Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '22

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimin Geleceği Üzerine

OECD Eğitimin ve Becerilerin Geleceği 2030, yaşadığımız çağda bireyin ihtiyacı olan bilgi, beceri, tutum ve değerlere dönük müşterek bir söylem ve anlayış oluşturmak maksadıyla 2015 yılında başlatılan bir vizyon geliştirme projesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Projenin temel amacı; “yeni kuşakları henüz icadı bile gerçekleştirilmemiş teknolojileri kullanma becerisi elde etmeye, henüz hayalini bile kuramadığımız birtakım sosyal sorunlara karşı hazırlıklı olmaya ve henüz mevcut olmayan ama gelecekte var olabilecek mesleklere şimdiden nasıl hazırlayabiliriz?” sorusunun cevabını aramaktadır. Bu bağlamda proje, 2030 hedefleri doğrultusunda “öğretme ve öğrenme” ile “uluslararası öğretim programı analiz çalışmaları” alanları üzerinde ilerlemektedir.

Gelecekte insanlığı nelerin beklediğini şimdiden bilmek güçtür ama şimdiden bazı ipuçları sayesinde insanlığın ulaşabileceği aşamayı tahmin etmek mümkündür. Bu yüzden kuşakların dünyayı dolaşarak öğrenebilmesinin önü açılmalıdır. “Dünyayı dolaşmak” deyince hemen öyle aklımıza fiziki olarak ülke ülke seyahat gelmesin. Dünyayı dolaşmak; aslında dünyadaki olup biteni okumak, yaşanan gelişmeleri yakından takip etmek, gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmak ve elde edilen kazanımlarla icatlar üretmeye yönelmektir. Bir nevi uyum sağlamak, ayak uydurmaktır.

Öğrencilerin bilgi depolamaktan çok desteğe ihtiyacı var. Mevcut bilginin her yıl ikiye katlandığı günümüz dünyasında öğrenci salt bilgi ve becerilerle değil, kendisine yol gösterecek tutum ve değerlerle de donanmalıdır. Bu onları ahlaklı ve gerçekleştirdikleri eylemlerin sorumluluğunu alan bireyler hâline getirecektir.

Kuşakların aynı zamanda fırsatlara ihtiyaçları var. Müreffeh toplumlara erişmek ve insanlığa faydalı olabilmek için onların girişimci ruhları beslenmeli, bu yönde politikalar geliştirilmelidir. Bu da ancak eğitimle mümkündür. Lakin günümüz eğitim sistemleri, hızla gelişen insanlığın bu ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. “Eğitim öğrencilere bir şeyler öğretmek değildir, olmamalıdır. Eğitim sistemleri, “Eğitimin amacı öğretmek değildir.” Anlayışından hareketle, öğrencilere güvenilir pusulalar ve navigasyon araçları geliştirmelidir. Bu araçlarla donanmış öğrenciler giderek karmaşıklaşan, sürekli değişen ve belirsiz hâle gelen bir dünyada kendi yollarını buldurmayı öğretmek daha anlamlı olacaktır. Var olan bilgi, hayal gücü, farkındalık, beceri, ortak değerler, entelektüel birikim, ahlaki olgunluk ve sorumluluk duygusu öğrencilere yol gösterecek araçlardır. Yaşanabilir bir dünya için bu araçların bir arada kullanılması yeterlidir. 1800’lerin başında ortaya çıkan Sanayi Devrimi’nin bir ürünü olan günümüz eğitim sistemleri, devletlerin ideolojileri doğrultusunda bazı değişikliklere uğratılmış, “istendik insan modeli” anlayışıyla şekillendirilmiştir.

İki yüzyılı aşkın bir süredir uygulanan bu eğitim anlayışı artık köhnemiş; bütün cilaya, boyaya rağmen tel tel dökülmektedir. Dünyadaki eğitim sistemleri insanlığın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Bireyleri sınıflandıran, onlara yol göstermeyen, onların hayal güçlerini öldüren, onlara sadece ne yapacağını söyleyen çoğunluğu birbirine benzeyen sistemlerin insanlığa katacağı bir şey yoktur. Bu eğitim sistemlerinin çıktıları olan öğrencilerin de birer robottan farkı olmayacaktır.

2011 yılında Alman hükümetinin Endüstri 4.0 stratejisini başlatmasıyla birlikte akıllı üretim ve üretim yöntemleri gelişmeye başladı. Bunun yanı sıra “nesnelerin İnterneti” dediğimiz kavram ortaya atıldı. Nesnlerin interneti, üretimi ve insanlığı internet üzerinde birleştirmeyi başardı. Bu; insanların, teknolojik cihazların, nesnelerin ve sistemlerin yer aldığı bir “akıllı endüstri” oluşturmayı hedefleyen bir strateji olarak karşımıza çıkıyor. 2011 yılında başlatılan bu süreç 2019 yılına gelindiğinde dinamik bir hâl aldı, kendi kendine organize olabilen üretim ağları ortaya çıkmaya başladı. Hâl böyle iken eğitim sistemleri, meydana gelen bu baş döndürücü değişimin dışında tutulamaz. Değişimi öngören ve geleceği okuyan devletler, eğitim sistemlerini kökten değiştirme kararı aldılar bile.

Başını OECD ülkelerinin çektiği birçok ülke, eğitim sistemini; çekirdek temeller, dönüştürücü yeterlikler, etken öğrenci-ortak etkenlik ve öngörü-eylem-yansıtma döngüsü olmak üzere dört bileşen üzerine inşa etmeye başladılar. Kısacası inşa sürecini hızla tamamlayan ülkeler, gelecekte söz sahibi olan ülkeler olacaktır. Diplomadan çok yeterliliklerin, becerilerin, tutumların, sorumluluk alabilme kabiliyetinin, değerlerin konuşulacağı yarının eğitimine ve yarının okullarını inşa etmeye bugünden başlamalıyız.

 
Toplam blog
: 13
: 489
Kayıt tarihi
: 29.10.17
 
 

Öğretmen, Eğitim Yöneticisi, Yazar, Siyaset Bilimci ..