Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

http://blog.milliyet.com.tr/ibrahimortas

16 Aralık '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomik kriz ve yerli malı haftasının önemi

Ekonomik Kriz ve Yerli Malı Haftasının Önemi

Türkiye Tarım Teknolojileri Yönünden Dışa Bağımlıdır

Son yıllarda ülkemizde uygulanan serbest piyasa ekonomisinin koşulları ile rekabet edememesi sonucu tarımda peş peşe çiftçiler ve üreticiler açısından olumsuz dönemler yaşanmaktaydı. İklimde meydan gelen salınımlar sonucu oluşan kuraklık ve son olarak da dünyada yaşanan küresel ekonomik krizin yol açtığı olumsuzluklar diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektörüne temelde sarstığı görülmektedir.

Ülkemiz maalesef tarım teknolojilerine öngörülen yatırımı yapmamsı sonucu bugün endüstrileşen tarım karşısında dünya piyasaları ile rekabet edemez duruma gelmiştir. Enerji, gübre, ilaç, tohum ve diğer tarım teknikleri yönünden dışa bağımlı konuma gelen ülkemiz tarımı ciddi sorunlar yaşamaktadır. Tabii doğal olarak nüfusunun %40’ına yakının halen tarımdan geçinen ve kırsalda yaşayan kesimin bu süreçten fazlası ile etkilendiği görülmektedir. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın, Türkiye'nin artık tarımda "kendine yeten 7 ülkeden biri olma" statüsünü kaybettiğini ve tamamen dışa bağımlı hale geldiğini belirtmektedir. Ayrıca Günaydın "Türkiye'yi ciddi açlık tehlikesi bekliyor" uyarısında da bulunmaktadır.

Türkiye Tarımı Destek Beklemektedir

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği'nin (TTKMB) Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım, ''Çiftçiler ve dolayısıyla tarım mutlaka desteklenmeli ki üretim yapabilsin” diyor. Üretim yapabilmeleri için de gerekli krediyi ve tarım girdilerini rahatlıkla alabilsin. Aksi halde tarım sektörü için çok zor günler yaşanabilir" diyor. Geçen yılarda artan gübre fiyatları gübre kullanımını %30 kadar düşürdüğü ve bunun doğrudan verim düşüne neden olduğu belirtiliyor. Halen dünyanın en pahalı enerjisini tarımda kullanan bir ülke konumunda bulunmamız nedeniyle önümüzdeki yıllarda gübre fiyatlarını pahalı olması teknolojide dövize bağlı tarım teknolojilerinin satın alabilme zorlukları nedeniyle bitkisel ve hayvansal üretimin daha da düşeceği beklenebilir. Bütün bu faktörler küçük çiftçinin tarımdan kopması ve kent varoşlarına sığınmasına neden olmaktadırlar. Tarımdan geçinemeyen küçük çiftçinin kente göç etmesi ile başlayan yeni süreç kentlerde istenmeyen sosyal sorunların oluşmasına neden olmaktadır.

Tarımda Korumacılık Kaçınılmaz

Yaşanan Küresel krizin nasıl aşılacağı konuşulurken bir çok ülke kürsel etkilerden korunarak korumacı pozisyon aldıkları görülmektedir. ABD başta olmak üzere sistemlerinin gereği olan liberal ekonomiyi bir yana bırakarak devlet müdahalesine yönelmişlerdir. Arjantin, Hindistan, Avustralya, Kanda buğday satışlarını durdurarak geleceği güvence altına almaya başlamışlardır.

Yaşanan kriz ile birlikte artan işsizlik, kentlerin varoşlarına yığılan ve 20 milyon kişinin üzerinde olduğu söylenen "mutlak yoksulluk sının" altında yaşayan kitlelerin beslenme sorunu gerçekten ciddi kaygı yaratmaktadır. Bunun en iyi ilacının kendi buluşumuz olan yekli malı tüketimine teşvik etmektedir. Batı ülkeleri korumacılığa geçtiyse ülkemizde tarım ürünlerine koruma getirmesi anlamlı olacaktır. Gerekirse Gümrük birliği, IMF ve Dünya Bankası anlaşmalarını delebilir. ABD, AB tarımda yüksek destek sağlayarak çiftçisini korumakta ve ihracat yapabilmektedirler. AB’de tarım ve gıda ürünlerinde kota uygulamasına geçmişlerdir. Türkiye de benzer uygulamalara geçebilir. En azından Doğrudan desteklemeyi üretime ve ürün kalitesi vererek ülkemiz tarımını korumaya alabilir.

Tarım Gittikçe Önemli Olmaktadır

Diğer taraftan artan kuraklık ve iklim değişimleri berberinde tarımı daha önemli durma getirmektedir. Dünyada tarım yapılabilir Afrika ve Asya alanları batılı ve Arap sermayedarların ilgi alanına girmiş bulunmaktadır. Ekolojik tarım ürünlerine olan talep milli geliri yüksek ülkelerin daha az kirlenmiş alanlarda tarım yapmaya yönelterek bu alanda yeni bir alanı oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Başkanı Jacques Diouf, tarım alanlarında “yeni bir sömürgecilik” anlayışının ortaya çıkmasından endişe ettiğini belirtiyor.

Yerli Malı kullanımı Küresel Krizin Ülkemiz İçin Yumuşak Aşılmasında Önemli Çıkış Kapılarından Biri Olabilir

"Yerli Mallan ve Tutum Haftası" bugün başlıyor. Türkiye'de her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanmaktaydı. Ülkemiz yıllar öncesinde ilk kalkınma hamlelerini toplumu bilinçlendirmeye ve kendi değerleri üzerinde geliştirmeye yönlendirmişlerdir.

Şimdilerde pek kutlanmadığı için gençler ve çocuklar tarafından pek bilinmiyor. Günümüzde artık ilk öğretim okullarında "nostaljik" bir kutlama düzeyine indirgenmiştir. Ancak uygulandığı dönemdeki önemi ve yaratığı etkinin önemli olduğu biliniyor. İlginçtir, ülkemiz yerli malı kullanımından vaaz seçtikçe tarım ürünleri yönünden dışa bağımlılığı da artmıştır. Bugün ülkemiz tarım ürünleri yönünden dışa bağımlı hale gelmişse, bunun nedeni, verimsizlik değil, sanırım uzun yıllardır uygulanan tarım politikalarının büyük payı bulunmaktadır.

Ülkemiz yaşamın her alanında yerli ürünlere yönelerek iç pazarı canlandırabilir, ithalatını azaltarak cari açığı daraltabilir.

Türkiye Tarıma Önem Vermelidir

Türkiye’de benzer uygulamalara geçebilir. Türkiye sahip olduğu iklim ve toprak özellikleri nedeniyle bir çok ürünü planlı yapılanma ile üretebilir ve gerektiğinde ithal yoluna gidebilir. Bugünden yarını ön görerek, ülkemizin krizin nedenlerini ve sonuçlarını iyi analiz etmesi ve olası gelişmeleri de hesaplayarak geleceğe hazırlıksız yakalanmamsı gerekir. Öngörümüz önümüzdeki dönemlerde tarım yeniden birincil sektör konumuna geleceği yönündendir. Ülkemizin tarıma yeniden önem vermesi ve 80 milyonluk nüfusunu dışa bağımlıktan kurtarmak zorundadır. Bunun için toplumun bilinçlenilmesi, kendi iç enerjisini doğru değerlendirmesi açısında yerli malı haftası iyi bir fırsattır.

 
Toplam blog
: 190
: 1163
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1985 yılında Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nde mezun oldum. 1986 yılında Şanlıurfa Köy Hiz..