Eğitim gerçeği

Toplumların gelişiminde eğitimin yeri tartışılmaz. Bu gerçek toplumu yönetenleri eğitime, okullaşmaya götürdü. Bugün ilerlemiş toplumlar eğitim alanında da öndedirler.Teknolojideki gelişmelerin eğitimle atbaşı gittiği gerçeğini unutamayız. Bilimsel buluşların, bilim adamlarının gelişmiş toplumlardan çıkması eğitim gerçeğini sürekli önümüze getirmektedir.

Eğitimin başkişisi kuşkusuz öğretmendi. Bilgiyle donatılmış öğretmen kendini, ailesini, toplumu aydınlatır. Bu aydınlatma topluma çağın bilgilerini kavratmaktan geçer. Bu bilgileri edinme yeri kuşkusuz okullardır. Bugün okullarda bilgisayar denen araçla bilgisunar ağına girilerek tüm bilgilere ulaşılmaktadır artık. Yeter ki ondan yararlanacak becerileri edinmiş olalım. Bunu da kişiye kavratan yine öğretmendir.

Öğretmenlik mesleği okulla sınırlı değil. Toplumun her ortamında yapılan öğrenme olayı öğretmenliğin ne kadar yaygın bir alanın mesleği olduğunu kanıtlıyor. Hangi meslek edinmiş kişi öğretmenin elinde yetişmemiştir.İlköğretimin birinci sınıfından üniversitenin son sınıfına değin tüm öğretmenlerimiz değil mi bizleri biçimlendiren?

Bu gerçek öğretmenlik mesleğinin önemini göstermektedir. İyi yetişmiş öğretmenler kuşkusuz iyi öğrenciler yetiştirecektir. Bu da öğretmenlerimizin yetenekli, kendi alanlarında yetişmiş, insan ilişkileri sağlıklı olan kişilerden oluşmasını gerektiriyor. Bunu, öğretmenleri yetiştiren kurumları teke indirerek başarabiliriz. Ülke gerçekleri dikkate alınarak çağdaş ulus olma yolunda bilim ve sanatı özümleyen öğretmenler yetiştirmeliyiz. Değişik okulları bitiren üniversite çıkışlıların sonradan öğretmenlik mesleğine yönelmeleri bu mesleğin niteliğini bozduğu gibi başarısız öğretmenlerin türemesine de yol açmıştır. Bugün bunun örneklerini görmekteyiz.

Toplumu yönetenler bunu düşünmelidirler. Çünkü toplumların kurtuluşunun, kalkınmasının eğitimden geçtiğini artık herkes kabul etmektedir. Öğretmenlik, kişileri diğer mesleklerde de başarılı ya da başarısız kılmaktadır. Hangi meslek öğretmenin eseri değildir.?  “Öğretmenlik bütün mesleklerin babasıdır.” gerçeğini görmezden gelemeyiz.

24 Kasım “Millet Mektepleri” kuruluşu olarak tarihe geçti. Okullarımız çağa göre yeniden donatıldı. Öğretmenlerimiz alanlarında bilgili, özverili insanlar olarak yurdumuzun her köşesinde göreve koştular.  “Başöğretmen”in gösterdiği çağdaşlaşma yolunda topluma ışık oldular. Bizler böyle bir mesleğin sahibi olarak ne kadar övünsek azdır. Ancak sorumluluğumuzu da bilmeliyiz. Çünkü, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”

İşte bu gerçekler ışığında 24 kasım onurunu tüm meslektaşlarımızla paylaşmak istiyorum. Ne mutlu bize ki böyle bir günümüz, Atatürk gibi bir başöğretmenimiz var.