Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '13

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Eko İnsan

Eko İnsan
 

Ben insanın doğa ile uyumlu çevreci bilinçle var olmasını sadece yeşil ve temiz bir çevrede yaşama arzumdan dolayı değil; ayrıca, dünyanın yokluğunda bile insan uygarlığının sürdürülebilir yapılmasına yeterli zaman kalması için önemsiyorum. Şöyle ki, her şeyin zaten bir sonu var; ölümün bile… Yani, doğanın kendini yenileyici devinim sistemini sonsuza kadar koruyamayız. Bence bu sonsuzluk doğanın evrimsel gerçekliğine de aykırı olurdu. Ne var ki, dünya doğasının nasılsa bir sonu gelecek umursamazlığıyla varoluş dengesinde zorlamalı bir erken bozulma küçük kıyametlere neden olabilir. Bunu istemeyiz; bu yüzden dünyanın doğal sonuna kadar kendi varoluş dengesi içinde yenilenip dirilmesine yardımcı olmalıyız.
 
Yani, dünyanın sonunu kendi elimizle getirmeyelim. Bu da ancak doğanın varoluş devinimini kollamayı kendine görev sayan küresel insan uygarlığıyla olasıdır. Eko-insan bu uygarlığı hem talep eden hem de yaşantısını doğanın varoluş devinimini bozmayacak biçimde düzenlemeye uğraşan insandır.
 
Doğanın kendi varoluş evrimi içinde doğal yok oluşundan önce, umarım insan uygarlığı evrende bir yerde var olabilmek için yapay yaşam doğasını üretmeyi başarır. Bir gün gelecek dünyayı terk etmek zorunda kalacağız; işte o gün geldiğinde insan başka dünyalarda, hatta uzay gemilerinde yaşamını sürdürmeye yeterli ortamı yaratabilecek bilgi ve beceriye sahip olarak dünyayı terk edebilmelidir. Eh, bu bilgi ve beceriyi de ister istemez dünya üzerindeki doğadan öğrenerek edinmek zorundayız. Bilgisine ve nimetlerine henüz bağımlı olduğumuz doğayı kendi elimizle yok etmek tam bir budalalık olur.
 
Çevreciliğin eğitimsel bilinç edinimiyle küresel bir uygarlık kültürü yapılması gereğinden bile fazlasıyla önemsenmelidir. Sadece ulusal çapta somutlaşan çevre politikaları ulusal çevre mülkiyetini kurtarmaya bile yetmez. Çünkü dünya doğası bir bütündür ve hiçbir ulusal sınırla parçalanamaz.
 
Dünya doğasını insan soyunu yok edecek kadar bozabiliriz de; ancak hayat insanı yeniden yaratmayı umursamadan farklı doğal ortamlar oluşturmaya devam edecektir. Can çivileyici yanıt, “Hayatın yeni doğasında insan olacak mı?” sorusuna verilendir. İnsanı hayatın bir mucizesi sayan aklım, mucizenin ikinci kez oluşabileceğine inanmaz. Zaten tekrarı olası olan hangi şey mucizeden sayılır ki? Endişem bu yüzden sıkıntı basar geleceğin hayaline. Bu nedenle insan uygarlığı aklın bilimini kendine yol yaparak varlık nedeni olan dünya doğasını korumayı geleceğinin sigortası saymalıdır. “Eko-insan” davranışı bu amaca hizmet etme bilinciyle anlam kazanır. Yaşadığımız dünya bizim değerlerimizden başka bir şey değildir. Biz her şeyden önce, en büyük ve pahalıyı, en lüks olanı satın alabildiği için insanın özlük değerinde bir artış olmadığını bilincimize dank ettirmeliyiz…
 
Deniz Kızılçeç çevirisiyle; "Marx'ın Ekolojik-İktisat ve Doğa Üzerine Düşünceler" adlı kitabın tanıtım sözcesinden bir alıntı:
 
*"Marx'a göre insan, doğadaki güzelliğin yasaları doğrultusunda üretmeyi ve tüketmeyi hedeflemelidir ki bu en yüksek idealdir".
 
Bence, insan uygarlığının onuru olabilmenin en bağlayıcı ipucu budur işte. İnsanlık ancak çevreci uygarlıkla kendini yüceltebilir… Çünkü ‘çevre’ kavramı insandan bağımsız bir dış alan bilgisi yapmaz; insanın her tür var-oluş ve var-ediş eylemi ‘çevre’ kavramını somutlaştıran en büyük etkin unsurun ta kendisi olur.
 
Muharrem Soyek

 

 

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..