Eğitim sistemindeki karışıklık

Geçen sene ilk okul 1. sınıfa giden kızımızı okulun ders programı 1. sınıf öğrencileri için uygun tertip edilmediğinden dolayı 2. sınıftan başka okula gönderdik.
Fakat değişen bir şey olmadı.

Geçen perşembe veli toplantısına gittim. Kızımın sınıf öğretmeni ile müdür, veliler toplandıktan sonra söze başladılar; Bir veli olarak akşam çocuklarımız ödev yaparken onlara yardım etmeliyiz, gerekirse televizyonu bile kapatmalıyız ve s.
Ondan sonra istatistik göstericilere göre şehir nüfusunun öğrenci sayısı ile anadolu lisesini kazana bilenlerin arasında ne kadar büyük fark olduğunu öne sürerek, Kayseride kaç bin öğrenci olmasına rağmen %10 oranla Anadolu liselerini kazanabilen öğrenci sayısı var dedi.

Evet bunlar hepsi doğru, ama asıl nedenini söylemedi. Ben bu arada söz aldım ve eğitim sistemindeki boşlukları bir bir irad tuttum:
-Bana söyleyebilir misiniz-dedim- eve verilen ödevleri velilere mi, öğrencilere mi veriyorsunuz?

Bu sorumu hiç beklemiyordu, hemen izah etmeye başladı. Bense daha detaylı eleştiri için tekrar söz istedim:
-Lütfen, izin verir misiniz, ben daha bitirmedim.
Tamam devam edin(çareszce söyledi, müdür bey).
-Türkçe kitabında basit bir orman resmi var ve altında yazıyor: "Ormanla yağmur arasındaki ilişkiyi resimleyiniz?!". Hocam bu kadar da tuhaf bir cümle olur mu 2. sınıf öğrencisi için? Bu çocuklar daha basit kelimelerin anlamını düşünmekte zorluk çekerken böyle bir garipce cümleyi nerden anlasınlar, "ilişkiyi resimleyiniz!" Sonra ödev vermişsiniz: "tasarruf resmi çiziniz". Allah aşkına, bu soru profesyönel ressamlara verilse yine durup düşünür, "acaba nasıl bir resim çizssem de tasarrufu anlatabilsem" derler. Hocam, dünün bebeleri fidanlar nerden bilsin, daha tasarruf nasıl olur, onu henüz basitçe bir kelimeyle anlata biliyoruz, fazla tüketmemeliyiz diye. Böyle bir zorluk olur mu 2. sınfı öğrencisine?

Bir başka iradım: eve ödev veriyorsunuz ve sonra ödevlerini yapmış mı diye kontrol ediyorsunuz, o zaman bu ödevleri velinin yapmış olduğunu anlamıyor musunuz, bir öğrenci okula gittikten sonra artık öğretmenine daha çok güveniyor neinki velisine. Demek ki siz o ortamı yaratmıyorsunuz öğrenciye ki, ödevlerini kendisi serbest yapmasını öğrensin. Oysa matematikten babası, resim çizmek ve türkçeden ben yardım ediyoruz. "Önce kendin yap, yanlış olursa biz yardım ederiz" dediğimizde bize küsüp ağlıyor.
Burdan böyle bir sonuca varıyorum ki, siz öğrencinizin asıl yeteneyini, neye kadir oludğunu değil sadece ödevini her hangi birisi tarafından olursa olsun, yeter ki, ödevler yapılmış olsun diye düşünüyorsunuz.

Üçüncü bir iradım: böyle bir karmaşa eğitim sistemi olduktan sonra Allaha şükür edelim ki, o dediğiniz %10 oran öğrenci Anadolu liselerini kazana biliyor.
Ben artık, her geçen gün neden bir yerlerde öğrenciler okulu birakıyor, diye düşünüyordum, sistem beni iyice şaşırttıktan sonra anladım.
Müdür beyin ve sınıf öğretmeninin bana söyleye bilecekleri zıt fikir olmadı ama "sorular ve ders programları yukarıdan geliyor, bize göre yapabileceğimiz bir şey yok, dediler.

O zaman böyle bir saçma ders programları tertip edenlere bir mesajım var:
Siz öyle bir zenginlik içerisinde çocuklarınızı en gelişmiş özel okullara gönderiyor ve sonra ona göre ders programları ayarlıyorsunuz. Ama evlerine gazete, dergi bile girmeyen aileler var ve böyle bir zorunlu ödevleri velilerin bile anlayamadığı oluyor.Ki, her yer şehir değil, gelişmiş değil, bunun köyü var, kasabası var, ilçesi var ve s.Size zahmet, bunları da düşününüz, lütfen, öğretim sistemi görevlileri!