlarıyla sarmaş dolaş olacak. Kitap heyecanlı, küçük okur meraklı.

Bu büyük buluşma adreslerinin çoğalması için haydi okurlar göreve. Okuduğunuz kitaplarla vedalaşın. Tozlu raflarda emekliye ayrılmalarına izin vermeyin. Alın Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu stadı, taraftar kart merkezine getirin.

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..