Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

27 Aralık '12

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim terörü...

Eğitim terörü...
 

Belki haddini aşan veya çok iddialı bir başlık oldu ama bugünkü eğitim sisteminde reform diye kabullendirilmeye çalışılan sistemin genel adı bana göre budur. Denenmemiş, fikir jimnastiği yapılmamış ve onay alınmamış hemen her türlü olgunun adı bana sorarsanız terördür…

PKK ortalığı kana bularken bana mı soruyor, benim fikrimi almış savunduğu fikir veya taleplerin kabul göreceği konusunda mutabakat sağlamış mı? Hayır, o halde adı fikri, zemini ne olursa olsun adı terördür. Kısaca zorla ve tahakkümle kabul ettirmedir.

Eğitim nedir diye düşündüğünüzde şu tanımlamaların birbiri ardı sıra yapılmasında fayda görüyorum;

Bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir.

Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür.

Seçilmiş ve kontrollü bir çevrenin (özellikle okulun ) etkisi altında sosyal yeterlik ve uygun değer bireysel gelişmeyi sağlayan sosyal bir süreçtir.

Eğitim, önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizgesidir. Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istekli değişme meydana getirme sürecidir.

Bu tanımlamalara bakarak bugünün diretilen ya da dayatılan eğitim sistemi için şu tanımlamayı yapmak sanırım yanlış olmayacaktır:

 ”İnsanların diğer insanları belli bir maksatla “kültürlemelerine” ya da kasıtlı “kültürleme” sürecine ise eğitim denilmektedir.”

Burada “eğitim terörü” diye adlandırılmasına neden olacak bir uygulama sergilenmektedir. Amaç ülke ve halk menfaatleri değil belirli bir zümrenin aşağılık komplekslerine yanıt aramaktır. İmam hatip okullarında diretmek her öğrenciye din eğitimini verdirmek inanç sistemlerinin eğitim sisteminde vücut bulmasını aramak hatta zorlamak dünya insanlık ve ülke çağdaşlaşmasında büyük bir engel olduğunu görememek “terörün” ta kendisidir.

Hepimiz Müslümanız dinimizi layıkıyla öğrenmek isteriz ama bunun yeri okullar değil aileler ve  “Cami” lerdir. Siz hurafelere bezenmiş hayal mahsulü dini yaklaşımlarla eğitilmiş cami hocalarıyla din öğretmeye kalkarsanız kusura bakmayın ama hiç kimseye Allah’ın varlığını İslam’ın muhteşemliğini kabul ettiremez sadece dini sömürüler ile korkutabilirsiniz, o kadar.

Liseye giden çocuklarımız benliklerini bulmaya başladığı için din hocalarının anlattıklarını ve onların diğer öğretmenlerine benzemeyen yaklaşımlarını gördüklerinde yaptıkları anlamsız yorumları duyduklarında kendi dinlerinden nefret etmeye başladılar, bunu görmemek bana göre bağnazlıktır, aptallıktır.

Bugüne kadar hemen her türlü sosyal uygulamayı hep dışarıdan alma alışkanlığımız olduğu için bizim kendimize ait hiçbir sosyal ve medeni uygulama biçimimiz yoktur. Eğitim sistemimiz de onlardan sadece biridir. Başkalarının denediği belki de başarısız oldukları için terk ettiği ne varsa biz denemeye çalıştık halen de çalışıyoruz. Oysa yukarıdaki tanımlara bakacak olursanız eğitim sistemi bir ülkenin en temel harçlarından biridir. Neden başka ülkelerin eğitim sisteminin kendi ülkemizde uygulamaya çalışırız anlamak da zorluk çekerim. Bunu kendi halkını kendi şartlarını bilmemek olarak adlandırmak yanlış mı olur acaba? Yani biz kendimizi tanımıyoruz, tanımayınca kendimize güvenmeyince ve son yılların hastalığı yabancı hayranlığı ağır basınca kendi eğitim sistemimizi yaratamıyoruz…

İsterseniz hoşgörünüze sığınarak, günümüz şartlarına dünya gerçeklerine uyan bir eğitim tanımı yapmak istiyorum. İster katılırsınız ister katılmazsınız, sizlerin de kendi görüşleriniz içerisinde yapacağınız tanımlara da saygı duyar bana yazarsanız memnuniyetle paylaşırım.

“Eğitim sistemleri ülke yönetenlerin bireylerin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istenilen yönde ”eğitimin amaçlarına uygun”  değişme meydana getirme sürecidir.”

Bu tanıma göre; Eğitim bir süreçtir.  Eğitim sürecinde, bireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Davranışlarındaki değişme kasıtlı olarak gerçekleştirilmektedir.    Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşantıları esastır…

Eğitim insanların davranışlarında, yaşam tarzlarında, konfor alanlarında, inançlarında toplum tarafından algılanma şekillerinde farklılık göstermedikçe amacına ulaşmaz.

Şimdi bu yazımı kısa keseceğim, yazımın amacı dün kullandığım “eğitim terörü” tanımlamasına yöneltilen yorumlar içindir.

Şimdi sizlere bugünün eğitim sisteminde karşı karşıya kaldığımız ana sorunlardan bir kaçını sıralayacağım. Yapmamız gereken bu sorunları bir bir ele alıp genele uyarlamaktır, bu yüzden dün yazdığım gibi herkesin katılımına ihtiyaç vardır. Ahkâm kesmek istemiyorum, bir çift gözün bakıp göremediğini bir başka çift göz bakıp görebilir. Gelin geniş bir katılımla bu soruna birilerinin dikkatini çekecek şekilde çözümler üretip paylaşalım. Eğitim sistemimize ancak böyle çare bulacağımıza inanıyorum. Şuna kesinlikle inanın “Kurtuluş savaşında halk kurtulmayı istemeseydi o savaşlar asla kazanılamazdı”

1-      Eğitim sistemimizin sürekli değişmesi yani kalıcı olamaması,

2-      Her gelen bakanın kendi çıkarlarına dini yapısına uygun yeni bir eğitim sistemi için kendini yetkili sayabilmesi,

3-      Halkın hiçbir şart ve koşulda sisteme katkı sağlayamaması,

4-      İktidarların koşullandırılmış ve kuşatılmış eğitim sistemi ile tek tip adam yetiştirme taleplerine toplumun tepkisiz kalması,

5-      Yeterli okul ve öğretmen temin etmeden yeni bir uygulamaya başlanması, görev alacakların eğitilmemesi ve önceden bilgilendirmemesi,

6-      7 yaşında okulda başlamanın nasıl bir zararı görülmüş ki 66 aylık çocukların eğitim görmesine karar verilmiş olması,

7-      Sadece okulda değil hayatın her aşamasında sınav sonuçlarına mahkûm olmuş toplumumuzun yeni uygulamada da bilgi ağırlıklı olmayan ezbere dayalı bir sisteme layık görülmesi,

8-      Özel okulların ve özel dershanelerin sosyal yaşamdaki başarılı yerini incelenmeden siyasi bir ürün olan okullarda diretilmesi,

9-      Özellikle yetersiz ücret uygulaması garip bir atama sisteminin yanı sıra son yıllarda çok büyük fark atan kadrolaşma ve muhafazakârlaşmanın masum görülmesi,

10-   Çıkarılan kıyafet yönetmeliğinde okullarda bazı dini sembollerin kullanılır olmasına özellikle izin verilmesi…

Bunlar sadece bir kaçıdır ki ana noktalarda incelenip öğrenci psikolojisine çevre yapısına kapasiteye ve kaynaklara inildiğinde tartışılabilir tespitleri ortaya koymak mümkün olacaktır.

Daha yüzlerce hatta binlerce sorunu var eğitim sistemimizin. Bu kadar çok sorunu olan bir sistemin kalıcı olan uygulamalarla bezenmediği sürece ne yaparsanız yapın “eğitim terörü”  diye nitelendirilmekten kurtulması mümkün değildir.

Eğitim sistemi nin siyasi süreç ve amaçlara değil de insanlara hizmet ettiği sürece başarılı olmaması mümkün değildir.

Çok güzel bir söz var; “Demiryollarının %5 i demir, %95 i insandır”

Atatürk’ün bir açıklamasında bir alıntı yapacağım eğitimin önemi için. ”Toplumu hakikat ve mutluluk hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyacı vardır. Biri vatanın kurtulmasına korunmasına adanan asker ordusu, ikincisi ise milletin geleceğini yoğuran irfan ordusuna”

Eğitim terörünün sorunları tek tek paylaşmak üzere, şimdilik bu kadar.

Bugün Anayasa mahkemesi 444 sistemi ve yeni yapılanmalar kadrolaşmalar için CHP nin iptal başvurusunu değerlendirmektedir. Bu yazıyı yazarken de henüz netice bağlamadığından genel bir değerlendirme ile yetindim. Daha geniş paylaşımlar için yakında karşınızda olacağım…

Erdoğan Özgenç

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..