Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '12

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim reformu

Eğitim reformu
 

İnsanları değiştirmek istiyorlar. İnsanları nasıl değiştireceksiniz? Eğitim sistemini  tümden değiştirirseniz, o zaman insanları da yavaş yavaş sizin kafanızdaki insan modeline benzetmiş olursunuz..

Peki, değiştireceksiniz de, niye ve nasıl değiştireceksiniz?

Değiştireceksiniz , çünkü şimdi çıkan, mezun olan öğrencileri beğenmiyorsunuz. Öğrenciler, cahil, saygısız, dinden, diyanetten uzak, ukala , sigara içen… Bir nesil. Ben bunu değiştireceğim ve … Nasıl bir insan yapacağım? İşte düğüm burada…

Sizin kafanızdaki insan modeli ile;  toplumun bütünü, çoğunluğunun kafasındaki “İnsan Modeli” aynı mı?

Bir ülke için yeni bir MODEL ortaya koyarken. Ülke ve insan için geçerli, istenilen amaçlara uygun insan yetiştirmeniz şarttır. “Ben böyle bir insan tipi istiyorum…” Diyemezsiniz. Bu konuda çoğunluğun anlaşması gerekir. Bunun adı : “Milli Eğitim”.. Bu iş milyonları ilgilendiriyor. Bu iş bütün Türkiye’yi ilgilendiriyor.

Öyleyse bu konuda, uzmanların hazırladığı modellerin; geniş ölçüde tartışılması ve “pilot olarak” denenmesi, simülasyonunun yapılması gerekir. Yoksa , “ben istedim, olacak..” anlayışı hangi yönetimlerde vardır; bunu biliyorsunuz.

Reform mu yapmak istiyorsunuz? Alın size çok değil, 20 tane Eğitimde Reform hedefi . Bunların kaçta kaçını, tam altından kalkarak gerçekleştirebilirsiniz. Bu hedefleri gerçekleştirmek bile milyarlar milyarlar ister.

Avrupa ülkelerinin çoğu bile, 12 yıllık zorunlu eğitimi tam anlamıyla gerçekleştiremediklerinden dolayı,  çark ettiler; hedefi, 10 yıla indirdiler.

1. Eğitimde niceliğe ilişkin bütün önlemleri almak.

2. Eğitimde niteliğe ilişkin bütün önlemleri almak.

3.Eğitimde eşitliği sağlamak.

4.Dünyadaki en kaliteli üniversiteler arasına en az 20 üniversitemizi sokmak.

5.Bütün ufak çocukları “iki yılık okul öncesi eğitim”den geçirmek.

6.12 Yıllık “Zorunlu Eğitimi” sağlamak.

7.Öğretmenleri çok iyi yetiştirmek ve sürekli hizmet içi eğitimden geçirmek.

8. Eğitimde “bilgi” den çok “beceri”ye önem ve ağırlık vermek.

9.Uluslararası bilgi sınavlarında öğrencilerimizin (TIMSS ve PISA) ilk 10’girmelerini sağlamak.

10.Sınıf mevcutlarını 15-25 arasında tutmak.

11.Mesleki teknik eğitimi güçlendirmek.

12. Sanat, Fen,Dil, Spor derslerinde yeteneklilere özel önem vermek.

13. Üniversitelerin yönetim ve  program açısından bağımsızlaşmasına ve uzmanlaşmasına önem vermek.

14. Eğitimi tek tipleştirmekten çıkarmak. Çeşitlendirmek.

15. Eğitim yapılarının güzelleşmesine, işlevsel hale getirilmesine önem vermek.

16. Kütüphaneyi ve çok kaynaklı öğrenmeyi eğitimin temeline koymak.

17. Her dalda bilginin beceriye dönüştürülmesine önem vermek. Sınıfları deneylik haline getirmek ; deneylikleri artırmak. Araştırmaya özel önem vermek.

18. Her düzeyde öğrencilerin yaratıcılıklarının ortaya çıkarılmasına ve kendini ifadeye önem vermek.

19. Okul- iş hayatı; okul-hayat arasında gerçekçi  ilişkilerin   kurulması için çalışmak.

20. Öğrencilerin bir üst kademeye geçebilmeleri ; OKUYABİLMELERİ  için gereken bütün tedbirleri almak.

Bu hedeflerin hepsi de kağıt üzerinde gayet kolay görünüyor değil mi? Uzmanların bir hesaplasınlar bakalım bu hedefleri tutturmak için kaç milyar ister.

Bu işler öğrenciye  “tablet” dağıtmak kadar kolay değil. O iş nasıl olsa bir iki yıl sonra aksar gider… Çünkü gerçekçi değil 17 milyon öğrenciye “tablet” dağıtmak…!? Sonra dağıtsan ne olacak. Sen öğrencileri düzenli olarak kütüphaneye gönderebiliyor musun? Öğretmenlerin kütüphaneyi nasıl kullanacaklarını biliyorlar mı? Araştırma tekniklerine vakıflar mı?

Eğitimin  o kadar çok sorunu var ki, sayın başkan iki yıllık yüksek okul diploması ile bu işlerin altından kalkamazsınız. Söyleyeyim, bu iş sizi yer. Çünkü yarin bir gün öyle sesler çıkacak ki… Aman Allah.  Onun ötesinde, bu insanların, çocukların, gençlerin her şeyden önce kaliteli yetişmelerine gerek var. Bu Tablet bilgisayar  dağıtmakla olmaz. Ona varıncaya kadar , yapılacak o kadar çok şey var ki. Bir tek şeyi yapmak için sizin gücünüz yetmez..?

Ne mi? Sorayım size..

Niçin, acemi, dünkü okul mezunu öğretmenleri, Doğu’ya, Güney Doğu’ya gönderiyorsunuz da, asıl yetişmiş, işten anlayan öğretmenleri göndermiyorsunuz? Doğudaki insanlar gözden uzak, ikinci kalite insanlar mı? Hiç olmazsa,  stajyer öğretmenleri , Batı’da en az iki yıl bir Uzman Öğretmenin nezaretinde gözlem yapmasını sağlayın. Birlikte çalışsınlar, iş başında öğrensinler… Batı ülkelerinde bu iş böyledir. Acemiyi hemen cepheye sürmezler. Siz ne yapıyorsunuz. Yüzme öğretmek için adamı denizin kıyısına getiriyorsunuz, kıçına bir tekme; varsın dalgalarla boğuşa boğuşa öğrensin, diyorsunuz… bu insafsızlıktır. Hadi bakalım, tecrübeli öğretmenleri gönderin Doğu’ya, yapabiliyor musunuz? Kolay mı?

Hem eğitimde  130 bin öğretmen beklenirken (Yeni  sistem bu rakamı ikiye katlayacaktır…) Diyanet işlerine 15 bin kadro vermek ne kadar doğrudur…?

Neyse biraz daha vaktiniz var… biraz daha düşünün. Bu işler, “ben yaptım, oldu..”  demekle olmuyor. Hiç olmazsa bir bilene danışın. Yoksa, paraya da , zamana da, yapılanlara da yazık olur… Türkiye’nin büyük bir gücü heba olur gider. Bir başkası düzeltene kadar.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..