Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '08

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Ekonomide slalom

Ekonomide slalom
 

Kusursuz bir haber fırtınası içindeyiz.

O banka battı. Bu banka battı.

Alman ekonomisi durağan konumuna geçti.

Macaristan batıyor.

Bizde de dolar fırladı, borsa sürünüyor.

Başbakanımız, hamdolsun konumunda.

İnsanın aklına hemen şu soru geliyor. Dünya ekonomisinidöndüren para nereye gitti? Buhar mı oldu? Bence bu kriz bilinçli olarakyaratıldı. Global sermaye altmış yıldır üzerine yapışan tozu kiri temizliyor. Bir örnek: Hükümetimiz bavulla gelecek parayı sisteme sokmaya karar verdi. Bu yolla temiz paranın yanında menşei belirsiz kara para da aklanıp sisteme girecek. Sonuçta bundan biz zarar göreceğiz ama global sermayenin böyle şeyler umurunda değil. Yeter ki kendini rahatsız etmeye başlayan pislikler temizlensin. Onlar fırtınayı kopardı, birileri harıl harıl temizliği yapıyor.Şimdi şu global sermayeye bir göz atalım.

Asrımızdan önce beş asır boyu, global sermaye yoksul ülkelerin madenlerini, ham maddelerini batıya taşıdı. Oralarda üretti, sattı. Bu yolla refah içinde bir batı toplumu yaratıldı. Gelişmiş ülkeler, yoksulları işgal edip, değerlerini batıya göndererek global sermayeye borçlarını ödediler. Saadet zinciri asırlar boyu mükemmel korundu. Ama her şeyin olduğu gibi onunda bir sonu olacaktı. Mala doyan batı halkı artık eskisi gibi almıyordu. Üretilen mallar elde kalmaya, dolayısı ile durgunluk, bir anlamda kriz başladı. Zengin batının şımarık çocukları birbirine girdi. 20. yüzyılın ilk yarısında çıkan iki dünya savaşının da önemli nedenlerinden biri bu idi.

Savaşlar sonrası global sermaye taktik değiştirmek zorunda kaldı. Zira büyük savaşlar kendilerine de zarar veriyordu. Yeni taktik, yoksul ülkeler batı eli ile kontrollü bir şekilde kalkındırılacak, kendi halklarının mal fazlası bu ülkelere satılacaktı. Ama hiçbir zaman yoksulların ileriler seviyesine gelmelerine müsaade edilmeyecekti. Tabii bu planın da riskli tarafları yok değildi. Bu nedenle o ülkelerde yandaş hükümetler kurdurulacak, basın ele geçirilecekti. Bu görevi de yine ileri devletler üstlenecekti. Aynen önceki asırlarda yoksul ülkeleri silah zoru ile işgal ettikleri gibi.

Bazılarının bu gün Büyük Atatürk’ün adını duymaya bile tahammül edememelerini anlayışla karşılamak lazım. Zira ulu önderin “iktisadi bağımsızlık kazanılmadıkça diğer bağımsızlıkların önemi yoktur” sözü, global sermayenin planlarına vurulmuş bir hançerdir.

Atatürk’ün sağlığında çok iyi işleyen bu politika, hem sıfırdan kurulmuş cumhuriyetimizi saygın bir noktaya getirmiş, hem de birçok mazlum ulusa örnek olmuştur. 1950 sonrası onun politikalarından vazgeçilince bugünkü durumumuz ortaya çıkmıştır.

Biz bu krizden fayda sağlayabilir miyiz? Evet! Atatürkçü politikaları günümüze uyarlayarak.

Tabii bu iş, ülkemizin alın teri, göz nuru olan kurumlarını “babalar gibi” satmakla öğünenlerle olmaz.

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..