Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '06

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ego'ya bir bakış

Ego'ya bir bakış
 

Öğrenci üstadına sorar: ego nedir? Üstad yüzünü buruşturarak öğrenciye dönüp, "bu ne kadar aptalca bir soru. bunu sadece bir aptal sorabilir." der. öğrenci allak bullak olur, öfkeden kıpkırmızı kesilmiştir. üstad gülümser ve şöyle der: işte ego budur!

Ego, latince bir kelimeden gelmiştir ve ben, benlik, ile eş anlamlıdır Ego, bencillik, egoizm, benlik ,ben, id ve superego kelimeleriyle bağlantılıdır. Ego, insanın özgüven, özsaygının oluşturduğu iç dünyasıdır

İşte zen hikayesindeki üstadın amacı kişinin ego'suna dokunmuştur Ego kimliktir, kişiliktir.Bir dönem önce şu an yazarını anımsayamadığım bir makalede, okuduğum kadarı ile 0-6 yaş arası ego ortaya çıkmaktadır.İlk doğduğumuz andan itibaren başlayan yaşam yolculuğunu adımlarken, bilinçaltımıza çeşitli alışkanlıklar yerleşir.Özellikle ilk olarak dokunma ( bebeğin anne sütü emmesi, anneye dokunması,) daha sonra annenin çocuğu okşaması ,gülücüklerle oynaması, ona bakışı,sevgiyi aktarması , duygusal, zihinsel, fiziksel bir gelişim sağlar ve sağlıklı bir ego oluşumunu da birlikte geliştirmiş olur Anne ve çocuk arasındaki, iletişim çok önemlidir ve bu ilerde tutunma ayakta kalma gücünü arttıracaktır. Çocuk daha sonraki yıllar ''ben'' ve ''diğeri'' olarak egoyu tespit edecektir. Kendinden başkalarının da ihtiyaçları, istekleri, beklentileri vardır .

Dolayısıyla en önemli yıllarda bilinçaltındaki imgeleme ile kendi kimliğini,oluşturur ve aldıkları oranında yansıtmaya başlar ve eğer çocuğun yaşadığı ortam,(sevgisizlik, ilgisizlik,terk edilme) olması gerekenden farklı ise kendi yolunu çizmeye başlar ve şartların getirdiği ego oluşur ..Kişilik diye adlandırdığımız özgüven ve özsaygıyı getiren,temaslar sevgi ve ilgi ,şevkat yerine de bilincinde kendine göre bir dünya geliştirir.Şu an'a kadar ego'nun sağlıklı ve sağlıksız yönlerinin olduğunu anlatmaya çalıştım .Günümüzde insanın uzak doğu felsefesi ve ,metafizik'e yakınlaşması da bunu doğrular nitelikte.Kendini arayış!

Bu yakınlaşmanın en güzel yanı, ciddi eğitimle ve eğitimcilerle ego dengelenebilmesidir. Bireysel olarak her ego,kendi dengesinden ,negatif ve pozitif olmasından sorumludur.Kişilik oluşmasındaki yerleşmiş ego'ları gözlemleyerek, kendini tanımayı amaçlayanlar için, ''Sokrates "kendini bil" deyisiyle; kendi içinde yolculuk yap, vicdanın ne diyorsa onu öne çıkar, dünyaya bilinçli bakmanın yolu bu iç yolculuktan geçer demektedir''

Ego yaşamımızda gerekli olduğuna göre,kendimizi tanıma yolculuğunda , nasıl bir ego'ya sahip olduğumuzu tesbit edebilmemiz ,bizlere yepyeni ufuklar açacaktır. İnsan daima gelişime açıktır kaldı ki, bu gelişim kendini tanıması ve ego çatışmalarının içine girmeden önce bir kez daha düşünmesi için gereklidir.
İdeal ego'ya sahip bir kişinin, diğerlerini daha iyi anlayabilme özelliğine vardır İdeal ego'nun çok az kişide olmasının yanı sıra olgunlaşmış ego'lar derin deneyimlerden sonra ,kalıplaşmış özgür olamayan yönlerini dengelemeyi öğrenmişlerdir.

Bireyin günlük yaşamında ,kariyerindeki tutum, çevresindeki diğer canlılara ve bireylere olan tavrı,kullandığı eşyaları veya mülkünü kullanış şekli de ego'nun kalıplarını çok rahat tespit ettirebilir

Yazımın ilk başında aktardığım dokunma,dokunarak sevgi, şevkat, ilgi gösterilmesine dayanan ego oluşumu,eğer eksik veya yoksunluk izi taşıyorsa, beden sürekli ihtiyaç hisseder ..

Eğer bunu bir yardım almadan,düzeltme çabası gösterilirse, belli süre sonra karmaşık inanışlara veya olumsuz davranış biçimlerine sebep olabilir .

En güzel çözüm, psikolojik destek almalıdır Kaldı ki bu destekle ilerlerken kişisel gelişim,özgüven,motivasyon çok önemli ikinci bir aşamadır.

Öyle ise kendimizi tanımaya başlamakla ve en önemlisi kişisel gelişimimize önem vererek ,yaşamı güzelleştirebiliriz.

Gelecek nesillere bırakacağımız miraslardan biri de, Sevgi'nin ego'da çok önemli bir rol oynadığı bilinci olabilir mi acaba?
Resim:redwing.hutman.net/~mreed/warriorshtm/ego.htm

 
Toplam blog
: 113
: 5180
Kayıt tarihi
: 11.09.06
 
 

Kişisel gelişimde, düşüncelerin kullanımını sanat gibi gördüğümden, 1986yılından itibaren çok sevdiğ..